Setr-i Avret Üzerinden Futbolu Konuşmak

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru:

“Göbek diz arasını göstermek erkek erkeğe de haramsa erkeklerin -futbolcuların dizlerinin yukarısının açık olduğu- futbol karşılaşmalarını izlemesi caiz mi? Birçok dindar erkek futbol maçlarını izliyor. Bunu uyarmamak çok büyük bir vebal değil mi?”

Cevap:

Yukarıdaki soruya cevap olarak, “Evet, erkeklerin göbekle diz kapağı arasında kalan bölgeyi açması (zaruret halleri müstesna olmak üzere) haramdır. Burası erkeklerin avret mahallidir. Futbolcuların giydikleri şortlar da diz kapağına kadar uzanmadığı için kısa şortla oynanan futbol maçlarını izlemek caiz değildir” diyebilirdim. Meseleyi böyle kısa bir cevapla geçiştirebilirdim. Ancak bence “futbol”dan bahsederken bundan daha fazlasını konuşmak durumundayız. Zira mesele oldukça farklı boyutlara sahip.

Her şeyden önce altını çizmemiz gereken bir nokta var: Futbol, toplum hayatında oldukça fazla yer işgal ediyor. Bir yanda dev bütçeleri, öyle her isteyenin iştirak edemediği, karmaşık ilişkilerin yön verdiği yönetim yapıları, diğer yanda alabildiğine büyük rakamların telaffuz edildiği transfer ücretleriyle, “renkli” hayatları ve oldukça genç yaşta ulaştıkları sosyal statüleriyle futbolcular… Ve nihayet hayatının oldukça önemli bir bölümünü bunlarla dolduran “taraftar”lar!…

Futbol takımlarıyla ve futbolcularla ilgili –burada detaylı olarak tadad etmeye gerek görmediğim– her türü bilgiyi hafızada tutmak, bunlara hayatında bu kadar büyük bir yer ayırmak, ancak zamanın büyük bir kısmını bunlara ayırmakla mümkün olabileceğinden, futbolla “seyirci” seviyesinde bile iştigal etmenin bize neye mal olduğunu sadece bu nokta üzerinde durarak dahi fehmedebiliriz. Yani bize emanet edilmiş olan zaman, enerji, hafıza vb. şeylerin heba edilmesi, işin bir yönünü oluşturuyor.

Öte yandan “seyirci” bakımından futbol dünyasıyla doğrudan ilişkili önemli bir olgu da maddî alanda kendini gösteriyor. “Taraftar”ın, gerektiğinde aile efradının rızkından kısarak futbol uğruna yaptığı harcamaların, türlü isimler altında oynatılan “resmî” kumarların yaptığı ciroların yanında esamesi bile okunmaz!..

Yazılı ve görsel basında futbolun kendisine ne kadar temel bir yer edindiğini anlamak için gazete ve televizyonların “spor” başlığı altında verdiği haberlere ve yazıp söylediklerine bir bakmak fazlasıyla yeterli. Çoğu zaman bu başlık altında izleyiciye/okuyucuya sunulan şeyin sadece “futbol” olması sizce ne ifade ediyor?

Belki bütün bunlardan öte kendimize şunu sormalıyız: Ulusal ve uluslar arası alanda “spor” dendiğinde ilk akla gelen etkinliklerin hemen tamamının, kuralları Batılılar tarafından belirlenmiş, kurumları Batılılar tarafından oluşturulmuş Batı kaynaklı etkinlikler olması hakkında ne düşünmeliyiz? Futboldan basketbola, hentboldan tenise kadar pek çok “spor” dalının aslında “emperyal” bir fonksiyon icra ettiğini söylemek abartı olur mu? Gerek bu “spor” dallarının, gerekse onlar etrafında oluşmuş bulunan kültürün, kimliğimiz üzerinde doğrudan ya da dolaylı ne türlü “dönüştürücü” etkiler yaptığını yeterince düşündüğümüzü söyleyebilir miyiz?

Futboldan bize yansıyanın, futbolcuların diz kapaklarından yukarısını görmenin günahından ibaret olmadığını acilen fark etmek durumundayız…

Milli Gazete – 18 Şubat 2006