Muhtelif Meseleler-8

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2010, Nisan Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

Bir önceki yazıda kısaca yer verdiğim görüşleri, Takiyüddîn en-Nebhânî’nin –sadece “zamansal” olarak değil, aynı zamanda fikir ve tarz olarak da– “Osmanlı alimi” olarak tavsif edilemeyeceğini göstermeye kâfidir. Elbette burada kişisel faziletleri söz konusu etmiyoruz. Zira bunun meselenin aslına taalluku yok… Burada okuyucu sorusunu vesile edinerek Hizbu’t-Tahrîri’l-İslâmî hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde Müslümanlar, pek çok sahada ciddi problemler yaşıyor. Küreselleştiği söylenen dünyanın sistemini tesis ve idare eden güçler, İslam’ın bünyesinde barındırdığı potansiyelin çok … Devamını Oku

Okuyucu Soruları 21 Muhtelif Meseleler-7

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2010, Nisan Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

Takiyüddîn en-Nebhânî, bir önceki yazıda da belirttiğim gibi 1909 yılında dünyaya gelmiştir. Meşhur alim Yusuf b. İsmail en-Nebhânî’nin vefat tarihi ise 1932. Dolayısıyla Takiyüddîn en-Nebhânî’nin, Yusuf b. İsmail en-Nebhânî’ye yetişmiş ve kendisinden ders almış olması tarihen mümkün. Aralarında akrabalık (dede-torun) ilişkisi var mıdır, yahut soruda sözü edildiği şekilde bir ders verme-alma hadisesi gerçekleşmiş midir, doğrusu bilmiyorum. Takiyüdîn en-Nebhânî’nin saygın bir Osmanlı alimi olup olmadığı meselesine gelince, herşeyren önce o, Yusuf b. İsmail en-Nebhânî’den farklı olarak Osmanlı ile … Devamını Oku

Muhtelif Meseleler-6

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2010, Nisan Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

Okuyucu sorusunun 4. maddesi şöyleydi: “Hocam yeni okuduğum bir makaleye göre Takiyüddin en-Nebhani, Yusuf en-Nebhani’nin torunudur ve kendisinden eğitim almış birisidir. (http://www.hizb.org.uk/hizb/who-is-ht/prominent-members/sheikh-muhammad-taqiuddin-al-nabhani.html) Hocam siz Takiyuddin en-Nebhani’yi nasil değerlendiriyorsunuz? Kendisine saygın bir Osmanlı alimi olarak bakılmasını doğru bulur musunuz?” Muhammed Takiyyüddîn en-Nebhânî, 1909’da Hayfa’nın (Filistin) İczim kasabasında doğmuş, yüksek tahsilini Ezher’de yapmış bir alimdir. Filistin’in çeşitli yerlerinde öğretmenlik ve kadılık yapmış, İzzeddin el-Kassam’la birlikte İngilizlere ve Yahudilere karşı mücadele vermiştir. İhvan-ı Müslimin’in kurucusu Hasan el-Benna’ya yakınlık duyduğu, bir … Devamını Oku

Muhtelif Meseleler-5

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Mart 2010, Mart Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

Okuyucunun, “İslam-laiklik-demokrasi ilişkisi” temalı 3. sorusunun cevabına devam ediyoruz. Önemli olan, Müslümanların, ezelî ve ebedî hakikatleri mümkün olduğunca fazla sayıda insana ulaştırma, mümkün olduğunca fazla sayıda insanı, hayatı bir bütün olarak kucaklayan İslam’ın diriltici soluğuyla buluşturma azminde ve cehdinde olmasıdır. Din’in sabitelerinin, Allah ve Resulü’nin çizdiği sınırların herhangi bir biçimde zedelenmemesine, örselenmemesine azami dikkati göstererek, Din’in bütünlüğünün muhafazasını gözeterek bu temel görevi yerine getirmek, meselenin olmazsa olmazını oluşturuyor. Geri kalan kısım ise nihaî noktada şartlar ve imkânlar … Devamını Oku

Muhtelif Meseleler-4

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Mart 2010, Mart Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

“Hocam müzik dinen haram mı, mekruh mu yoksa mübah mı? Bu konuda oldukça farklı görüşler var şimdiye kadar edindiğim bilgilere göre. Ehli Sünnetin ekseriyetinin haram dediğine yönelik bir fetva okuyorum. “Sonra İbn Hazm ve İbnul Arabi gibi müctehidler bunun mübah olduğunu söylüyorlar. Hocam bu konuda her iki görüşün delilleri nelerdir ve isabetli görüş sizce hangisidir?” Müzik meselesinde ulema arasında ihtilaf olduğu malum. Bu konudaki bir soruya 2005 yılının Kasım’ında bir seri yazıyla cevap vermeye çalışmıştım.[1] Bkz. … Continue reading O … Devamını Oku

Muhtelif Meseleler-2

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Mart 2010, Mart Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

3/Âl-i İmrân, 7. ayeti üzerinde durmaya devam ediyoruz. Bu ayette geçen “muhkemat”, “müteşabihat” ve “tevil” kavramlarının ne anlattığı netleştirilmeden ayetten muradın ne olduğunu anlamak mümkün olmaz demiştik. Kısaca bunları görelim: Muhkemat: Ayet, bunların “Kitab’ın anası/esası” olduğunu bildiriyor. Öyleyse “Kitab’ı anlama” faaliyetinin bunları merkeze alması zorunludur. Ne var ki mesele bu noktanın anlaşılmasıyla bitmiyor. “Muhkem” kavramının ne anlattığı üzerinde yoğunlaşmak durumundayız. Terminolojide “muhkem”, kendisiyle ne kastedildiği açık ve manaya delaleti kat’i olan, başka bir anlama ihtimali bulunmayan ifadedir. … Devamını Oku

Muhtelif Meseleler-1

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2010, Şubat Ayı 2010 OS

Soru “Selamun aleyküm hocam, Hocam size 4 sorum olacak müsaadenizle: Ali İmran Suresinin 7. ayetinin bir okunuşuna göre müteşabih ayetlerin tevilini yalnız Allah bilir ve ilimde derinleşenler “Hepsini kabul ettik” derler. Diğer bir okunuşuna göre müteşabih ayetlerin tevilini yalnız Allah ve ilimde derinleşenler bilir. Bu ayeti kerime iki türlü anlaşılabileceği için buradan iki tür hüküm çıkartılabilir. Dolayısıyla tartışma, müteşabihleri tevil caiz mi değil mi noktasında oluyor. Fakat hangi okuyuş en doğrusu hocam? Sonuçta Allah’ın demek istediği ve … Devamını Oku

Bir Miras Meselesi: Avl-2

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2010, Şubat Ayı 2010 OS

Vefat eden bir kimsenin geriye bıraktığı mirasçıların belli kimselerden oluşması durumuna has olmak üzere –bir anlamda “istisna” olarak– ortaya çıkan bir durumdan bahsediyoruz. Payların paydadan fazla olabildiği bu istisna durumu diline dolayan bazı “çok bilmişler” acaba bu meselede kafaları karıştırabilir miyiz düşüncesiyle avl meselesine mal bulmuş mağribi gibi abanmaktadır. Onlar tabii ki görevlerini yapıyor. Üzücü olan, bu tarz meselelerle her karşılaştığında karışmaya hazır bir kafa taşıyan mü’minlerin durumudur. Mesele şu: Bilenler bilir, miras meselelerinde mirasçıların hisselerinin toplamı … Devamını Oku

Müslümanlığımızın Sünnet-İ Seniyye İle İlişkisi

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2010, Şubat Ayı 2010 OS

Modern zamanlarda Müsteşriklerin ektiği fitne tohumu ne yazık ki tutmuş ve Ümmet-i Muhammed pek çok sahada bilinç kaymasına maruz kalmıştır. Bu “maraz” durumu kendisini en fazla Kur’an ve Sünnet’le ilişkimizde göstermektedir. Şurası kesin: Sünnet’ten tecrit edilen Kur’an, okuyanın ve yorumlayanın niyet ve maksadına göre konuşan bir “metin”e dönüştürülmek istenmektedir. Bunu yapanlar her ne kadar adını böyle koymasalar da sonuç itibariyle hadise budur. Üstelik bunu yaparken Kur’an’ın, “Gelenekçiler”in ileri sürdüğü gibi öyle “anlaşılmaz” değil, apaçık ve anlaşılır bir … Devamını Oku

Bir Miras Meselesi: Avl-1

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2010, Şubat Ayı 2010 OS

Soru “Muhterem Hocam Kur’anda miras paylaşımıyla ilgili bir problem var; çok tartışıldığı için size sormak istedim; “Nisa:11. “Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. … Devamını Oku