Bir önceki yazının sonunda zikrettiğim soru, günümüzde Ehl-i Kitab’a bakışta önemli arızalar doğuran bir meseleye müteallik olduğu için son derece önemli. Kur’an nazil olduğunda Tevrat ve İncil çoktan tahrife uğramıştır. Öyleyse Kur’an’ın, Tevrat ve İncil ehlini bu iki kitapla amel etmeye daveti nasıl açıklanabilir? Gerçi Tevrat ve İncil’deki tahrifin “lafız”dan ziyade “yorum”da olduğunu söyleyenler de var. Ama eldeki Tevrat ve İncil nüshaları arasındaki somut farklılıklar bile tek başına bu iddianın çok da gerçekçi olmadığını ortaya koymaktadır. Onun … Devamını Oku
Tevrat ve İncil’deki Nur-3
5/el-Mâide 46. ayette Hz. İsa (a.s)’ın, kendisinden önceki peygamberlerin izleri üzere ve Tevrat’ı tasdik edici olarak gönderildiği ve kendisine, içinde nur ve hidayet bulunan ve takva sahipleri için bir hidayet ve öğüt olan İncil’in verildiği bildirilmektedir. Burada birkaç nokta üzerinde durulmalıdır: Tıpkı Tevrat gibi İncil de Allah Teala katından olduğu için, her iki kitabın da insanlar için “hidayet ve nur” kaynağı olmasından garipsenecek bir husus yoktur. Ancak bu özelliğin, bu iki kitabın tahrife maruz kalmadan önceki muhtevaları … Devamını Oku
Tevrat ve İncil’deki Nur-2
Bir önceki yazıda mealini verdiğim ayetlerin ne anlattığına kısaca göz atacak olursak: 5/el-Mâide 44. ayette, Allah Teala’nın indirdiği Tevrat’ın bir nur ve hidayet kaynağı olduğu beyan buyurulmakta ve Hz. Musa (a.s)’ın tebliğ ettiği dini Yahudiliğe dönüştüren İsrailoğulları’na gönderilen peygamberlerin, bu kavme değişikliğe uğratılmamış Tevrat ile hükmettiği, o peygamberlerin yolundan giden alim ve abidlerin de aynı şekilde davrandığı haber verilmektedir. Ayrıca burada İsrailoğulları’nın alim ve abidlerinin bir özelliğine dikkat çekilmektedir ki, son derece önemlidir: Onlar, Allah’ın Kitabı olan … Devamını Oku
Tevrat ve İncil’deki Nur-1
Soru Maide 44-52 arası geçen ayetlerde İncil’de de nur olduğu, İncil ehlinin onunla hükmetmesinin istendiği, ümmetler arasındaki ihtilafların ahirette çözüme kavuşacağı, bu manada hayırlarda yarışılması gerektiği gibi bazı görüşler ifade edilerek, Kur’an da İncil ve Tevrat’ın lafzi anlamda bozulduğuna yönelik herhangi bir hüküm olmadığını iddia edenler var. Hatta Bahattin Sağlam’ın Tevrat tefsiri bile var. Maide 44-52 arasının tefsirini yapabilirseniz müteşekkir kalacağım. Cevap Okuyucuya bu son derece önemli meseleyi gündeme getirdiği için teşekkür ederek başlayalım ve önce ilgili … Devamını Oku
Kaza Namazları
Soru Hanefi ve Şafii mezheplerine göre kaza namazlarının hükmü nedir? Kaza namazlarını bitirmeden sünnet veya nafile namaz kılınamaz mı? Bu konu ile ilgili Hanefi ve Şafii mezhep imamları ne söylemişlerdir? Bir de namaza yeni başlamış ve de geç başlamış bir müslümana “önce …. yıllık kaza namazlarını bitirmen lazım” denildiği takdirde o kişi zaten yeni yeni başlayacak olduğu namaz ibadetinden soğumaz mı? Bu ne derece doğru? Cevap İlk sorudan başlayalım Kaza namazı bulunan kimsenin 5 vakit namazın önünden … Devamını Oku
Gayb Bilgisi-4
Kur’an’da geçen “hikmet” kavramının “gayba ıttıla”ı da içerdiği, hatta “vahiy” kavramının yine Kur’an tarafından sadece peygamberlere mahsus olarak kullanılmadığı gibi argümanlar[1]Tartışması için bkz. İlyas Çelebi, İslam İnancında Gayp Problemi, 149 vd. konuyu sadece peygamberlerle sınırlandırmanın tartışmalı olduğunu göstermektedir. Hatta bir önceyi yazıda da ifade etmeye çalıştığım gibi 72/el-Cinn, 26-8 ayetlerinin, Allah Teala’nın gaybı sadece Hz. Peygamber (s.a.v)’e bildirdiği tarzında anlaşılmasının isabetli olmadığı ortadadır. Peygamberler dışındaki insanların gaybî haberlere muttali kılınma vasıtalarından biri “ilham” ise, diğeri de, bizzat Hz. … Devamını Oku
Gayb Bilgisi-3
Bir önceki yazıda, peygamberler dışında da gayba muttali kılınan insanlar bulunduğuna delalet eden bazı ayetlerden bahsetmiştim. Bu noktayı biraz daha açmak istiyorum. ez-Zemahşerî, “O bütün gaybı bilir. Gaybına kimseyi muttali kılmaz. Ancak seçtiği bir elçi bunun dışındadır” (72/el-Cinn; 26-8) ayetlerini meşrebi doğrultusunda tefsir etmiş ve ayetlerin “evliyaya izafe edilen kerametleri iptal” ettiğini ileri sürmüştür.[1]ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, IV, 619-20. Fahruddîn er-Râzî onun bu istidlalini zikrettikten sonra, bu ayette geçen “gaybına” sözcüğünün “kıyametin kopuş vakti”ni anlattığını söyler. Yani ayet, kıyametin … Devamını Oku
Gayb Bilgisi-2
“Gaybı Allah’tan başkası bilmez” ifadesi, hangi anlamda kullanıldığına bağlı olarak hem doğrulanabilir, hem de yanlışlanabilir. Şöyle ki: Eğer bu ifade ile Allah Teala’nın bildirmesi olmaksızın gaybı hiç kimsenin bilemeyeceği kastediliyorsa; doğrudur. “Allah, gaybı hiç kimseye bildirmez, dolayısıyla hiç kimse gaybı bilemez” anlamında kullanılıyorsa yanlıştır. Zira bir önceki yazıda soru sahibinin zikrettiği iki ayet, konuyu, “Allah’ın seçtiği elçiler” istisnasıyla çerçevelemektedir. Keza yine bir önceki yazıda dipnotta gönderme yaptığım ayetler Hz. İbrahim, Hz. Yusuf ve Hz. İsa’nın (hepsine selam … Devamını Oku
Gayb Bilgisi-1
Soru “Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir). O halde Allah’a ve peygamberlerin iman edin. Eğer iman eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız sizin için büyük bir mükafat vardır.” (Al-i İmran suresi, 179) “O gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak seçtiği resuller başka (Onlara bildirir.) Fakat O rasulün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür ki resullerin, Rablerinin vahiylerini … Devamını Oku