Okuyucunun 4. sorusu şöyleydi: “4. Thomas İncili’ni ilk defa duydum; benim bildiğim kadarıyla Matta, Markos, Luka, Yuhanna vardır.” Soru metninde isimleri zikredilen metinler M.S 325 yılında İznik’te düzenlenen konsile damgasını vuran Roma İmparatorluğu’nun gücüyle “kanonik (yasal/sahih) inciller” olarak ilan edilene kadar 100’den fazla incil metni dolaşımdaydı. Bu süreçte, adı geçenler dışında kalan İncil metinleri “apokrif” (uydurma/zararlı) ilan etmek suretiyle yasaklamıştı. Bu noktadan itibaren Kanonik İnciller dışında kalan İncil metinleri tabir yerindeyse “yer altına çekildi.” Ele geçirilenler Kilise … Devamını Oku
Noel-4
3. Hz. İsa’nın belirtilen doğum tarihi doğru mudur? Hz. Meryem validemizin Hz. İsa (a.s)’ı dünyaya getirişinden bahseden ayetlerde şöyle buyurulmaktadır: “(Cebrail) “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk armağan etmek için gönderildim” dedi. Meryem şöyle dedi: “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl çocuğum olur?” (Cebrail), “Evet” dedi, “öyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki, “Bu benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten … Devamını Oku
Üç Aylar Üzerine
Modern zamanların önümüze koyduğu bir illüzyondur bu mesele. Din’i “mezhepler üstü” bir anlayışla ele almak, temel referansları mezheplerin dar çerçevesine hapsolmadan kuşatıcı bir açıdan görmek/okumak… Bu bir gerekliliktir; zira Din ilahî olduğu halde mezhep beşerîdir. İlahî olanı beşerî olana indirgemekse başlı başına bir arızadır… Asırlar boyunca bu ümmetin tefrika tuzağında birbirini boğazlamasına sebebiyet vermekten başka bir şeye yaramamış olan mezhep, bugün de İslam Coğrafyasının bizzat Müslümanlar eliyle kana bulanmasında başrolde bulunuyor. Ümmet mezhebi din yerine koyma arızasına … Devamını Oku
Noel – 3
Hollanda Diyanet Vakfı’nın Noel vesilesiyle yayımladığı mesajda yer alan hususlarla ilgili okuyucu sorusunun 2. maddesi şöyleydi: 2. İncil’den pasajlar öne sürülüyor. Günümüzdeki İnciller’e birşeyler eklenmiştir (papazlar veya onlara mensub olan kişiler tarafından) ve asıl inciller tahrip olmuştur. Kaynak veriyor ne kadar sağlam? İncil metni üzerinde ekleme-çıkarma, cümlelerin bağlamıyla oynama şeklinde tasarruflarda bulunulduğu malum. Hatta bugün elde bulunan İncil metinlerinin “üzerinde oynanmış metin” olduğunu dahi kabul etmek mümkün değildir. Zira elde “İncil metni” diyebileceğimiz bir metin yoktur. “İncil” … Devamını Oku
Noel – II
Geçen hafta metnini naklettiğim “Noel” sorusunda yer alan maddelere aynı sırayla cevap vermeye çalışayım 1. Bu neyin mesajı? Çünkü biz Müslümanların bayramı değil? Batı’da azınlık statüsüne yaşayan Müslümanların, orada kalıcı olma kararı verdikten sonra yaşadıkları çok yönlü ve derin yapısal problemleri aşmak için zaman içinde bulundukları yerlerin aslî unsurları olan Hristiyanlarla diyalog ve iletişim ortamları tesis etme ihtiyacı hissettiği malum. Bu çerçevede çeşitli etkinlikler düzenledikleri de bilinen bir husus. Soruda Hollanda Diyanet Vakfı’na atfen zikredilen metin de … Devamını Oku
Seferîlik Kıstası ve Kadının Mahremsiz Yolculuğu – 4
Bir önceki yazıyı, Şafiî mezhebine mensup bir grup alimin, kadının mahremsiz yolculuğa çıkmasını yasaklayan hadisleri “güvenlik”le ta’lil ettiğini söyleyerek bitirmiştim. Bu alimlere göre, yolculuk esnasında ve gideceği yerde herhangi bir güvenlik problemi bulunmaması durumunda kadının mahremsiz olarak sefer mesafesi yolculuğa çıkmasında bir mahzur yoktur. İmam en-Nevevî, kadının farz olan hacc için mahremsiz çıkıp çıkamayacağı konusunda fukahanın görüşlerini özetle aktardıktan sonra şunları söyler: “Ashabımız, mahremi olmayan kadının nafile hacc, ziyaret, ticaret vb. gibi üzerine vacip olmayan bir iş … Devamını Oku
Seferîlik Kıstası ve Kadının Mahremsiz Yolculuğu-3
Kadının, sefer mesafesi yolculuğa mahremsiz çıkması meselesinde Dört Mezhep fukahasının içtihadını özetle şöyle verebiliriz: Kadının, mahremsiz olarak nafile hacc, umre, ticaret, seyahat ve ilim talebi gibi üzerine farz olmayan bir iş için yolculuğa çıkmasının caiz olmadığı konusunda fukahanın ittifakı vardır. İmam en-Nevevî şöyle der: “Ulema, kadının, hacc veya umre dışındaki bir iş için mahremsiz olarak yolculuğa çıkmasının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmiştir. Sadece Dâru’l-harb’den (Dâru’l-İslam’a) hicret bunun istisnasıdır. Fukaha, Dâru’l-harb’deki kadının, yanında mahremi olmasa bile Dâru’l-İslam’a hicretle … Devamını Oku
Seferîlik Kıstası ve Kadının Mahremsiz Yolculuğu 2
Kaynaklara göre seferîlik meselesinde esas alınması gerekenin, “sefer süresi” değil, “gidilecek mesafe” olduğunu söylemiştik. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinin hükmü böyledir. Bu mezheplere göre seferî sayılmak için belirlenen süre 2 gün veya 2 gece yahut 1 gün ve gecedir.[1]Hanefî mezhebi ile bu üç mezhep arasındaki ihtilaf da, bu üç mezhebin kendi aralarındaki ihtilaf da, farklı delillerin esas alınmasından ve bir kısım delillerin farklı … Continue reading Delilleri, “Ey Mekkeliler! Mekke’den Usfân’a gidişte dört berid’den aşağısında namazlarınızı kısaltmayın”[2]Sünenu’d-Dârekutnî, II, … Devamını Oku
Seferîlikte Ölçü ve Kadının Mahremsiz Yolculuğu – 1
Soru 1.) İlim öğrenme (Kuran eğitimi, Arapça vb. ) amacıyla memleketinden çıkıp İstanbul’a okumaya gelen bayan bir talebenin okumasının hükmü nedir? 2.) Bu talebe eğitimi bittiğinde geri memleketine mahremi olmadan örneğin; İstanbul’dan Antalya’ya uçak ile (1.5 saatte) dönebilir mi? Hadiste belirtilen seferi mesafeyi günümüzde yorumlayan bazı hocalardan, bu hüküm güven ortamının oluştuğu bir yolda zaman mefhumu ile uygulanmasının (3 günden az olması) daha uygun olacağını beyan edenler yanında, buna karşı durarak 90 km ölçüsünün uygulanması gerektiğini söyleyen … Devamını Oku
İmam Ebû Hanîfe ve Allah Teala’nın Cihet ve Mekândan Tenzihi – 4
Geçen 3 yazı (1.Yazı, 2.Yazı, 3.Yazı için tıklayınız)* boyunca naklettiğim hususlardan açıkça anlaşılmaktadır ki İmam Ebû Hanîfe, Allah Teala’nın mekânsal anlamda “gökte” olduğunu söylemeyi kesinlikle onaylamamakta, tam tersine Yüce Allah’a mekân isnadı anlamına gelecek her türlü yaklaşımı reddetmektedir. Bütün bu arka planı aklımızda tutarak baktığımızda İmam’ın, Allah Teala’ya dua edilirken aşağıya değil yukarıya yönelmemizdeki hikmeti de, “Cariye hadisi” konusundaki tavrını da aynı bağlamda, yani “tenzih merkezli” olarak değerlendirmemiz gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla İmam Ebû Hanîfe’nin “Eynellah … Devamını Oku