Kur’an-Sünnet ilişkisi ve Sünnet’in teşrideki konumu meselesiyle doğrudan ilişkili olan bu mesele netleştirilmeden ne Kur’an’dan, ne de Sünnet’ten hüküm çıkarmak mümkün olur. Evet, ahir zamanda birileri “ben yaptım, oldu” mantığıyla hareket ederek adına “Kur’an İslamı” dedikleri ucubeyi “gerçek İslam” olarak takdim edebilir. Ama İslamî ilimlerle, bilhassa Usul’le ciddi anlamda irtibatı olan kimsenin bu tarz tutumlara iltifat etmesi düşünülemez. Sünnet-Kur’an ilişkisinde modern müslümanın zihnini en fazla zorlayan nokta, Sünnet’in, Kur’an’da yer almayan hükümler getirmesidir. Oysa her ikisinin de … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-7
Üstadın bizzat kendisi, eserlerinin hatasız kabul edilmesine rıza göstermemiş, yazdıklarının mihenge vurulmasını istemiş ve şöyle demiştir: “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez, daima suret-i haktan görünür. Yahud bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-8
Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın kız çocuklarının sünnet ettirilmesi konusunda söylediklerinde medar-ı itiraz bir nokta bulunmadığı için bu meseleyi geçiyorum. Bundan sonra hoca “recm” konusuna giriyor ve bu ceza hakkındaki mütalaalarını iki yazıda okuyucusuyla paylaşıyor. Söylediklerini kısım kısım alarak değerlendirmeye çalışacağım: Konuya şöyle giriyor hoca: “Evlendikten sonra zina suçu işleyen kadınlara ve erkeklere, dört erkeğin fiil halinde açıkça görerek şahitlik etmeleri veya suçluların itirafları üzerine uygulanan recim (taşlayarak öldürme) cezası şeriatı uygulama adına mutlaka yerine getirilmesi gereken … Devamını Oku
- Page 2 of 2
- 1
- 2