el-Kevserî, İmam Ebû Hanîfe’nin “bir” rek’atte (“iki rek’atte” değil!) Kur’an’ı hatmettiğini anlatan rivayeti kuşku ile karşılamamıştır. Gerçek de budur. İmam Ebû Hanîfe’nin biyografisine tahsis edilmiş eserlerin hemen tamamında bu konu zikredilmiştir.
Hayızlı Kadının İbadeti
Başka bir soruya geçmeden önce, geçen üç yazıda dile getirilen hususlarla ilgili kısa bir okuyucu sorusunu sıcağı sıcağına gündeme almayı uygun gördüm. Şöyle diyor okuyucu: Soru: Merhaba sayın hocam, Kur’an‘da kadınların aybaşı haliyle ilgili sadece 1 tane ayet var. O da Bakara-222; “Sana kadınların aybaşı halini sorarlar. De ki: O bir ezadır. Aybaşı halinde kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın.” Burada kadınların aybaşı halindeyken namaz kılamayacakları ve oruç tutamayacaklarına dair bir emir veya tavsiye … Devamını Oku
Hayzı Geciktirerek Oruç Tutmak – 3
Tartışmalı olmakla birlikte, bir önceki yazıda zikrettiğim rivayetlerin konuya delalet ettiğini bir an için kabul edelim. Başka herhangi bir rivayette kadınların, Efendimiz (s.a.v) ve Sahabe döneminde ilaç kullanarak hayız dönemini ertelediğine dair herhangi bir kayıtt mevcut mudur? Hadis kitaplarının ilgili bölümlerinde konu hakkında bol miktarda rivayet bulunduğu halde, bu soruya müsbet cevap verilmesini mümkün kılan bir rivayet –bildiğim kadarıyla– mevcut değildir. Şu halde şayet bir önceki yazıda zikrettiğim rivayetler, hayız kanını kesmek veya ertelemek için ilaç kullanmanın … Devamını Oku
Hayzı Geciktirerek Oruç Tutmak – 2
Görebildiğim kadarıyla konuyla ilgili tek sahabî fetvası Abdullah b. Ömer (r.a)’den gelmiştir ve şöyledir: “Abdullah b. Ömer (r.a)’e, uzun süre kesilmeyerek devam eden hayız kanını kesmesi için ilaç kullanmak isteyen bir kadının durumu soruldu. İbn Ömer bunda bir beis görmedi ve (hatta bu durumdaki) kadına Arak (ağacının) suyunu içmesini tavsiye etti.” Bu rivayeti nakleden Abdürrezzâk[1]el-Musannef, I, 318. şöyle der: “Ma’mer şöyle dedi: “İbn Ebî Necîh’e de bu meselenin sorulduğunu işittim. Bunda (bu durumdaki kadının ilaç kullanmasında) bir beis … Devamını Oku
Hayzı Geciktirerek Oruç Tutmak-1
Soru: Kadınlar oruçlarını tam tutabilmek için adet dönemlerini geciktirici hap kullanmaya başladılar. Bu hapları kullanmaları kendilerine verilen izni tepmeleri anlamına mı geliyor? Zorunlulukları olmadığı halde fıtrata müdahale mi etmiş oluyorlar? Ayrıca zamanını ayarlayamazlarsa yan etkisi büyük oluyor diyor doktorlar. Bu ilaçları kullanmak doğru mu? Cevap: Öncelikle şunu belirtelim: Adet geciktirici ilaçların kullanımı, ancak zorunlu hallerde ve mutlaka doktor gözetiminde olmalıdır. Zira vücudun tabii işleyişine dışarıdan yapılan her müdahale, şu veya bu ölçüde mutlaka hasar verir. Nitekim bahsimizin … Devamını Oku
Müteşabih Hadisler-3
“Keşfu’s-sâk” deyiminin “azim bir nur açılması” anlamına geldiği hakkında Hz. Peygamber (s.a.v)’den nakledilmiş zayıf bir rivayet mevcut ise de[1]Ebû Ya’lâ, el-Müsned, XIII, 215. burada bu rivayet üzerinde durmayacağım. “Keşfu’s-sâk” meselesini, Hz. Peygamber (s.a.v)’in ifadelerinin, kimi ravi tasarruflarına maruz kalması ve ravilerin, anladıkları şeyi aktarmaları sonucu “Allah Teala’nın inciği/baldırı” şekline dönüştüğünü söylememizi mümkün, hatta “gerekli” kılan bir diğer husus, büyük imamlardan da bu tavrı destekleyen ifadelerin nakledilmiş olmasıdır. Ezcümle 68/el-Kalem, 42 ayetinin tefsiri sadedinde İbn Abbâs (r.a), “Kur’an’ın herhangi … Devamını Oku
Müteşabih Hadisler-2
Pek çok kişiyi Allah Teala‘nın mahlukata benzetilmesi (teşbih) ve O’na, cisimlere mahsus özelliklerin atfedilmesi (tecsim) vartasına düşüren acelecilik, yüzeysellik ve şartlanmışlık, “keşfu’s-sâk” meselesinde de ne yazık ki yapacağını yapmış ve İbn Asâkir‘in, “Gördüğüm en hafızası geniş kişiydi” dediği Hadis hafızı Ebû Âmir el-Abderî gibi birisine, eğer rivayet doğruysa –68/el-Kalem, 42 ayetini tefsir sadedinde– inciğine vurarak, “İşte benim şu inciğim gibi bir incik” dedirtmiştir![1]Bkz. İbn Asâkir, Târîhu Dimaşk, LIII, 60. ez-Zehebî, İbn Asâkir tarafından “Bana ulaştığına göre…” ifadesiyle … Devamını Oku
Müteşabih Hadisler-1
Bu yılın “Okuyucu Soruları” faslını biraz gecikmeli olarak bugünden itibaren açmış olacağız. Sorularını burada ele almak üzere internet üzerinden cevap vermediğim okuyucular, eğer burada da sorularına yer verilmemişse lütfen tekrar hatırlatsınlar. İkinci bir talebim daha var: Gönderilen soruları gerek internet üzerinden, gerekse bu köşede cevapsız bırakmamaya çalışıyorum. Ancak bazen aynı okuyucunun üst üste çok sayıda soru gönderdiği oluyor. Bu durumda diğer okuyucuların sorularını cevapsız bırakmaktansa, bir yerden sonra o okuyucunun sorularına cevap vermemeyi tercih etmek zorunda kalıyorum. … Devamını Oku
Cennete Kimler Gidecek? – 2
Sahih bir “Allah ve ahiret inancı“nın, Kitap ve Peygamber inancı olmadan da mümkün olabileceği varsayımının pratiği yoktur! Yahudiler ve Hristiyanlar Kitap ve Peygamber çağrısına muhatap oldukları halde Allah ve ahiret konusunda bir dizi temel sapma yaşamış ve bunları “din” haline getirmişse, Kitap ve Peygamber çağrısından haberdar olmamış kitlelerin makbul/sahih bir “Allah ve ahiret inancı“nı hangi yöntemle keşf edeceği sorusu yabana atılmamalıdır… Esasen, Kitap ve Peygamber inancı olmadan, 2/el-Bakara, 62 ve 5/el-Mâide, 69. ayetlerinde zikredilen 4 zümrenin kimler … Devamını Oku
Cennete Kimler Gidecek? – 1
İnkişaf‘ın son sayısında Muhammed Ali es-Sâbûnî‘nin, Yahudi, Hristiyan ve Sabiiler‘in de cennete gideceğini söyleyenlerden Prof. Dr. Süleyman Ateş hocaya –ve tabii aynı kanaati taşıyan diğer isimlere– karşı yazdığı reddiye mutlaka okunmalı. Söz konusu iddia, bildiğiniz gibi, ifadesi hemen hemen aynı olan iki ayete, 2/el-Bakara, 62 ve 5/el-Mâide, 69. ayetlerine dayandırılıyor temel olarak. “Şüphe yok ki iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler’den her kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amel işlerse, elbette bunların Rabb’leri yanında … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2