Soru.1: Sahih hadisle, mezhebimizin içtihadı tearuz ederse hangisine göre amel edeceğiz? Ebu Hanife, “Benim içtihadım sahih bir hadisle çelişirse içtihadımı terk ediniz sahih hadisi alınız” demiştir. Bu söz ne demektir? Ebu Hanife bu sözü müçtehit olan talebeleri için mi, yoksa bizim için mi söylemiştir? Yani “hadisi alınız”dan maksat “o hadisten hüküm çıkarınız” demektir her halde. Hadisi alıp ta öyle zahiri manasına göre amel ediniz demez İmam Ebu Hanife. Haddizatında İmam’ın r.a. bu sözü müçtehit talebeleri içindir diyebilir … Devamını Oku
Çarşaf
Soru: Aşağıda Resulullah efendimizin hanımlarının ve Sahabe eşlerinin çarşaf giydiklerine dair bir vesika yoktur deniyor, bu doğrumudur?” “Kadınların çarşaf giymesi gerekmez. Ne Resulullah efendimizin hanımlarının, ne de Eshab-ı kiramın hanımlarının çarşaf giydiklerine dair bir vesika yoktur. Din kitaplarında da kadına nafaka olarak verilmesi gereken elbiseler bildirilmiş, hiç birisinde çarşaftan bahsedilmemiştir. Çarşaf Türkiye’ye Tanzimat döneminde hacca gidenler tarafından, İranlılardan alınmak suretiyle getirilmiştir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid’at denilen çarşaf, 1870’te yaygınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid han, 4 Ramazan … Devamını Oku
Nerede Kalmıştık?
Son yazımın sonunda “kısa bir ara…” demiştim. Ancak tasarladığımdan biraz uzun bir ara oldu… Doğrusu bu yılki “Okuyucu Soruları” serisi çerçevesinde gönderdiğiniz soruların tümünü cevaplayamadan ara vermek durumunda kalmak benim için de hoş olmadı. Sorularına cevap bekleyen kardeşlerimden helallık diliyorum. İnşaallah “Okuyucu Soruları” serisi kaldığı yerden devam edecek… Ara verdiğim süre içinde elbette boş durmadım; çoktandır arzu ettiğim (ve sizin de arzu ettiğinizi bildiğim) şeyi yaptım (müyesser kılana hamdolsun): Millî Gazete yazılarını (2000-2004) bir araya getirdim, tasnif … Devamını Oku
Allah Teala’ya Mekân İsnadı ve Bir Hadis-3
Bir önceki yazıda, Mu’âviye b. el-Hakem (r.a)’den Atâ b. Yesâr kanalıyla nakledilen rivayetin “muzdarib” olduğunu, mana ile rivayet edildiğini, dolayısıyla ihticaca (delil olarak kullanılmaya) elverişli olmadığını ortaya koymaya çalışmıştım. Zikrettiğim hususlardan, mü’min olup olmadığını tesbit için kendisine getirilen cariyeye Efendimiz (s.a.v)’in ne sorduğunu, tek başına o rivayeti veya onun varyantlarından sadece birisini esas alarak ortaya çıkarmak mümkün görünmemektedir. Öyleyse yapılması gereken şey, böyle durumlarda Efendimiz (s.a.v)’in, kendisine getirilen kişiye mü’min olup olmadığını tesbit için ne sorduğunu, benzer … Devamını Oku
Allah Teala’ya Mekân İsnadı ve Bir Hadis-2
Soruda metninin bir kısmı verilen ve literatüre “Eynellah hadisi” veya “cariye hadisi” olarak geçen rivayete dayanarak bir kısım Selefîler işi şu noktaya kadar vardırmıştır: Bir kimsenin mü’min olup olmadığını öğrenmenin yolu, ona “Allah nerededir?” diye sormaktır. Çünkü Efendimiz (s.a.v), rivayette geçen cariyenin mü’min olup olmadığını tahkik etmek için ona böyle sormuştur. Bu sorunun muhatabı olan kişi eğer “Allah göktedir” derse, mü’min olduğuna hükmedilir. Çünkü cariye Allah Teala‘nın gökte olduğunu söylemiş, Efendimiz (s.a.v) de bu cevap üzerine –kendisinin … Devamını Oku
Allah Teala’ya Mekân İsnadı ve Bir Hadis
Soru: “… O halde onu âzad etmeyeyim mi?” dedim. “Bana bir getir hele!” dedi. Ben de câriyeyi ona getirdim. Ona: “Allah nerde?” diye sordu. Cariye: “Semâda!” diye cevap verdi. Bu sefer: “Ben kimim?” diye sordu. O da: “Sen Resûlullah’sın!” diye cevap verdi. Bunun üzerine aleyhissalatu vesselam: “Onu âzad et, çünkü mü’mine’dir” buyurdu.” Müslim, Mesâcid 33, (537); Ebu Dâvud, Salât 171, (930, 931 ); Nesâî, Sehv 20, (3, 14-1 8). “Yukarısı bir hadisin son kısmıdır, kaynağıyla beraber görüyorsunuz. … Devamını Oku
Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Beyt
Soru: 1. Davud-u Zahiri ve İbn-i Hazm Ehli Sünnet midirler, Zahiri mezhebi firak-i dalleden midir? Eimme-i isna aşeriye denilen zatlar şii midirler, yoksa Ehl-i Sünnet midirler? Cevap.1: “Ehl-i Sünnet” tabiri, temel olarak “itikadî” meselelerdeki bir tavrı ifade eder. Bu, Sahabe‘nin (Allah hepsinden razı olsun) Efendimiz (s.a.v)’den ahz eylediği ve üzerinde bulunduğu yoldur ki, ilkeleri Akaid kitaplarında detaylarıyla belirtilmiştir. Elbette bu itikadî tercihin Fıkıh ve diğer sahalara da izdüşümleri olmuştur. İtikadî çizgi olarak Ehl-i Sünnet‘i benimseyenler, Edille-i Şer’iyye … Devamını Oku
Başörtüsü
Soru: Başörtüsünün imanî ve amelî ağırlığı nedir? Cevap: Bu soru, başörtüsü meselesinin iki ayrı veçhesini gündeme getirdiği için önemlidir: Başörtüsünün ilahî bir emir olup olmadığı. İlahî bir emir olduğu kabul edildiğinde, terkinin hükmü. İlkinden başlayalım: Çok iyi bilindiği gibi Müslüman kadının örtüsü ile ilgili olarak Kur’an‘da yer alan 24/en-Nûr, 31 ayeti açık ve kesin bir hüküm bildirir. Bu ayet, başörtüsünün bağlanma biçimini de tasrih etmiş, sadece başın değil, cahiliye döneminde tatbikatı bulunmayan “boynun ve göğsün örtülmesi”ni de … Devamını Oku
Ebeveyn-i Resul (sav)
Soru: Resulullah efendimizin s.a.s ebeveyni hakkında varid olan, onların mevtinden sonra, Resul a.s. eliyle diriltilip iman ettikleri ve sonra yine öldükleri haberi sahih midir? Bu haberi inkar etmek itikadi tehlike teşkil eder mi? Bu diriltme hadisesi vuku bulmuş mudur? Bulmuşsa onlar iman ile gitmiştir diyebilir miyiz? İmam-ı Suyuti bu konuda müstakil eser vermiştir, ve ebeveyn-i Resulullah‘ın imanla öldüklerine hükmetmiştir. Aliyyul Kari ise küfür üzre terk-i hayat ettiklerine kanidir. Doğrusu hangisidir? Cevap: Bu, ulemanın üzerinde hayli ihtilaf ettiği … Devamını Oku
Diş Dolgusu
Soru: Sizin de bildiğiniz üzere gusül abdestinde ağzın içini yıkamak, Hanefi ve Hanbeli mezhebinde farz, Maliki ve Şafii mezhebinde ise sünnettir. Bu durumda Hanefi mezhebine tabi ve ağzında diş dolgusu olan bir müslüman Maliki veya Şafii mezheblerinden birini taklit etmezse farzı terk etmiş olup, guslü sahih olmaz mı? Bir hoca her gün radyoda ısrarla guslünün sahih olmayacağını, cünüplükten kurtulamayacağını söylüyor. Başka Mezhepleri taklit etmenin ölçüsü nedir? Bu konuda fetva nedir? Cevap:.Soruda da ifade edildiği gibi gusül abdesti … Devamını Oku