Ehl-i sünnet anlayışına yönelik yapılan itirazların asıl amacı sizce nedir? Sahabe asrından sonra İslam fütuhatı genişlemeye başladı. Farklı kültürlerden ve dinlerden kitleler halinde İslam’a girişler başladı. Bir taraftan farklı kültürler ve dinlerin, bir taraftan içerideki bir takım arızalı anlayışların, yapıların etkisi ile Sahabe Asrı’nın sonlarına doğru sahabenin hiç görmediği, duymadığı bir takım fikirler, görüşler duyulmaya, görülmeye başlandı. Dolayısıyla Ehl-i sünnet dışı, Ehl-i sünnet’e aykırı fikirlerin, görüşlerin tarihi o zaman dilimine kadar gider. O zaman, sahabenin genç kuşağı hayattaydı … Devamını Oku
Kur’an Okurken Ağlamak
Modern zamanlarda Ümmet’in yaşadığı savrulmanın Kur’an üzerinden gerçekleşmesi ibretlik bir durumdur. Ümmet’e “hayra ümmetin” vasfını veren Kur’an’ın, aynı Ümmet’in yabancılaşmasına aracı kılınması, başkaları tarafından değil, kendini ona nisbet edenler tarafından gerçekleştirilen bir operasyon… Benim yıllar evvel bir tv programında “Kur’an okuma adabı” çerçevesinde söylediğim bazı sözler, anlama özürlüsü bir kısım çevreler tarafından “Ağlama Duvarı” nitelemesi eşliğinde servis ediliyor. Sanki “Kur’an sadece ağlamak için okunur. Ağlamayan da riyakârlık yaparak başkalarına ağlar gibi görünmelidir” demişim gibi videonun altına saçma … Devamını Oku
Meal Sahiden Yeterli Mi?
Kur’an-ı Kerim insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve onlara yolun doğrusunu göstermek için inzal buyurulmuştur. Nazil olduğu dönemden bugüne kadar bu maksadı gerçekleştirmiştir, bundan sonra da gerçekleştirecektir. Bu cümleler kesin bir hakikati dile getiriyor olmakla birlikte, bugün bizim için gündem konusu olan bir meseleye açıklık getirmiyor. Nedir o gündem? Kur’an bir taraftan “bütün insanlığa” hidayet rehberi olduğunu söylerken, bir taraftan da “mü”minlere/müttakilere/muhsinlere” hidayet rehberi olduğunu vurguluyor. Onun bütün insanlığa hidayet rehberi oluşuyla mü’minlere/müttakilere/muhsinlere –hatta bu sonuncuların her birine– … Devamını Oku
Meal Yerine Ne Öneriyoruz?
Selçuk isimli okuyucu sormuş: “Ebu Bekir Bey, “Düşüncelerinizden etkilenen bazı insanların, insanları Kur’an ve meallerini okumaya davet eden bizleri sapkın düşünceli olarak ilan edip iftira ettiklerini bilmenizi istedim. Ve sorumlu olduğunuzu düşünüp bu maili size göndermeye karar verdim. Samimiyetime inanıp inanmamanız sizin meselenizdir. “Meal, insanların Kur’an’ın kendi mesajlarında anlayabilmesi için yapılmış bir eylemdir ve bir alimin Kur’an’ı arapça okuyup dinleyenin kendi diline çevirerek izah etmesi de mealdir. “Meal okunmasını önerenler dışlandığına göre ortaya koyduğunuz çözüm nedir? Bu … Devamını Oku
Meallerin Dünyası
Bin dört yüz yıldır bu ümmet Kur’an-ı Kerim’le ilişkisini İslamî ilimler ve İslam alimleri üzerinden kurmuş. “Meal” olgusunun dünyamıza girmediği o uzun zaman dilimi içinde bu ümmetin Kur’an’la sağlıklı irtibat kuramadığını ya da Kur’an’dan kopuk yaşadığını söylemek mümkün olmadığına göre, biraz frene basıp duralım ve şu sorunun cevabını arayalım: Meal olgusunu bilmeyen önceki nesiller ne yaptılar da Kur’an’la irtibat problemi yaşamadılar ve her hal-u kârda bizimkinden kavi olduğunda şüphe bulunmayan bir imana sahip oldular? Bütünüyle din tasavvurunu … Devamını Oku
Kur’an’ı Mehcur Bırakmak
Modern zamanlarda Müslümanlar’ın Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktığı ve bunun, başımıza gelen bunca zilletin en büyük sebebi olduğu hakikat. Ne ki, Ümmet’in içinde bulunduğu çıkmazlardan ancak “Kur’an’a dönüş” ile kurtulabileceğini söyleyenlerin sayısı her geçen gün arttığı halde çok fazla bir şey değişmiyor. Bu söylemi dillendirenlerin, sadece ülkemizde değil, İslam Dünyası’nın farklı yerlerde hemen hemen aynı argümanları kullandığını, aynı gerekçelere dayandığını biliyoruz. Bu nokta ilginçtir… Söylediklerinin “mutlak hakikat” olduğu vehmiyle, en bariz hata ve yanlışlarına dikkat çekenleri bile … Devamını Oku
Kur’an Müslümanlığı
Soru Bazı hocalar dinde reformun gerektiğini, hatta geç bile kalındığını söylüyor. Ancak, bunu böyle iddia edenlerin; halk arasında alışılagelmiş İslam anlayışına ters düştüğünü düşünüyoruz. Acaba eskiler mi Kur’anı anlayamadı, bizler mi Kur’anı yanlış anlıyoruz ? Düzeltilmesi gereken şeyler şöyle sıralanmaktadır.: Günümüzün şartlarına göre ayetleri insanın, toplumun, yararına göre yorumlamak. Kuran’ın amacı insanın yararıdır. Cevap Yukarıda dile getirilen hususların tek tek cevaplarını vermek kadar, belki ondan daha önemli olarak bu sorulara vücut veren anlayış üzerinde durulmalıdır. Gerek genel … Devamını Oku
Kur’an Müslümanlığının Kur’an’a Ettiği
“Delil”, bizi hedefe götüren rehberdir ve değerini “medlul”den, yani bizi götürdüğü hedeften alır. Bu itibarla biz, delile, medlulüyle mütenasip değer atfederiz. Mushafı öpüp başımızın üstüne koymamız, Allah Teala’nın kelamına delalet etmesindendir. Tefsir, Hadis, Fıkıh… kitaplarına saygı göstermemiz, ahkâm-ı ilahiyeyi tafsil etmeleri, yüce dinimizi murad-ı ilahiye uygun yaşamamızı mümkün kılmaları dolayısıyladır. Efendimiz (s.a.v)’in adı anıldığında “salat-u selam” getirmemizin, sahabe isimlerinin arkasından “Allah on(lar)dan razı olsun” anlamında “radıyallahu anhu(m)” demeyi ihmal etmememizin, ulemaya, sülehaya hürmette kusur etmemeye dikkat göstermemizin … Devamını Oku
Peygambersiz Din, Sünnet’siz Kur’an
Son birkaç yazının konusunu oluşturan internet sitesinde Sünnet/Hadis ve “Kur’an İslamı” hakkında ileri sürülen görüşlerin tamamını buraya aktarmaya ne niyetim, ne de imkânım var. Yabancısı olmadığımız bu yaklaşım hakkında sözü daha fazla uzatmaya gerek de yok doğrusu. Bugün son olarak birkaç noktaya parmak basıp bu konuyu nihayetlendireceğim. Siteyi hazırlayanların tutarlı olduğu tek nokta var. O da şu: Madem ki aralarına çok sayıda uydurma karışmıştır; o halde hadisler arasında “şunlar sahih olabilir” gibi seçici bir yaklaşımla ayıklamaya gitmek … Devamını Oku