Muhterem Ali Nar hocamız Hakkın rahmetine kavuştu. Cenaze namazı yarın Cuma namazının ardından Fatih Camii’nde kılınacak. Müstakim duruşu ve mücadeleci kişiliğiyle nesillere örneklik ve önderlik ettiğine biz şahidiz.
Prof. Dr. Mehmet Çelik’e Açık Mektup
Sayın Çelik; Bu ülkedeki çoğu insan gibi ben de sizi televizyon ekranlarından tanıdım. Turgay Güler’le Ülke TV’de yaptığınız Tarih konuşmalarını ben de herkes gibi kaçırmamaya çalıştım. Bilhassa Yakın Tarih konusundaki çarpıcı tesbitleriniz, cesur çıkışlarınız, dik duruşunuz… karşısında, izleyen herkes gibi ben de “Budur!..” dedim. TRT 1’deki o talihsiz konuşmanıza kadar, bahsinizin açıldığı ortamlarda müşterek takdir cümleleriyle anıldınız hep…
Noel – 5 (Tomas İncili)
Okuyucunun 4. sorusu şöyleydi: “4. Thomas İncili’ni ilk defa duydum; benim bildiğim kadarıyla Matta, Markos, Luka, Yuhanna vardır.” Soru metninde isimleri zikredilen metinler M.S 325 yılında İznik’te düzenlenen konsile damgasını vuran Roma İmparatorluğu’nun gücüyle “kanonik (yasal/sahih) inciller” olarak ilan edilene kadar 100’den fazla incil metni dolaşımdaydı. Bu süreçte, adı geçenler dışında kalan İncil metinleri “apokrif” (uydurma/zararlı) ilan etmek suretiyle yasaklamıştı. Bu noktadan itibaren Kanonik İnciller dışında kalan İncil metinleri tabir yerindeyse “yer altına çekildi.” Ele geçirilenler Kilise … Devamını Oku
İfrat-Tefrit Tutumlar Arasında Hadis
Özellikle “Üçaylar” gibi belli zaman dilimlerinde bir kısım hadislerin dolaşıma girmesi vaka-yı adiye haline geldi maalesef. Bu ayların faziletleri, bu aylardaki belli gecelerde namaz kılmanın sevabı, kılınacak namazın hususiyetleri… ile ilgili birçok rivayet “Resulullah (s.a.v) buyurdu ki…” denilerek naklediliyor. Öte yandan “Hadis” dendiğinde adeta kimyası bozularak kırmızı görmüş gibi davranan bir kısım çevreler de bu durumu bahane ederek Hadis/Sünnet alanına salvo atışına geçiyor. Bu ümmet bu iki uçtan birine mahkûm mudur? Bu işin bir ortası, bir hakikati … Devamını Oku
Siyasal Sistem Modelleri
Devlet dediğimiz aygıtın temel misyonu, ait olduğu toplumun inanç ve kültür temelinde şekillenen ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılamaktır. Bireysel ve toplumsal haklar ve mükellefiyetler de bu temelde anlam ve pratiğini bulur. Her millet bu vakıa temelinde siyasal örgütlenme noktasında belli bir model benimsemiş ve uygulamıştır. İslam’ın siyasal bir sistem öngörüsü var mıdır? Bu soru modern dönemde yaygın olarak “yoktur” şeklinde cevaplandırılmış olsa da, Kur’an ve Sünnet üzerine ibtina eden ilimler ve tarihsel tecrübe bunun aksini söylemektedir. Modern … Devamını Oku
Noel-4
3. Hz. İsa’nın belirtilen doğum tarihi doğru mudur? Hz. Meryem validemizin Hz. İsa (a.s)’ı dünyaya getirişinden bahseden ayetlerde şöyle buyurulmaktadır: “(Cebrail) “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk armağan etmek için gönderildim” dedi. Meryem şöyle dedi: “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl çocuğum olur?” (Cebrail), “Evet” dedi, “öyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki, “Bu benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu zaten … Devamını Oku
Üç Aylar Üzerine
Modern zamanların önümüze koyduğu bir illüzyondur bu mesele. Din’i “mezhepler üstü” bir anlayışla ele almak, temel referansları mezheplerin dar çerçevesine hapsolmadan kuşatıcı bir açıdan görmek/okumak… Bu bir gerekliliktir; zira Din ilahî olduğu halde mezhep beşerîdir. İlahî olanı beşerî olana indirgemekse başlı başına bir arızadır… Asırlar boyunca bu ümmetin tefrika tuzağında birbirini boğazlamasına sebebiyet vermekten başka bir şeye yaramamış olan mezhep, bugün de İslam Coğrafyasının bizzat Müslümanlar eliyle kana bulanmasında başrolde bulunuyor. Ümmet mezhebi din yerine koyma arızasına … Devamını Oku
Din Mezhep İlişkisi-2
“Mezhep tabirinin yapısında mutlak sübjektivite/görecelilik vardır, ama Din böyle değildir” şeklindeki kabulün bir “zihin yanılsaması” olduğunun en açık delili, bizzat Din’in önümüze koyduğu “zarurât” (inanılması zorunlu hususlar) alanıdır. İtikad alanını da tıpkı fıkhiyyat gibi “farzlar, vacipler, sünnetler ve müstehaplar” şeklinde kompartımanlara ayırarak konuşacak olursak, ilk kategoriyi (itikadın farzlarını) Kur’an’ın açık/muhkem nasslarının oluşturduğu “zarurât-ı diniyye”nin teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman, “itikadın farzları”dır. Bu hususlara inandığını söylemekle birlikte, bunların “zorunlu neticeleri” konusunda tereddüt … Devamını Oku
Din Mezhep İlişkisi-1
Modern zamanların önümüze koyduğu bir illüzyondur bu mesele. Din’i “mezhepler üstü” bir anlayışla ele almak, temel referansları mezheplerin dar çerçevesine hapsolmadan kuşatıcı bir açıdan görmek/okumak… Bu bir gerekliliktir; zira Din ilahî olduğu halde mezhep beşerîdir. İlahî olanı beşerî olana indirgemekse başlı başına bir arızadır… Asırlar boyunca bu ümmetin tefrika tuzağında birbirini boğazlamasına sebebiyet vermekten başka bir şeye yaramamış olan mezhep, bugün de İslam Coğrafyasının bizzat Müslümanlar eliyle kana bulanmasında başrolde bulunuyor. Ümmet mezhebi din yerine koyma arızasına … Devamını Oku
Noel – 3
Hollanda Diyanet Vakfı’nın Noel vesilesiyle yayımladığı mesajda yer alan hususlarla ilgili okuyucu sorusunun 2. maddesi şöyleydi: 2. İncil’den pasajlar öne sürülüyor. Günümüzdeki İnciller’e birşeyler eklenmiştir (papazlar veya onlara mensub olan kişiler tarafından) ve asıl inciller tahrip olmuştur. Kaynak veriyor ne kadar sağlam? İncil metni üzerinde ekleme-çıkarma, cümlelerin bağlamıyla oynama şeklinde tasarruflarda bulunulduğu malum. Hatta bugün elde bulunan İncil metinlerinin “üzerinde oynanmış metin” olduğunu dahi kabul etmek mümkün değildir. Zira elde “İncil metni” diyebileceğimiz bir metin yoktur. “İncil” … Devamını Oku