Cüzzamlıdan Kaçmak

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

Soru “Kıymetli Hocam, zaman zaman suallerime cevap veriyorsunuz, Allah razı olsun. Efendimizin “Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçın” biçiminde bir hadisi olduğu ve kendisinin de bazı cüzzamlılardan biatları uzaktan aldığı biçiminde rivayetler var. Türkan Saylan ile ilgili “en çok cüzzamın bulaşıcı olmadığını ve korkmamak gerektiğini topluma öğretti” biçiminde medya çok haber yaptı. Bazı doktor akrabalarım ve internetten yaptığım araştırmada da oldukça zor bulaşan bir hastalık olduğunun anlaşıldığı yorumu hakim oldu. 1) Biz Efendimize tabi isek, 2) Onun hadisleri … Devamını Oku

İnsanlığın Ortak Değerleri?! – 2

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

Batılı değerlerin Batılı olmayan toplumlara ne sağladığı sorusunu sorarak bitirmiştik bir önceki yazıyı. Kasdettiğimizin eşitlik, özgürlük, adalet, kalkınma, gelişme, ilerleme… kelimeleriyle ifade edilen değerler olduğunu bir kere daha belirtmiş olalım. “Bu değerlere “Batılı” demek ne kadar doğrudur?” sorusunun cevabını vererek başlayalım. Bu kelimelerin, doğrusu artık onlara “kavram” demeliyiz, Batı’yı/Batı’ya ait olanı ifade etmediğini söyleme hakkını bir şartla elimizde bulundurabiliriz: Onların muhtevasını kendimiz belirlemiş, anlam çerçevesini kendimiz çizmiş olursak… Durumun böyle olup olmadığını test etmenin de tek yolu … Devamını Oku

İnsanlığın Ortak Değerleri?!

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

İnsanlığın tamamını kucaklayan “ortak değerler”den söz etmek ne kadar mümkündür? Sahiden hiç kimsenin itiraz edip şerh düşmediği, herkesin kabulüne aynı ölçüde mazhar olmuş değerler mevcut mudur? Son dönemde herkesin –müslümanların da!– diline pelesenk olan bu söylem nedir, ne ifade etmektedir? Şu bir hakikat ki, insanlık tarihi boyunca her inanç ve kültür havzasının, her meslek ve meşrebin ayrı değerleri, kabul ve reddleri oldu. “Küllü hizbin bimâ ledeyehim ferihûn” (Her grup kendi sahip olduklarıyla mutlu ve mutmain).[1]23/el-Mü’minûn, 53. İnsanlık alemi … Devamını Oku

Bir Hadis

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Ağustos Ayı 2006 OS, Gazete Yazıları

Soru “Bir hadsi şerifle ilgili yorumlarınızı istirham etmek istiyorum. “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah günah işleyecek bir kavim getirir, onlar da tevbe eder ve Allah da onlara mağfiret ederdi” hadis-i şerifinin bir tefsiri var mıdır? Bir insan bu hadisten hareketle; “Allah bizim günah işlememizi istiyor” deyip türlü günahlar mı işlemelidir? Böyle yapak isteyen olabilir. Bu hadisi nasıl anlamalıyız?” Cevap Soruda zikredilen rivayet, başta Ahmed b. Hanbel, Müslim, et-Tirmizî olmak üzere pek çok Hadis imamı tarafından Ebû Eyyûb … Devamını Oku

Batı: “İslam”dan “Müslümanlar”a

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

Yahudi-Hristiyan köklerden beslenerek gelen Batı dünyasının İslam ve Müslümanlarla fikrî düzeydeki ilişkilerini 3 safhada değerlendirmek mümkün görünüyor. 1. Müslümanlarla çatışma, münazara, münakaşa üzerine kurulu bir iletişim süreci. Batı’nın uzun ortaçağları boyunca bu süreç devam etmiştir. 2. Yeni keşf edilen ilmî metot ve imkânlarla İslam’ı kendi kaynaklarından öğrenme, bu suretle müslümanları epistemolojik zeminde “çözümleme” aşaması. Bu aşamada başat rol Oryantalist faaliyetlerindir. 3. Müslümanlar üzerinde yürütülen faaliyetlerin kültürel, antropolojik, sosyolojik zemine kaydırıldığı son dönem. Burada bir not kabilinden belirtilmesi … Devamını Oku

Zekâtla İlgili Bir Husus

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

İHH için hazırladığım, zekât konusunda pratik bilgiler ihtiva eden bir broşürde geçen bir paragrafa itiraz edilmiş. Gazete yazılarına verdiğimiz aranın ardından ilk yazıyı bu meselenin tavzihine ayırmayı elzem gördüm. Durum aşağıdaki gibidir: Söz konusu broşürde yer alan ifade şöyle: “Ev veya araba almak için ya da kötü günler için biriktirilen paraya zekat düşer mi? “Ev ve araba “aslî ihtiyaçlar” kapsamında olduğu için, bunları satın almak için biriktirilen paraya zekât düşmez…” Bu ifadeye gelen itirazlarda, “ev veya araba … Devamını Oku

Doğu Türkistanlı, Boşnak Veya Filistinli…

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009

Uluslar arası sistemde sözünüzün geçmesi tek bir şeye bağlı: Güç! Onu oluşturmak için gerekli olan ilk unsur ise “irade”! Evet, dünyada sözü geçen, başkaları tarafından dikkate alınma, hesaba katılma ihtiyacı hissedilen bir güç haline gelmenin ilk ve en önemli şartı irade. Onu ortaya koyabilmek için gerçekçi zeminlere ihtiyaç var. Bu noktada aidiyetler merkezî önem taşıyor. Osmanlı’dan kalan boşluk üzerine inşa edilen modern Türkiye projesinin, dünya ölçeğinde tepki ve tavırları hesaba katılan bir ülke oluşturmak için gerçek anlamda … Devamını Oku

Mezhepsiz Müslümanlık ve Bid’at Ehlinin İmameti-4

Ebubekir Sifil2009, 2009 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2009, Temmuz Ayı 2009 OS

Telfik meselesindeki ihtilafın neye teflik deneceği noktasındaki bakış açısı farklılığına dayandığını bir önceki yazıda görmüştük. Rıhle’nin birkaç gün sonra –birleştirilmiş iki sayı halinde– çıkacak olan yeni sayısında konuyla ilgili bol miktarda malumat yer alıyor., Konuyla ilgilenenleri o sayıya havale ederek okuyucu sorusunun geri kalan kısımlarına dönelim: Kendisini herhangi bir mezheple mukayyet hissetmeyen kimseler Ehl-i Sünnet olarak tavsif edilebilir mi? Doğrusu kişiyi Ehl-i Sünnet çerçeveye dahil eden itikadî hususların herhangi birisini reddetmedikçe kimse Ehl-i Sünnet çerçevenin dışına çıkmaz. … Devamını Oku

“Dünyadan Kopmak” Mı, “Kendi Dünyasını İnşa Etmek” Mi?

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009

“Dünyadan kopmak”, “dünyanın gerisine düşmek”, “dünyaya açılmak”, “dünyayla bütünleşmek”… Bütün bu cümlelerin içinde geçen “dünya” neresidir? Afrika mı, Latin Amerika mı, Asya bozkırları mı, Avustralya mı? Tabii ki hiçbiri değil. Ya da “öncelikle” bunlar değil. O halde neresi? Elbette Avrupa ve Amerika’nın temsil ettiği “Batı”! Dünyayı Batı’dan ibaret sayınca, öyle olduğunu söyleyenlerin telkinlerini sorgusuz sualsiz kabul edince, oradan gelen her şey “dünya”dan geldiği için “evrensel” olma özelliğini de kendiliğinden kazanmış oluyor. Orada üretilen ve tedavüle sokulan her … Devamını Oku

Mezhepsiz Müslümanlık ve Bid’at Ehlinin İmameti-3

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009, Temmuz Ayı 2009 OS

Telfik kısaca, herhangi bir konuda birden fazla mezhebin ictihadını, sonuçta ortaya çıkan amel herhangi bir mezhebin ictihadıyla örtüşmeyecek şekilde birleştirmektir. Telfiki bu şekilde tarif etmemizin sebebi, ifta usulünü ilgilendiren bir husustur ki şudur: Avam bir meselede amel ederken iltizam ettiği mezhebin ictihadlarının dışına çıkabilir mi? “Avamın mezhebi müftisinin mezhebidir” sözü, avamın mezhep iltizamının herhangi bir pratik anlam ifade etmediğini anlatmaktadır. Zira avam hangi görüşün iltizam ettiği mezhebin müfta bih kavli olduğunu zaten bilmez. O, müftisine soracak, müfti … Devamını Oku