Ehl-i Sünnet Müslümanlığın Kendisidir

Ebubekir Sifil[dosya], Kur'an Müslümanlığı, Yazılar

Ehl-i Sünnet Müslümanlığın Kendisidir

Ehl-i sünnet anlayışına yönelik  yapılan itirazların asıl amacı sizce nedir? Sahabe asrından sonra İslam  fütuhatı genişlemeye başladı. Farklı kültürlerden ve dinlerden kitleler  halinde İslam’a girişler başladı. Bir taraftan farklı kültürler ve dinlerin, bir taraftan içerideki bir takım  arızalı anlayışların, yapıların etkisi ile Saha­be Asrı’nın sonlarına doğru saha­benin hiç görmediği, duymadığı bir takım fikirler, görüşler duyulmaya, görülmeye başlandı. Dolayısıyla Ehl-i sünnet dışı, Ehl-i sünnet’e aykırı fikirlerin, görüşlerin tarihi o zaman dilimine kadar gider. O zaman, sahabenin genç kuşağı hayattaydı … Devamını Oku

Dünyayı Kimler Nasıl Yönetiyor?

Ebubekir Sifil2012, Eylül, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Modernizm

İslam Dünyası'nın modern zamanlarda yaşadığı Batı kaynaklı fiilî işgaller bu sorunun cevabı noktasında bize bir miktar ipucu veriyor. Başka yollarla denetim altına alamadıkları coğrafyaları metazori hizaya getirmeye çalışıyorlar.

Başlıktaki sorunun, Milli Gazete’nin okuyucularına vereceğini duyurduğu Gizli Dünya Devleti isimli kitapla ilişkili olduğunu ayrıca belirtmeye gerek yok. Sorunun birinci kısmının, artık herkesin bildiği bir “sır” (!) olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. “Nasıl yaşayacağımızı, hangi konuda ne düşüneceğimizi, neleri nasıl üretip tüketeceğimizi… kimler belirliyor” sorusu en azından icmali seviyede insanlığın meçhulü değil. Ancak bu durum, meselenin “tafsil” seviyesinde bilinmesi gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Dolayısıyla mezkûr kitaba, bu hususun tafsili noktasında ihtiyacımız bulunduğu şüphesiz. Bununla birlikte benim üzerinde durmak istediğim … Devamını Oku

Salim Öğüt Hocanın Ardından

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Haziran 2012, Konularına Göre, Modernizm, Şahıslar, Şahışlar, Salim Öğüt

2008 veya 2009 yılıydı; kütüphanemde çalışıyordum. Telefonum çaldı. Arayan kişi Prof. Dr. Salim Öğüt hocaydı. Modern din algısına karşı sell-ü seyf etmişti hoca. Bu çerçevede piyasada ne var ne yok diye araştırmış ve bizim çalışmalarla da karşılaşmıştı. Teşekkürlerini, takdirlerini ilettikten sonra “görüşelim” demişti. Kitaplardan birer adet gönderdim kendisine çorbada tuzumuz olsun diye. Yanılmıyorsam Çorum’daydı. Bir süre sonra, Antep’ten mi desem, Maraştan mı, bir konferans sonrası aynı uçakta gelmişiz Ankara’ya kadar. İnerken karşılaştık. Kısa bin hal-hatır faslından sonra, … Devamını Oku