Bu meseleyi hak ettiğinden fazla uzatmak istemediğim için son bir mülahazayla kapatacağım. “Allahu Teala’nın huzurunda, Resulü’nün s.a.s. hadislerini olduğu gibi alıp uygulayan, veya en azından, uygulayamasa bile, onlara aykırı uygulamaları haram veya mekruh olarak görmeye devam edenler mi kendilerini daha rahat savunabilirler, yoksa, “Hadisler böyleydi ama sonradan bunlar yapıldı, biz de onayladık, bize bu uygulama faydalı göründü” diyenler mi?” Okuyucu mesajı bu sözlerle sona eriyordu. Evet aslında mesele bu noktada düğümleniyor. Herkesçe malumdur ki bu algı sadece … Devamını Oku
Kabir Meselesinde İtiraza Cevap-1
Öncelikle itiraz sahibine katkısı için teşekkür ederek başlayayım. İtiraz sahibi kardeşimin meseleyi “türbeler” üzerinden ele alınmayı tercih ettiği dikkat çekiyor. Evet, “kabir üzerine bina yapma” olgusu türbeyi de içine alır, ama ondan ibaret değildir. Bugün herhangi bir kabristanda binlercesini gördüğümüz, hatta görmesek garipseyeceğimiz, “mezar böyle mi olmalı” diyeceğimiz mezar stilidir aslında söz konusu olan. Vehhabilerin bu mezar stiline dahi tahammülleri olmadığı malumdur. “İllet-hikmet” meselesi tam da burada devreye giriyor. Vehhabilere bakarsanız, mezarların “belki” en fazla yerden bir … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-4
Kabirler üzerine yazı yazmanın, bina yapmanın hükmü konusunda ulema arasında ittifak bulunmadığını, hükmün maksada göre değiştiğini önceki yazılarda görmüş olduk. Son bir mülahazayla konu hakkında söyleyeceklerimi sonlandırayım: Kabirler üzerine bina yapma meselesini, günümüzde iki noktada geçmişten farklı olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum: Kişinin bu hayattaki ekonomik durumu, sosyal statüsü, makam-mevkii… öldükten sonra da kabrine yansısın, bu “arızî” vasıflarıyla elde ettiği sun’î/geçici imaj ve saygınlık kabrinde de görülsün, kabri de bu hayattaki şanına layık görkemde olsun… gibi düşüncelerle kabrin … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-3
Bir önceki yazıyı, “ez-Zehebî, el-Hâkim’in bu ta’liline itiraz etmiştir. Onun itirazını ve meselenin diğer boyutlarını bir sonraki yazıda görelim” diyerek bitirmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim: el-Müstedrek’i telhis eden (notlar ekleyerek özetleyen) ez-Zehebî, el-Hâkim’in bir önceki yazıda İbn Âbidîn’den naklen geçen ifadesi üzerine şöyle der: “Bu sözün bir faydası yoktur. Herhangi bir sahabînin böyle yaptığını bilmiyoruz. Bu ancak Tabiun’dan ve onlardan sonra gelenlerden bazısının ihdas ettiği bir uygulamadır. (Anlaşılan) bu konudaki nehiy onlara ulaşmamıştır.”[1]ez-Zehebî, Telhîsu’l-Müstedrek (el-Müstedrek ile birlikte), … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-2
Okuyucu, sorusuna İbn Âbidîn’den nakille başladığı için önce oradaki durumu görelim: ed-Dürrü’l-Muhtâr’da şöyle denir: “… Nehyedildiği için kabrin üzeri dört köşe yapılmaz. Kabrin üzerini deve hörgücü gibi bir karış miktarı yükseltmek menduptur. ez-Zahîriyye’de bunun vacip olduğu söylenmiştir. Kabir kireçlenmez. Çünkü bu nehyedilmiştir. Kabrin üzeri çamurla sıvanmaz. Kabir üzerine bina yapılmaz. Bunda bir beis olmadığı da söylenmiştir. es-Sirâciyye’nin “Kerahet” bahsinde de yer aldığı gibi, muhtar olan da budur. Mezkûr eserin “Cenâiz” bahsinde şöyle denir: “Eğer ihtiyaç varsa, kabrin … Devamını Oku