2000’li yılların başından itibaren yazmaya başladığım gazete yazılarına şöyle hızlıca göz gezdirdim. Dinlerarası Diyalog faaliyetleri bağlamında gerçekten çok fazla yazı yazmışım. Bu faaliyetlerin hem dinen hem de siyaseten ve stratejik olarak yanlış olduğunu ısrarla vurgulamış ve bu çalışmaları yürüten “cemaat”in geçirmekte olduğu zihniyet değişikliğinin altını çizmişim. “Cemaat”in her alanda güçlü bir çekim merkezi olduğu ve hatta Türkiye’de neredeyse her alanı “belirlediği” o dönemde küçük bir azınlık dışında o söylenenleri kale alan olmadı. Bediüzzaman merhumun inşa ettiği Nurculuk … Devamını Oku
Bir Açıklama
Annemin hastalığı dolayısıyla yazılara ara verdiğim süreçte yaşanan bir gelişme dolayısıyla, aradan sonraki ilk yazıyı bir “açıklama” yazısı olarak tasarlamak zorunda kaldım. (Bu arada telefon ederek, e-posta göndererek anneme şifa dileklerinde bulunan bütün dostlara bir kere de buradan teşekkür ederim.) Söz konusu gelişme Rıhle dergisinin dağıtımıyla ilgili bir yazım dolayısıyla yaşandı. Yazılara ara vermek zorunda kaldığım sürecin başında yazı işleri müdürümüz muhterem Necdet Kutsal’ı arayarak durumu bildirdim ve yazılara bir süre ara vermek zorunda kaldığımı köşemde okuyucuya … Devamını Oku
Fethullah Gülen Hoca ve Bahailik
Bu köşeyi düzenli olarak izleyenler, Fethullah Gülen hocaefendi ve hareketi hakkında pek çok eleştiri yazısı okudular bugüne kadar. Bundan sonra da –ister aslî konularda olsun, isterse fer’î konularda– Ehl-i Sünnet çizginin kabulleriyle örtüşmeyen, ya da siyasî ve stratejik olarak Müslüman halkın ve ümmetin menfaatlerine aykırı düştüğünü düşündüğüm hususlarda değerlendirme ve fikir beyan etme hakkımı sonuna kadar kullanmaya devam edeceğim. Bu köşeyi işgal ettiğim sürece bunun benim için sadece bir hak değil, aynı zamanda bir vazife olduğunu düşünüyorum. … Devamını Oku
“Çağdaş Nurculuk” Mu, “Bid’atkârâne Bir Hıyanet” Mi?
Zaman’dan Ahmet Kurucan’ı izliyorum bir zamandır. Fethullah Gülen hocaefendi hareketi ile “Nurculuk” olarak ifade edilen, öyle tanınan/bilinen yapı arasındaki makasın gittikçe nasıl açılmakta olduğunun somut delillerini sunuyor bize. “Değişen dünya”dan, “Kur’an ve bağlayıcı sünneti ihtiva eden İslam’ın sabit; ama ondan anlaşılan manaların, yani Fıkh’ın değişken, çünkü beşerî” olduğundan, dolayısıyla “Evrensel olmadığı”ndan, “içtihadi hükümlere (Yani Fıkh’a) karşı korumacı ve kollamacı zihniyetten”, “bu zihniyetin ifşası”ndan, “bunun bir ideoloji haline getirilmesinin hepten zararlı ve tehlikeli” olduğundan, bunun da mensuplarını “çağın … Devamını Oku