Ulemanın Aracılığı

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2006, Temmuz Ayı 2006 OS

Soru

“(…) “Şüphesiz alimler sizin ile Rabbiniz arasında elçilik görevi yapmaktadırlar.” Hakim, Müstedrek, III,222; Taberi, el-Kebir, XX, 328, Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, II,64.

Bir diyalog sırasında bahsi geçen bu hadis-i şerif, mana ve sened olarak sahih midir?(…)

Cevap

  1. ed-Dârekutnî (es-Sünen, II, 87-8), İbn Ömer (r.a)’den: “İmamlarınızı hayırlılarınızdan seçin. Zira onlar sizinle Rabbiniz arasındaki elçilerinizdir.”

Bu rivayeti el-Beyhakî de (es-Sünenu’l-Kübrâ, III, 90) nakletmiş; ancak senedinin zayıf olduğunu söylemiştir. el-Beyhakî’nin bu hükmünün gerekçesi, rivayetin senedinde bulunan Hüseyin b. Nasr isimli ravinin tanınmıyor olması; bir de yine senedeki Ömer b. (Abdirrahman b.) Yezîd’in “münkeru’l-hadîs” olarak tavsif edilmiş olmasıdır.

  1. et-Taberânî (el-Mu’cemu’l-Kebîr, XX, 328), Mersed b. Ebî Mersed el-Ğanevî (r.a)’den: “Eğer namazınızın kabul edilmesi sizi sevindirirse, hayırlılarınız size imamlık yapsın. Zira onlar sizinle Rabbiniz arasındaki elçilerinizdir.”

el-Heysemî, (Mecma’u’z-Zevâid, II, 64) bu rivayetin senedindeki Yahya b. Ya’lâ el-Eslemî’nin zayıf bir ravi olduğunu söylemiştir.

Ayrıca el-Heysemî bu rivayeti, “hayırlılarınız” yerine “alimleriniz” kelimesiyle aktarmıştır. ez-Zeyla’î’nin Nasbu’r-Râye’sinde (II, 26) de böyledir. İbn Hacer’in ed-Dirâye’sinde ise (I, 168) et-Taberânî’nin her iki lafızla naklettiği belirtilmektedir. Doğrusu da budur.

  1. el-Hâkim de (el-Müstedrek, III, 222) yine Mersed (r.a) kanalıyla et-Taberânî rivayetinin sened ve metin olarak aynısını aktarmıştır. Dolayısıyla bu rivayet de, senedindeki –yukarıda mezkûr– Yahya b. Ya’lâ dolayısıyla zayıftır.

eş-Şevkânî’nin (el-Fevâidu’l-Mecmû’a, 32) bu rivayet hakkında kullandığı “sahih değildir” ifadesi, mevzu (uydurma) hadisler konusundaki bir kitapta kullanıldığı için “batıldır, aslı yoktur” şeklinde anlaşılır. Ancak bu, gerçekten ağır bir hükümdür.

İ’lâu’s-Sünen’de (IV, 218-9) et-Taberânî rivayetinin “hasen li gayrihi” olduğu belirtilmiştir. Ancak sadece adı geçen ravilerin zayıflığı değil, aynı zamanda et-Taberânî ve el-Hâkim tarafından nakledilen varyantta irsal da söz konusudur. Yani hadisi Mersed (r.a)’den aktaran ravi el-Kasım eş-Şeybânî, Efendimiz (s.a.v)’in hayatında vefat eden sahabîlerden hiçbirisiyle görüşmemiştir. (İbn Hacer, el-İsâbe, 70-1). Dolayısıyla onunla Mersed (r.a) arasında bir ravi daha bulunmalıdır. Bu rivayetin zayıfı olduğunu söyleyen el-Aclûnî ve daha başkalarının gerekçesi bu olmalıdır.

Bununla birlikte, birden fazla yoldan geldiği için, bu yolların bir arada değerlendirilmesinden bir kuvvet hasıl olacağı da söylenebilir. Bu durumda İ’lâu’s-Sünen’de aktarılan hükmün isabetli olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

Sonuç olarak bu rivayetin durumu zayıflık ile hasen li gayrihi mertebeleri arasında olsa gerektir. Allahu a’lem.

Rivayetin mana olarak sıhhati meselesine gelince, alimlerin Ümmet’in Allah Teala’ya elçileri mertebesinde/mesabesinde olmasında yadırganacak bir taraf yoktur. Uzmanlık isteyen her konu için bu böyledir. Sağlığımızı Tıp adamları aracılığıyla koruyor olmamız gibi, dinimizi da alimler vasıtasıyla anlıyor ve yaşıyor olmamız elbette anlaşılmaz bir husus değildir. Burada kastedilenin “amil alim”ler olduğunu ayrıca belirtmeye gerek yoktur.

Milli Gazete – 16 Temmuz 2006