- Farz namazların kazası yoktur, tövbesi vardır.
Vaktinde kılınamayan namazlar konusunda ne yapılması gerektiği Kur’an’da belirtilmemiştir. Daha doğrusu “açık bir şekilde” belirtilmemiştir. Dolayısıyla böyle durumlarda namazların kaza edileceğini Sünnet’ten öğreniyoruz.
Efendimiz (s.a.v), uyku veya unutma sebebiyle vaktinde kılınamamış namazın bilahare kaza edileceğini kavlî ve fiilî hadislerinde ümmetine ifade buyurmuştur. Burada üzerinde durulması gereken iki nokta var:
- Vaktinde kılınmamış namazların kaza edileceğine dair Kur’an’da herhangi bir hüküm yer almadığı halde, böyle yapılacağını bildiren rivayetler Kur’an’a aykırılık teşkil etmez mi?
- Efendimiz (s.a.v), sadece uyku ve unutma sonucu kılınamamış namazların kaza edileceğini belirtmiş, amden terk edilen namazların kazasından bahsetmemiştir. Bu durumda bilerek kılınmayan namazların kaza edileceğini söylemek Sünnet’e aykırı olmaz mı?
Birinci soru hakkında şunlar söylenebilir: Kur’an’da belirtilmeyen herhangi bir şeyin Sünnet tarafından hükme bağlanamayacağını veya Kur’an’da icmalî olarak geçen hususların Sünnet tarafından detaylandırılamayacağını söylemenin hem metodolojik, hem de pratik bakımdan tutarlı yanı yoktur.
Metodolojik olarak tutarlı yanı yoktur; çünkü Kur’an, Allah Teala (c.c) ile birlikte ve O’na tebean Efendimiz (s.a.v)’e itaati de emretmekte, muhalefeti yasaklamaktadır. Bunun yanında Efendimiz (s.a.v)’in Kur’an’ı beyan sorumluluğu da bu tarz bir fonksiyonu gerekli kılar.
Pratik olarak tutarlı yanı yoktur; çünkü İslam’ın hemen bütün hükümleri Sünnet tarafından detaylandırılmış ve fiilî uygulama halinde hayata aktarılmıştır.
Dolayısıyla vaktinde kılınmamış namazlar konusunda ne yapılması gerektiğini de Sünnet’in (yani gayri metluvv vahyin) belirlemiş olmasında yadırganacak bir durum yoktur.
Burada zikretmemiz gereken bir nokta daha var: “Kim bir namazı (vaktinde) kılmayı unutursa, onu hatırladığı zaman kılsın” mealindeki hadisi nakleden kaynaklar[1]el-Buhârî, “Mevâkît”, 36; Müslim, “Mesâcid”, 309; el-Muvatta, “Vukût”, 6…, bu cümleden hemen sonra Efendimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu zikreder: “Zira Allah Teala, “Ve benim zikrim için namaz kıl”[2]20/Tâ-Hâ, 14. buyurmuştur.” Efendimiz (s.a.v)’in, yukarıdaki gibi buyurduktan sonra bu ayeti okuması, –Allahu a’lem– ayet ile, vaktinde kılınamamış namazın kaza edilmesi arasında bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Yoksa Efendimiz (s.a.v)’in bu ayeti bu bağlamda okumasının ne anlamı olabilir?[3]Ayetin delalet vecihleriyle ilgili söylenenler hakkında bkz. el-Aynî, Umdetu’l-Karî, VI, 136.
Yukarıdaki ikinci soruya gelince, bu konuya daha önceki bir yazıda da değinmiştim.[4]Bkz. http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=567 Burada, orada zikretmediğim birkaç noktayı dikkatinize sunayımk:
Birçok alim, hadiste geçen “unutma”nın “terk etme” anlamına geldiğini söylemiş ve buna da, “O kimseler gibi olmayın ki, Allah’ı unutmuşlardır; Allah da onlara kendilerini unutturmuştur”[5]59/el-Haşr, 19. ve “Allah’ı unuttular da, Allah da onları unuttu”[6]9/et-Tevbe, 67. ayetlerinde geçen “unutma”nın “terk etme” anlamında olduğunu söyleyerek delil getirmişlerdir.[7]Mesela bkz. İbn Abdilberr, el-İstizkâr, I, 300.
Keza Hendek zamanı Efendimiz (s.a.v)’in ve Sahabe’nin öğle ve ikindi namazlarını vaktinde kılamadıkları, oysa bu durumun ne “uyku”, ne de “unutma” kapsamında değerlendirilebileceği söylenerek kaza edilebilecek namazların, uyku ve unutma durumu sebebiyle kılınamamış olması gerektiğini söyleyenlerin[8]İbn Hazm bunların başında gelmektedir. Bilahare başkaları da aynı iddiayı tekrarlamıştır. bu iddiasının yerinde olmadığı ortaya konmuştur. Konuyla ilgili başka deliller ve karşı delillerinin münakaşası için İbn Abdilberr’in el-İstizkâr’ına mutlaka bakılmalıdır.[9]İbn Abdilberr, a.g.e., I, 303 vd.
Devam edecek.
Milli Gazete – 23 Mart 2008
Kaynakça/Dipnot
↑1 | el-Buhârî, “Mevâkît”, 36; Müslim, “Mesâcid”, 309; el-Muvatta, “Vukût”, 6… |
---|---|
↑2 | 20/Tâ-Hâ, 14. |
↑3 | Ayetin delalet vecihleriyle ilgili söylenenler hakkında bkz. el-Aynî, Umdetu’l-Karî, VI, 136. |
↑4 | Bkz. http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=567 |
↑5 | 59/el-Haşr, 19. |
↑6 | 9/et-Tevbe, 67. |
↑7 | Mesela bkz. İbn Abdilberr, el-İstizkâr, I, 300. |
↑8 | İbn Hazm bunların başında gelmektedir. Bilahare başkaları da aynı iddiayı tekrarlamıştır. |
↑9 | İbn Abdilberr, a.g.e., I, 303 vd. |