Selef ile aramızdaki fark üzerinde hiç kafa yordunuz mu, bilmiyorum. Fazilet/üstünlük farkını kasdetmiyorum elbette. Selef’in dünyaya bakışı ve hayatı yaşayış tarzı ile bizimki arasındaki uçurum anlatmak istediğim. Bizler bugünden o dönemi okumaya çalışırken genellikle aynı hatayı işliyor, Selef’in hayatını birbirinden kopuk/bağımsız kareler şeklinde algılıyoruz. Oysa o güzide nesillerin öne çıkan bireylerinin her biri hem cihad meydanında gözü kara bir savaşçı, hem ilim meclisinin vazgeçilmez müdavimi, hem fedakârlık ve diğergâmlık örneği, hem bir zühd ve takva numunesi… idi. … Devamını Oku
İslamî Yapılanmalar-2
Bir önceki yazıyı, maslahat olduğu zannıyla işlenen bir şeyin mefsedet olması halinde bile, niyetin halis olması sebebiyle işleyenin sevaba müstehak olacağını söyleyerek bitirmiştim. İşlenen fiilin mefsedet olduğu açığa çıktığında ise bu sürecin biteceği bedihidir. Burada şöyle bir soru sorabiliriz: Neyin maslahat ve neyin mefsedet olduğunu nereden bileceğiz? Hemen belirtelim ki maslahat ve mefsedetler, açıklık-kapalılık yönünden ikiye ayrılır. İşlenmesi Kur’an ve Sünnet tarafından emir veya teşvik edilen hususların maslahat olduğu açıktır; keza yapılması yasaklanmış olan ve sakındırılan hususların … Devamını Oku
İslamî Yapılanmalar-1
Soru “… Özellikle bu dönemde birçok akım ve fırkalar kendi metot ve düşüncelerine göre dine hizmet etmektedirler. Ta Orta Asya topraklarında hizmete gelen … Hoca grubu, Arabistan’dan gelip dini müesseseler açan Vehhabiler vs… “Hocam şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Bir Müslüman Allah rızası için kitap bastırıp bedava dağıtıyor. (…) Biz de çoluk-çocuğumuzun eline geçmesin diye yine Allah rızası için o kitapları imha ediyoruz. Çoğumuz mukallit seviyesinde imana, ilkokul seviyesinde kültüre sahip olduğumuz için bir takım insanların peşine … Devamını Oku
Organ Nakli-2
Diyelim ki “zaruret” durumu bahis konusudur ve gerek bu temelden, gerekse “iki zarardan hangisi daha hafif ise o tercih edilir” gibi kaidelerden hareketle insan uzuvlarının muhterem/mükerrem olduğu gerçeği organ nakli bağlamında göz ardı edilebilir. Ancak bu durum, organ naklinin cevazına hükmedenler bakımından açıklığa kavuşturulması gereken başka noktalar bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu babda en önemli noktalardan biri, donör (verici) durumundaki kişinin ölümünün tam anlamıyla gerçekleşip gerçekleşmediğinin tesbitidir. Beyin ölümü gerçekleştiği halde kalp atışı cihaza bağlı olarak sürdürülen hastalar … Devamını Oku
Organ Nakli-1
Soru Organ bağışı yapmak caiz midir dinen? Bir kişi çıkdı, organ bağışlayanları cehennemlik ilan etdi. Bu doğru mu? Bir de fetva ehlinde aranan şartlar nelerdir? Her önüne gelen fetva verebilir mi? Cevap Organ nakli ile ilgili kısımdan başlayarak cevaplayacak olursak; Organ nakli, hakkında en fazla soru sorulan ve ihtilaf edilen güncel meselelerden birisi. Konuya mesafeli duranlar birkaç gerekçe ileri sürüyor. Belli başlılarını şöyle özetleyebiliriz: İnsan bütün uzuvlarıyla muhterem/mükerrem bir varlıktır. Dolayısıyla herhangi bir uzvunun dokunulmazlığının –canlı veya … Devamını Oku
Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-6
Erkeğe altın yüzük kullanmayı yasaklayan ve çeşitli bağlamlarda varit olan hadisler, daha önce isimlerini zikrettiğim 16 sahabî tarafından muhtelif lafızlarla nakledilmiştir. Bu sahabîlerden bazılarının, konuyla ilgili birden fazla rivayet naklettiğini de burada önemle belirtmemiz gerekiyor. (Yazıyı daha fazla uzatmış olmamak için bu rivayetleri tek tek zikretmeyeceğim.) Bu sayının, mütevatir hadisleri toplamak maksadıyla kaleme alınmış eserlerde tevatürüne hükmedilmiş birçok rivayetin sahabî ravilerinin adedinden daha fazla olduğu açıktır. Dolayısıyla bu konudaki rivayetlerin, Usulcülerle diğer ulemanın değişik itibarlarına göre “mütevatir” … Devamını Oku
Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-5
Muhtemeldir ki Sahabe’den bazıları (el-Berâ b. Âzib ve Suheyb (r.anhuma) örneklerinde olduğu gibi) Efendimiz (s.a.v) tarafından kendilerinin umumi yasağın kapsamı dışında tutulduklarını düşünmüşler, bazıları da (daha önce naklettiğim Hz. Ali (r.a) rivayeti özelinde olduğu gibi) yasağın hususi olup herkesi kapsamadığı kanaatini taşımışlardır.. Ancak şunu da ekleyelim ki Hz. Ali (r.a)’den birçok tarikle gelen bir rivayette “Resulullah (s.a.v) bize altın yüzüğü yasakladı” dediği[1]et-Tahâvî, Şerhu Ma’âni’l-Âsâr, IV, 260. ve Efendimiz (s.a.v)’in, bir eline ipek, bir eline altın alarak, “Bunlar ümmetimin … Devamını Oku
Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-4
Ebû İshak’ın, biri el-Berâ (r.a)’ın altın yüzük “taktığını”, diğeri “takmadığını” anlatan iki rivayeti arasında bir zaman aralığı bulunduğunu söylemek doğruysa durumu şöyle yorumlayabiliriz: Ebû İshak, el-Berâ’nın altın yüzük taktığına önceleri kendisi de şahit olmuşken, bilahare Ebu’s-Sefer ile birlikte ziyaretine gittiklerinde yine altın yüzük göreceği beklentisiyle el-Bera (r.a)’ın parmaklarına özellikle bakmış olmalıdır. Arkadaşının el-Berâ (r.a)’ın parmağında altın yüzük gördüğünü söylemesi üzerine şiddetle itiraz etmesi de bundan ileri gelmiş olmalıdır. Eğer bu iki rivayeti bu veya benzeri bir şekilde … Devamını Oku
Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-3
Bir önceki yazıda İmam et-Tahâvî’den naklen Sahabe’den altın yüzük kullananların isimlerini zikretmiştim. Bunlara Suheyb[1]Bkz. en-Nesâî, “Zînet”, 45., Huzeyfe[2]İbn Ebî Şeybe, VI, 66., Habbâb b. el-Erett[3]İbn Ebî Şeybe, a.y., Câbir b. Semure[4]İbn Ebî Şeybe, VI, 67. ve Abdullah b. Yezîd’i[5]İbn Ebî Şeybe, a.y. de (Allah hepsinden razı olsun) ekleyebiliriz. Böylece altın yüzük taktığı rivayet edilen sahabîlerin sayısı tesbit edebildiğim kadarıyla 9’u bulmaktadır. Ancak bu sahabîlerin altın yüzük taktığını anlatan rivayetler –en azından birçoğu– hakkında söylenmesi gereken şeyler mevcuttur. Bunları şöyle … Devamını Oku
Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-2
Altın kullanımının erkeğe haramlığının tartışma konusu yapıldığı ikinci cihet, haramlık hükmünün illetini tesbit sadedinde ortaya atılan görüşler ve bir de Sahabe’den bazılarının altın yüzük kullandıklarını anlatan nakillerdir. Günümüzde bu meselede cevaz taraftarı olanların büyük çoğunluğu bu zeminde hareket etmektedir. Tecrid-i Sarih Terceme ve Şerhi’nde (IV, 287) Kâmil Miras’ın yaptığı budur; İSAM’ın neşrettiği İlmihal’de (II, 84 vd.) bu mesele işlenirken izlenen yöntemin de aynı olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle belirtelim ki, toplumda sosyal adaletin sağlanması, sermayenin atıl durumdan kurtarılarak ekonomiye … Devamını Oku