Başörtüsü

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

Soru: “Bir konuşmasında F. Gülen hocaefendi tesettür için teferruat dedi. Bu doğru mudur? Teferruat ne demektir? Ayrıntı ve detay anlamına geliyor ama, buradaki manası nedir? Üstelik tesettürün teferruat değil, füruat olduğunu biliyordum ben. Teferruat ve füruat ne demektir? Tesettür füruat mı, yoksa teferruat mıdır?” Cevap: Fethullah Gülen hocaefendinin başörtüsü hakkında kullandığı kelimenin “füruattandır” tarzında olduğunu hatırlıyorum. (Yanlış hatırlıyorsam düzeltin.) “Füru(at)”, Fıkhî bir tabirdir ve “Usul‘e ilişkin olmayan” anlamındadır. “Teferruat” kelimesi de aynı kökten gelmekle birlikte fıkhî bir … Devamını Oku

Cuma Namazı ve Zuhr-i Ahir

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS

Soru: “Cuma namazı farz iken öğle namazı kılınır mı? Öğle namazı kılınırken cuma namazı kılınır mı? (…) Madem cuma namazı kılınabilir, neden cuma namazından sonra zühr-ü ahir namazı kılıyoruz? Bunu çoğu alim “Cuma namazı kabul edilmeyebilir, o yüzden kılınmalı” diye yorumluyor. Madem cuma namazı farz değil, neden kılınıyor? Yok cuma namazı farz ise o zaman neden zühr-ü ahir namazı kılınıyor?” Cevap: Sorunun, “Cuma namazı farzken öğle namazı kılınır mı?” kısmını şöyle anlıyorum: Bir kimsenin üzerine Cuma namazı … Devamını Oku

Saadet-i Ebediyye

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

Okuyucu soruları içinde hakkında bilgi istenen kitapların başında gelen “Saadet-i Ebediyye” isimli eserin benim elimde bulunan son baskısı 2001 tarihli ve yaklaşık 1250 sayfa. Bu hacimdeki bir kitabın bir yazı çerçevesinde detaylı bir değerlendirmesini yapmak takdir edersiniz ki mümkün değil. Bununla birlikte, piyasaya ilk çıktığı tarihten bu yana hacmi durmadan kabaran ve muhtevasında değişiklikler yapıldığı görülen bu eserin baştan sona zararlı olduğunu söylemek insaf ve adaletle bağdaşmaz. Eserde Ehl-i Sünnet‘e yapılan yoğun vurgu ve genel olarak Ehl-i … Devamını Oku

Bazı İsimler

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Cemâleddin Efgânî, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Muhammed Abduh, Muhammed İkbal, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Seyyid Kutub

Bir okuyucumun oldukça uzun sorusunu özüne dokunmadan aşağıya alıyorum: Soru: “İhlas yayın grubu Seyyid Kutup, Efgani, Abduh, Elbani vs. gibilerini mezhebsizlikle itham ediyorlar. Delillerini de kaynaklarından vererek gösteriyorlar, biz de kabul ediyoruz. (…).Bakalım sıra kimde. Vallahi korkuyorum sizin aleyhinizde de Ehl-i Sünnet olmadığınıza dair bir iddia çıkacak diye. (…) grubunun sitesini tetkik ederken bir de ne göreyim, Muhammed Ebu Zehra, Ebul Hasan Ali en-Nedvi, Seyyid Sabık, Mustafa İslamoğlu v.s. gibileri mezhebsiz ilan edilmiş. (…) Biz kimi okuyacağız, … Devamını Oku

Alim-Veli

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

Soru: “Neden Mevlana, Bâyezid-i Bistâmî, Cüneyd-i Bağdâdî, Bişr el Hafî, Yunus Emre, İbrahim b. Edhem, İbrahim Havvas v.s. zevat-ı aliyeye evliya deniyor da alim denmiyor? Bu zatlar fıkıh bilmiyor mu, müçtehit değil mi, medrese tahsili almamışlar mı, tefsir, hadis bilmiyorlar mı? Neden bir hüküm beyan edilirken “Gazalî şöyle dedi, Merginanî’de böyledir, Suyutî’de şöyledir” v.s. deniyor da, “Mevlana veya Yunus vesaire şöyle buyurmuş” denmiyor? Said bin Müseyyeb ve Hasenul Basrî, sanırım ikisi de tabiin; Veysel Karanî de tabiin … Devamını Oku

Ali Şeriati

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

Soru: Ali Şeriati’ye pek çok cemaatin negatif yönde bakmasını ve eserlerinin tehlike arz etmesi söylemlerini nasıl irdeliyorsunuz? Ali Şeriati’nin eserlerine nasıl yaklaşmalıyız? 300’e yakın muhtelif eserlerini okumalı mıyız? Neden bu yazara böyle negatif yönden bakılıyor? Cevap: Ali Şeraiti (1933-1977) ilk eğitimini babası Muhammed Taki‘den aldıktan sonra Meşhed Öğretmen Okulu‘nu bitirdi (1952). 1956’da Meşhed Üniversitesi‘ne girdi. Buradaki direniş hareketine katıldığı için babasıyla birlikte tutuklandı; 6 ay tutuklu kaldı. 1960’ta Doktora için Fransa‘ya gitti. Sorbon‘da Din Sosyolojisi ve Dinler … Devamını Oku

Said Nursi-Mehdi-2

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2004, Haziran Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

Bir önceki yazıda yer alan soruyla bağlantılı olarak iki ayrı okuyucumdan gelen soruyu birleştirerek aşağıya alıyorum: Soru: Bediüzzaman Said Nursi‘nin Mehdi olduğu söyleniyor. Bu mümkün müdür? Onun Mehdi olma ihtimali var mıdır? Cevap: “Mehdi” kelimesi sözlükte “Kendisi hidayete ermiş bulunan, başkasının hidayete vesile olan” anlamlarına gelir. Kelimenin sözlük alamı esas alınacak olursa, insanların hidayetine vesile olan herkes bir anlamda “mehdi“dir. Dolayısıyla Said Nursi merhum da tıpkı diğer bütün İslam alimleri gibi –kelimenin sözlük anlamıyla– bir “mehdi“dir. Ancak … Devamını Oku

Okuyucu Soruları (4) Said Nursi-Mehdi-1

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Mayıs 2004, Mayıs Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

Soru: 1– “Seyyid Abdulhakim Arvasi hazretlerinin Risale-i Nurları yırtıp attığı söyleniyor, aslı var mıdır? Kütüb-i diniyyenin tahkir edilmesi fıkıh kitaplarında elfaz-ı küfürden sayılmıştır. Arvasi hazretleri nasıl böyle bir tefsire bu fiili yapar? 2- Resulullah s.a.s. efendimiz bile siyasetten içtinab etmemiştir, Said Nursi neden siyasetten uzak durmuştur? 3- Eimme-i isna aşeriyye ehl-i sünnet midir? Cevap: 1. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin Risale-i Nurlar hakkında, soruda ifade edilen tavrı gösterdiği konusunda herhangi bir bilgiye sahip değilim. Soru sahibi kardeşim bu … Devamını Oku

Mezhepler Arası İhtilaflar

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Mayıs 2004, Mayıs Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

Artık geleneksel hale getirdiğimiz “Okuyucu Soruları” serisinin bu yılki bölümüne başlıyoruz bugünden itibaren. Muhtemel bir yanlış anlamanın önüne geçmiş olmak için bir noktanın altını çizmek istiyorum öncelikle: İnternet üzerinden cevaplandırmayı tercih ettiklerim dışında kalan ve bu köşeye taşımakta fayda mülahaza ettiğim soruları ayrı bir dosyada biriktiriyorum. Gerek geçmiş yıllarda, gerekse bu yıl gelen sorular arasında dalgınlık neticesi cevapsız bıraktığım olmuşsa ve bu yüzden soru sahiplerinin, sorularını önemsemediğim gibi bir düşünceye kapılmasına sebebiyet vermişsem, kendilerinden helallık diliyor ve … Devamını Oku

Mü’minin Hürmeti

Ebubekir Sifil2004, 2004 Yılı, Gazete Yazıları, Mayıs 2004, Mayıs Ayı 2004 OS, Okuyucu Soruları

7/13. asır ulemasından İzzuddîn b. Abdisselâm (ö. 661/1262) ile döneminin bazı Hanbelîleri arasında geçen, hatta Eyyubî sultanlarından bazılarının da müdahil olduğu –önemli bir itikadî ihtilaftan kaynaklanan– gerginlik meşhurdur. Oğlu tarafından kaleme alınan “Îdâhu’l-Kelâm” isimli küçük risalede ve Tâcuddîn es-Sübkî tarafından “Tabakâtu’ş-Şâfi’iyye“de tafsilatıyla zikredilen bu gerginlik uzun bir süre devam etmiş, bu arada sultanla İbn Abdisselâm arasında bazı yazışmalar olmuştur. Bu süreçte Eyyubî sultanı el-Melikü’l-Eşref‘e, konu hakkındaki görüşünü yazan İbn Abdisselâm, fetvasının bir yerinde şöyle der: “Mushaflarda yazılı … Devamını Oku