Şevkâniyyat-4

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Mayıs 2007

Hocanın, bir önceki yazıda naklettiğim, “eş-Şevkânî bu sözünde ictihada ittiba edeni değil, Kur’an ve Sünnet’te olana muhalif davrananı kasdetmektedir” tarzındaki tevili başlı başına bir “problem.” Hoca’dan, eş-Şevkânî’nin terminolojisinde “içtihada ittiba” gibi bir tabir bulunup bulunmadığını, bu tabirin tam olarak ne anlama geldiğini, müçtehidi mi yoksa mukallidi mi anlattığını, müçtehidi anlatıyorsa, bizzat kendisinin, “eş-Şevkânî hiçbir zaman bir müctehid imamın, Kitab’ın ve Sünnet’in sarihini terk ettiğini söylememiştir. Zaten hiçbir müctehid, kendisine ulaştığı kadarıyla ne Kur’an’ın ve ne de Sünnet’in sarih bir hükmüne ya da nassına aykırı ictihadda bulunmamıştır”[1]Mevzu Hadisler, 30. şeklindeki ifadelerini nasıl anlamamız gerektiğini, mukallidi anlatıyorsa eş-Şevkânî’nin şirk ithamının “ictihada ittiba edeni” hedeflemediğini söylemenin ne ifade ettiğini açıklamasını istemek hakkımızdır değil mi?

Açıktır ki, hiçbir müçtehid deliller arasında tercih durumu dışında bilerek/isteyerek hiçbir Kur’an ayetine ve Sünnet’e muhalefet etmez; ederse “müçtehidlik” vasfını, kaybeder, hatta iman dairesinden çıkar! Akın hoca İbn Teymiyye’nin Ref’u’l-Melâm’ından elbette haberdardır!

Müçtehid imamlardan, kendisine bir kısım sünnetler ulaşmadığı için bazı meselelerde Sünnet’e aykırı hüküm verenler olmuştur. Ancak mezhep uleması tarafından o meselelerin, hatta sadece onların değil, “mercuh” olan kavillerin de ayıklandığı ve mezhep imamının o meselelerdeki görüşünün terk edildiği bu sahanın ehlinin malumudur. Öyleyse şu “Kur’an ve Sünnet’te olana muhalif davranan” meselesi neyin nesidir?

Sonra eş-Şevkânî’nin ümmetin kahir ekseriyetini teşkil eden mukallid tabakasını şirkle itham eden sözlerini yalanlayan bir nass bulunmadığını söylemek nasıl bir mantıktır Allah aşkına?! Bu ümmetin ulemaya itaati 4/en-Nisâ, 59 ayetinde ifadesini bulan, Allah’a ve Resulullah’a itaat çerçevesinde söz konusu olmaktadır ve bu, Sahabe ve Tabiun dönemlerinden beri böyle olagelmiştir. eş-Şevkânî el-Kavlu’l-Müfîd’de[2]el-Kavlu’l-Müfîd fî Edilleti’l-İctihâd ve’t-Takîd, 34 vd. bu ayetin delaleti hakkında kendi davasını destekler tarzda bir yorum yapmış ise de, vakıa onun bu yorumunun tartışmaya son derece açık olduğunu göstermektedir.

Sahabe döneminden itibaren her alimin, kendisine fetva soran kişiye delilini söyleyerek cevap verdiğini isbat etmenin mümkün olmadığı ortadadır. Sahabe ve Tabiun akvalini zikreden rivayet tefsirleri, Abdürrezzâk ve İbn Ebî Şeybe’nin el-Musannef’leri, İbn Abdilberr’in et-Temhîd ve el-İstizkâr’ı, –eksik de olsa– Sa’îd b. Mansûr’un Sünen’i ve diğer kaynaklar elimizin altında! Bu eserlere sathi bir şekilde göz gezdirmekle bile, “delilini sor, yoksa müşrik olursun” dayatmasının ne kadar temelsiz olduğu kolayca anlaşılacaktır. Sahabe döneminden itibaren bu ümmetin alimlerinin, kendilerine sorulan her fetvaya delilini söyleyerek cevap vermediğini gösteren örnekler kitap hacminde bir muhteva oluşturacağından, burada ayrıntıya girmem mümkün değil. Esasen Akın hoca da bunun böyle olduğunu pekala bilenlerdendir!

Dolayısıyla meselenin teorik tartışmaların ötesinde bir de “vakıaya mutabakat” zemininde ele alınması gerektiği açıktır. Yoksa İbn Teymiyye[3]Mesela bkz. Mecmû’u’l-Fetâvâ, XX, 202-4. başta olmak üzere taklidi tecviz eden ulema, insanları şirke teşvik etme cürmünün faili olup çıkacaktır!!

Öte yandan bu ümmetin kahir ekseriyetini alimlere kulluk etmekle suçlayan eş-Şevkânî yerine, bu çirkin ithama itiraz eden el-Kevserî’nin tavrını “edepsizlik”le irtibatlandıran Akın hocanın bu “taraftar tarafsızlığı”na mı, yoksa eş-Şevkânî’nin, “ameliyyat”ta[4]eş-Şevkânî, İrşâdu’l-Fuhûl’de (419 vd.), ahkâm ayetlerinin 500’den kat kat fazla, ahkâm hadislerinin ise “binlerce” olduğunu söyler. Yine ona göre … Continue reading taklidi şirk sayarken “itikadiyyat”ta taklide itiraz edenlerin bu tutumunu “Ümmet-i merhumenin çoğunluğuna karşı işlenmiş bir cinayet ve onları, güçlerinin yetmeyeceği şeyle mükellef kılmak”[5]Bkz. İrşâdu’l-Fuhûl, 444. olduğunu söylemesindeki yaman çelişkiye mi şaşırmalı, kararı siz verin.

Devam edecek.

Milli Gazete – 7 Mayıs 2007

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Mevzu Hadisler, 30.
2 el-Kavlu’l-Müfîd fî Edilleti’l-İctihâd ve’t-Takîd, 34 vd.
3 Mesela bkz. Mecmû’u’l-Fetâvâ, XX, 202-4.
4 eş-Şevkânî, İrşâdu’l-Fuhûl’de (419 vd.), ahkâm ayetlerinin 500’den kat kat fazla, ahkâm hadislerinin ise “binlerce” olduğunu söyler. Yine ona göre müçtehid, ahkâm hadislerinin sıhhat-zaaf durumlarını, ravilerinin ahvalini, Arapçayı, Usul-i Fıkh’ı ve nasih-mensuhu bilmelidir. Bu bellidir de, avamın “taklid şirki”nden kurtulmak için bunca yükün altından nasıl kalkacağı sorusunun cevabı belli değildir.
5 Bkz. İrşâdu’l-Fuhûl, 444.