“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi – 8

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Şubat 2013

“Melekler, “Mehrini verene kadar (ona el süremezsin)” dediler. Âdem, “Onun mehri nedir?” diye sordu; “Muhammed’e üç kere salat-u selam getirmendir” dediler.” “İbnu’l-Cevzî, Salâtu’l-İhvân adlı kitabında şöyle zikreder: “Hz. Âdem, Hz. Havvâ’ya yaklaşmak isteyince, Havvâ ondan mehir istedi. Bunun üzerine Hz. Âdem, “Ya Rabbi! Ona (mehir olarak) ne vereyim?” dedi. Allah Teala şöyle buyurdu: “Ey Âdem! Habibim Muhammed b. Abdillah’a yirmi kere salat-u selam getir.” Ben (Ali el-Karî) derim ki: Bir önceki rivayetteki “üç salat-u selam” mehr-i mu’accel … Devamını Oku

Bir Fikri Hoca Geçti Bu Âlemden

Ebubekir Sifil2013, Fikri Sifil, Gazete Yazıları, Şahıslar, Şubat 2013

Sarıkamış’ın İnkaya köyünden çıkıp Gönenli Mehmet Efendi merhumun halkasına katılmış bir Anadolu delikanlısı… Tek özelliği sesinin güzelliği değil; hafıza kuvveti ile de akranları arasında temayüz ediyor. Kıraat dersleri yanında Arapça ve İslamî ilimler de tahsil ediyor. Kısa süre içinde eski İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen merhumun dikkatini çekiyor. Fatih Camii için açılan müezzinlik imtihanını birincilikle kazanıyor. Atamasının yapılabilmesi için kimlik belgesi gerekiyor, ama nüfus cüzdanı memlekette unutulmuş! Memlekete haber gönderiliyor. Kimlik belgesi “kara tiren”e veriliyor. Kendi ifadesi … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi – 7

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Şubat 2013

“Bu rivayet şu hususu sarih olarak ifade etmektedir: Takdir (mahlûkatın mukadderatının tayin ve yazılması) Arş’ın yaratılmasından sonra, Kalem’in ilk yaratıldığı esnada vaki olmuştur. Zira Ubâde b. Es-Sâmit (R.A.)’ten Hz. Peygamberin (S.A.V.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: `Allah’ın ilk yarattığı şey Kalem’dir. (Kalem’i yaratınca Allah Teala ona) `Yaz’ buyurdu. Kalem, `Ne yazayım?’ dedi. Allah Teala, `Her şeyin miktarını/kaderini yaz’ buyurdu. Bunu et-Tirmizî rivayet etmiş ve sahih olduğunu belirtmiştir. Ancak Ebû Rezîn el-Ukaylî rivayeti olarak gelen ve İmam Ahmed ve … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi-6

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Şubat 2013

İmam es-Sübkî’nin, Ali el-Karî tarafından kısaca ve anlam olarak aktarılan görüşlerini –önemine binaen– kendi ifadeleriyle ve tam olarak aktardıktan sonra Ali el-Karî’nin söylediklerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. el-Karî, İmam es-Sübkî’nin, daha önce geçen, “(…) Bu sebeple ahirette bütün peygamberler O’nun sancağı altında toplanacaktır. Bu dünyada da öyledir. İsra gecesi onlara imam olup namaz kıldırmıştır” tarzındaki ifadesini zikrettikten sonra sözlerini şöyle sürdürür: “Ben derim ki: İmam Fahuddîn er-Râzî’nin, ‘Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkan’ı indirenin şanı yücedir’  … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi – 5

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

İmam es-Sübkî’nin konu hakkında söylediklerini bugün tamamlamış olacağız: “… Bu sebeple Hz. Peygamber (S.A.V.)’in nübüvvet ve risaleti (diğer peygamberlere göre) daha umumî, daha şumullü ve daha büyüktür. O’nun şeriatı, diğer peygamberlerin şeriatlarıyla temel noktalarda ittifak halindedir. Çünkü temel hususlar (peygamberden peygambere ve şeriattan şeriata) değişmez. İhtilafın söz konusu olabileceği fer’î konularda Hz. Peygamber (S.A.V.)’in şeriatının diğerlerine tekaddümü ise ya tahsis veya nesh kabilindendir. Yahut tahsis de nesh de söz konusu değildir; Hz. Peygamber (S.A.V.)’in şeriatı, geçmiş zamanlarda … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi-4

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

İmam es-Sübkî’nin konu hakkındaki ifadelerine alıntılamaya devam ediyoruz: “Bunlar iki mertebedir ki, ilki bürhanla bilinir; ikincisi ise gören gözlere ayandır. Bu iki mertebe arasında yüce Allah’ın fiillerinden oluşan ve O’nun ihtiyarıyla meydana gelen vasıtalar vardır. Bunlardan bir kısmı meydana geldiğinde, bir kısmı ise daha sonra mahlûkatın bir kısmına zahir olur. Yine bunlardan bir kısmı da vardır ki, mahlûkattan herhangi birisine zahir olmasa da, onunla söz konusu mahal için bir kemal hâsıl olur. Bu da ikiye ayrılır: Yaratıldığında … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi-3

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

Hz. Âdem (A.S.) “ruh ile beden arasında”yken, yani yaratılış süreci tamamlanmamışken Efendimiz (S.A.V.)’in peygamber olması ne demektir? O süreçte Efendimiz (S.A.V.)’in ne ruhu ne bedeni varlık âlemine çıkarılmıştır! Böyleyken “nübüvvet” vasfının mahalli neresidir? Konuyla ilgili olarak İmam es-Sübkî’den alıntıya revam ediyoruz: “(…) Dolayısıyla bunun (Efendimiz (S.A.V.)’in nübüvvetinin, E.S.) kaçınılmaz olarak o vakit mana olarak sabit bulunmuş olması gerekir. Bundan maksat Efendimiz (S.A.V.)’in nübüvvetinin ilm-i ilahîde “ileride olacak” bir husus olarak bilinmesi olsaydı, Hz. Âdem (A.S.) ruh ile … Devamını Oku

Nübüvvet ve Mucize

Ebubekir Sifil2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi merhum, modernistlerin, M. Abduh’la başlayan, Mustafa el-Merâğî ve Reşid Rıdâ ile devam eden “mucize inkârı” furyası üzerinde dururken bir noktaya dikkatinizi çeker: Mucizenin inkârı Nübüvvet’in inkârına, o da Allah’ı inkâra götürür.  Mucizeyi inkâr hastalığına yakalananlar hakkında kullandığı şu ifade meselenin ciddiyetini çarpıcı biçimde dikkatimize sunmaktadır: “Allah’a imanla birlikte mucizeyi inkâr hamakat; Nübüvvet’e imanla birlikte mucizeyi inkâr ise katmerli hamakattır.” Modenistlerin, Kur’an’ın “mu’cizu’l-beyan” olduğu hakikatini inkârını, Kur’an ayetlerinin bir benzerinin getirilemeyeceği hakikatinin –bunun bizzat … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi-2

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

Bir önceki yazıda Ali el-Karî’nin, “Hakikat-i Muhammediyye” konusunda İmam es-Sübkî’den yaptığı alıntıyı görmüştük. Ali el-Karî, o alıntının ardından el-Kastallânî’den iktibas ettiği ifadelerle konuyu anlatmaya devam ediyordu. Söz konusu iktibasa devam edeceğim. Ama önce İmam Takiyüddîn es-Sübkî’den yaptığı alıntı üzerinde bir miktar durmak istiyorum. el-Karî’nin alıntıladığı ifadeler, İmam es-Sübkî’nin Fetâvâ’sında  geçiyor. Ancak el-Karî’nin, alıntıyı harfi harfine değil, bazı tasarruflarla ve muhtasar olarak aktardığı anlaşılıyor. İmam es-Sübkî’nin konuyla ilgili tespitleri son derece önemli olduğu için olduğu gibi aktarmakta büyük … Devamını Oku

“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi-1

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Ocak 2013

Geçen hafta, “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” anlamındaki söz üzerinde dururken bu sözün “hadis” olarak sabit olmadığını, ancak anlamının doğru olduğunu söyleyen alimler bulunduğunu belirtmiştim. Ali el-Karî, el-Mevridu’r-Revî fi’l-Mevlidi’n-Nebevî isimli risalesinde  konuyla ilgili oldukça dikkat çekici şeyler söyler. Evvela “Adem su ile çamur arasındayken ben nebi idim” rivayetini zikredip, “Her ne kadar bazı Hadis hafızları, “Bu rivayeti bu lafızla bulamadık” demişse de, manası sahih tariklerle gelmiştir.” Bu çerçevede el-Karî, “Adem ruh ile ceset arasındayken ben nebi idim” hadisini … Devamını Oku