“Feodal toplum yapısında egemenlik erkeğin elindedir. Çünkü söz konusu olan, “tarım toplumu”dur. Sosyoekonomik yapı “kas gücü” üzerine kuruludur; o da erkekte mevcuttur. “Geleneksel” toplum yapısının erkek merkezli olmasının sebebi budur.
“Şimdi bunlar çok gerilerde kaldı. Teknoloj ve bilgi çağında yaşıyoruz. Hayat artık kas gücüyle değil, beyin gücüyle kazanılıyor. Bunun doğal sonucu olarak artık kadın-erkek ilişkisi “koruma/itaat” zemininde değil, “eşitlik ve paylaşma” zemininde yürüyor. Hatta pek çok alanda kadın, erkekten daha verimli/üstün olduğunu ispatlamış durumda…”
Modern çağa ait bu telakki, … Devamını Oku
Emr-i Ma’ruf Nehy-i Münker
Mü’min, yeryüzünde Allah Teala’nın iradesini temsil eden kimsedir. Bu bakımdan onun, emr-i ma’ruf ve nehy-i münker göreviyle muvazzaf kılınmış olmasını anlamak zor değildir. Ma’ruf Allah Teala’nın rızasının, münker ise gazabının bulunduğu şeydir. Kur’an, ma’rufun emredilmesini ve münkerin yasaklanmasını, dünyasını vahyin inşa ettiği insanların temel/kaçınılmaz görevi olarak tayin ve tesbit eder. Bu, peygamberlerden (hepsine selam olsun) başlayarak aşağıya doğru inen tabii/fıtrî tavırdır.
Söz gelimi Efendimiz (s.a.v)’den bahseden ayetlerden birinde şöyle buyurulur: “Onlar (Ehl-i Kitab’a mensup iken iman etmiş olanlar), … Devamını Oku
Amel-i Salih
Soru
Salih amel, sıradan herkesin ulaşabileceği kaynaklarda sadece “yararlı faydalı işler” diye tercüme ediliyor ve başkaca da bir bilgi verilmiyor. Bu tarif yeterli midir? Değilse salih amel’den Rabbimizin muradı nedir?
Cevap
“Salih amel” kısaca, Allah Teala’nın rızasına uygun, kişinin kendisine ve/veya başkalarına faydası dokunan iş, fiil ve hareket demektir. Ulema, kelim-i tayyib (tevhid, tesbih, tehlil, tekbir) olmadan amel-i salih olmayacağını, niyet olmadan da bunların hiç birinin bulunmayacağını söyleyerek önemli bir noktaya parmak basmıştır. Niyetin sadece mü’min için bir anlam ve … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-7
Ve nihayet Kur’an’ın “Sen, sana bu Kitab’ın verileceğini ummazdın. O ancak Rabbinin bir rahmetidir…”(28 Kasas/86) “İşte sana da buyruğumuzla Cebrail’i gönderdik; sen önceden Kitap nedir, iman nedir bilmezdin…”(42 Şura/52) gibi ayetler, Hz. Muhammed’in böyle bir olayı yaşadığını yalanlamaktadır. Çünkü böyle bir olayı yaşasaydı, en azından peygamber olacağına ilişkin bilgisi ve beklentisi olurdu. Kur’an ise, böyle bir bilgisinin ve beklentisinin olmadığını söylemektedir.
Önce Efendimiz (s.a.v)’in Kitap ve iman nedir bilmediğini ifade eden ayetten başlayalım: Bu ayet, Efendimiz (s.a.v)’in, geçmişinde … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-6
Bu kadar olağanüstü halleri yaşayan ve bilgi sahibi olan Hz. Peygamber Hira’da ilk vahye muhatab olduğunda neden şok oldu? Önceden bu halleri yaşayıp bazı bilgilere sahip birisi olarak bunu soğukkanlılıkla karşılaması gerekmez miydi?
Efendimiz (s.a.v)’in Hira’da yaşadığı hadisenin etkisini uzun süre üzerinden atamaması, bir beşer olarak böyle olağanüstü bir durumu ilk kez yaşamış olmasındandı. Yoksa Efendimiz (s.a.v)’in Hira’da Cebrail (a.s) ile karşılaşmadan önce, sadık rüyalar vasıtasıyla vahiy olgusuna bir nevi hazırlık süreci giçirdiğini biliyoruz. Başta el-Buhârî ve Müslim … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-5
Rahip Bahira olayının detaylarıyla ilgili itirazlara devam ediyoruz. En son “Ebû Tâlib bu olayı müşahede ettiği halde neden İslam’a girmedi?” sorusunda kalmıştık.
Evet, sadece bu olayı değil, Efendimiz (s.a.v)’in hak peygamber olduğunu gösteren daha başka hususları da müşahede ettiği ve O’nun tebliğinin hak olduğunu bildiği halde Ebû Tâlib’e İslam’la şereflenmek nasip olmamıştır. Meselenin detayları Hadis ve Siyer kaynaklarından okunabilir. Burada sadece şu kadarını söyleyelim: Ebû Tâlib’in iman etmemesi Efendimiz (s.a.v)’in davetinin hakikatinden şüphe duymasından değil, gururundan ve kendisine … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-4
Rahip Bahira olayının detaylarıyla ilgili itirazlara gelince;
Efendimiz (s.a.v) niçin daha sonra bu olaydan hiç bahsetmemiştir?
Efendimiz (s.a.v)’in mucizeleriyle ilgili rivayetlerin genel karakterine baktığımız zaman bu sorunun cevabını görürüz. Şöyle ki: Onun mucizelerini bize nakleden rivayetler hemen tamamen Sahabe gözlemi tarzında gelmiştir. Acaba doğrudan Efendimiz (s.a.v)’in mübarek ağzından menkul kaç adet mucize rivayeti bulabiliriz? Dolayısıyla Rahip Bahira olayının da sahabî gözlemi olarak nakledilmiş olmasında şaşılacak bir taraf olmadığı gibi, bu durumun, olayı nakleden rivayetlerin sıhhatine halel getirici özellikte olduğu … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-3
Bir önceki yazıda ez-Zehebî’nin, hadisenin kaynaklarından olan el-Hâkim’in el-Müstedrek’indeki rivayet hakkında (metnindeki nekaret sebebiyle) “mevzu” ve “batıl” ifadelerini kullandığını belirtmiştim. Bilebildiğim kadarıyla ulemadan bu rivayet hakkında böyle bir ifade kullanan başka birisi yoktur.
ez-Zehebî’nin söz konusu hükmü de ağırlıklı olarak rivayetin bir önceki yazıda belirttiğim münker kısmından kaynaklanıyor olmalıdır. Nitekim o, Târîhu’l-İslâm’da bu rivayete yer verdikten sonra, “Cidden münkerdir” der ve ardından, bu yazının konusunu teşkil eden itirazları –hemen hemen aynen– sıralar. İlerleyen yazılarda ele alacağım tenkitlerinden anlaşılan … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-2
Mukaddime kabilinden olmak üzere konuya şu kaideyi hatırlatarak başlayalım: Herhangi bir rivayet tenkit konusu yapılacaksa önce senedine bakılır. Eğer sened itimada şayan ise metne geçilir. Sened itimada şayan değilse metin üzerinde durmaya da gerek yoktur. Zira metin bize ne kadar makul, doğru ve kabule şayan gelirse gelsin, şayet itimat edilecek bir senedden mahrum ise, ona “hadis” değeri atfetmek doğru değildir.
Rahip Bahira hadisesi özeline gelince, bu konuda daha önce Arap aleminde de itirazcı yaklaşımlar bulunduğunu biliyoruz. Bunların bir … Devamını Oku
“Liberal İslam”
İslam’ın tahriften masun tek din olması, İslam’la beşer ürünü sistem ve ideolojiler arasında kıyaslama, karşılaştırma ya da benzetme yapanların kaçınılmaz olarak yanlışa düşmesine sebep oluyor.
Hristiyanlığın dünya ile ilişkisi –teoride– birey ve topluma ahlakî ilkelere riayeti öğütlemekten öte geçmez. Bu bakımdan toplumun siyasî örgütlenme biçiminin liberal ya da sosyalist bir zemine oturması Hristiyanlık açısından çok fazla bir şeyi değiştirmez.
Yahudilik bağlamında ilk bakışta durum farklı gibi görünse de, münhasıran Yahudiler için var olan bir dinin, Yahudi olmayan toplumların toplumsal … Devamını Oku