İmam el-Mâturîdî’nin itikadî/kelamî çizgisiyle İmam Ebû Hanîfe’ninki arasında fark bulunduğu, kendini “Selefî” olarak ifade eden bazı kardeşlerimiz tarafından ileri sürülen bir iddia. Buna göre İmam Ebû Hanîfe, Allah Teala’nın “el”, “yüz” gibi sıfatlarını tevilsiz kabul ederken, İmam el-Mâturîdî bu sıfatlar hakkında tevil yapıyor; dolayısıyla bu noktada İmam Ebû Hanîfe’den ayrılıyor. Bu iddia doğrultusunda ortaya şöyle bir durum çıkıyor kaçınılmaz olarak: İmam Ebû Hanîfe’nin itikadî/kelamî çizgisi İmam el-Mâturîdî tarafından devam ettirilmemiş, bilakis çarpıtılmış, saptırılmıştır…
Evet, İmam Ebû Hanîfe, el-Fıkhu’l-Ekber’de … Devamını Oku
“Hak Yahudilik”, “Hak Hristiyanlık”?!
Hz. Musa (a.s)’ın dini neydi? Yahudilik mi, Musevîlik mi? Ya Hz. İsa (a.s)’ın dini? Ona Hristiyanlık demek mi doğrudur, İsevîlik demek mi?
Konu hakkında yazıp konuşanların hala önemlice bir kesimi “Yahudiliğin ve Hristiyanlığın Hz. Musa ve Hz. İsa’dan (ikisine de selam olsun) sonra bozulduğu”, “Hz. İsa (a.s) kıyamete yakın yeryüzüne indiğinde Hristiyanlığı orijinal haline döndüreceği (Hristiyanlığın tasaffi edeceği)”… şeklinde cümleler kuruyor.
Oysa biliyoruz ki Hz. Musa (a.s) İsrailoğulları’na Yahudiliği tebliğ etmedi. Keza Hz. İsa (a.s) da öncelikle Yahudilere ve … Devamını Oku
Hz. Peygamber Ve Kadınlar-1
Soru
“Size sık sık rastladığım bir konuyla alakalı bir soru sormak istiyorum. Bu konuda benim birikimim pek fazla olmadığı için karşı tarafı çok tatmin edecek cevaplar veremeyebiliyorum. Sözünü ettiğim konu, Peygamberimizin (sav) çok evliliğiyle alakalı. Malum soru, Hz. Muhammed (sav) niye çok evlendi (bildiğim kadarıyla 12 evliliği var), (haşa) o kadın düşkünü biri miydi vs.. Bu soruyu, “Bana dünyanızdan 3 şey sevdirildi: güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz” mealindeki hadis-i şerif bağlamında da değerlendirecek olursak nasıl bir … Devamını Oku
İmam Maturidi Kim? Maturidilik Ne?
Kim ne derse desin, bu ülkede İslam’la doğrudan veya dolaylı biçimde ilişkili olmayan mesele yoktur. Nüfusunun ezici çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu bir ülkede esasen bu şaşılası bir husus değil. Böyle olduğu için İslam’la, onun itikadî ve amelî esaslarıyla başı çok hoş olmayanlar dahi ona bigâne kalamıyor. Hatta dine hayli mesafeli durmayı tercih edenlerin dahi kendi duruş ve görüşlerini tahkim etmek için zaman zaman dinî referanslara atıfta bulunmaktan sarf-ı nazar etmediğini görüyoruz. Bu esnada koca koca çamların devriliyor olmasına … Devamını Oku
Sünnilik Olmuyor, İ’tizal Verelim! Bizde Fırka Çok-4
Konu hakkında şu ihtimaller de gündeme getirilebilir:
Recm hadisleri uydurulmamıştır; ancak haber-i vahid hükmünde olup kesinlik ifade etmezler. Nitekim Usulcüler arasında recm hadislerinin mütevatir olmadığını söyleyenler vardır. Dolayısıyla bu rivayetlere dayanarak bir insanın hayatına kıyılamaz.
Bu ihtimal hakkında söylenebilecek olan –kısaca– şudur: Evet, Usulcüler arasında recm hadislerinin mütevatir olmadığı görüşünde olanlar vardır. el-Pezdevî[1]Bkz. Keşfu’l-Esrâr, II, 368. jQuery(‘#footnote_plugin_tooltip_3195_7_1’).tooltip({ tip: ‘#footnote_plugin_tooltip_text_3195_7_1’, tipClass: ‘footnote_tooltip’, effect: ‘fade’, predelay: 0, fadeInSpeed: 200, delay: 400, fadeOutSpeed: 200, position: ‘top center’, relative: true, offset: [-7, 0], … Devamını Oku
Bazı Cemaatler ve Metotlar Üzerine-3
“Bir de okuduğum bir yazıda Abdulhamid han döneminde bazı kürt aşiretlerinde mehdilik iddia eden birisinin çıktığı yazıyor. Bu hareketlerin Said Nursinin şuur altını bilemeyiz ama düşüncelerine kendisinin de o beklenen zat olduğu ve buna Kurandan destek aramaya kalktığını düşünebilir miyiz?”
Bediüzzaman merhumun, henüz hayattayken mehdilik davası güttüğü –gerek bazı muarızları, gerekse bizzat kimi nur talebeleri tarafından– iddia edilmiştir. Ancak Risale-i Nur’un birçok yerinde kendisi bu iddiayı açık biçimde reddetmiş, böyle bir davasının bulunmadığını alabildiğine açık ifadelerle vurgulamıştır. Aşağıya … Devamını Oku
Sünnilik Olmuyor, İ’tizal Verelim! Bizde Fırka Çok-3
Asrın önde gelen ilim adamlarından Pakistanlı Muhammed Takî el-Osmânî, Sahîhu Müslim şerhi Fethu’l-Mülhim’e yazdığı son derece kıymetli tekmilede recm rivayetlerini nakleden sahabîlerin isimlerini ve rivayetleri aktaran kaynakları ihtiva eden bir çalışma yapmış ve tablo halinde vermiştir.[1]Muhammed Takî el-Osmânî, Tekmiletu Fethi’l-Mülhim, II, 420 vd. jQuery(‘#footnote_plugin_tooltip_3191_9_1’).tooltip({ tip: ‘#footnote_plugin_tooltip_text_3191_9_1’, tipClass: ‘footnote_tooltip’, effect: ‘fade’, predelay: 0, fadeInSpeed: 200, delay: 400, fadeOutSpeed: 200, position: ‘top center’, relative: true, offset: [-7, 0], }); Buna göre recm rivayetleri, aralarında dört halife, Hz. Aişe, İbn Mes’ûd, … Devamını Oku
Bazı Cemaatler ve Metotlar Üzerine-2
“Said Nursi eserlerinde cifiri çokca kullanıyor ve Kuranın tamamının cifir yoluyla bir tefsirinin yapılmasını istiyor. Cifirle de kendi ismine kadar Kuranda 40-50 işaret buluyor eserlerine ve kendisine. Hatta kıyametin zamanını bile söyleme cesareti gösteriyor. Bu Kuran ve hadislerde açıkca reddedilmiyor mu? Cifir yöntemi şiada olan bir yol değil mi? Ehl-i sünnet bunu reddetmiyor mu? Cevşen duasını vahy olarak tevatürle nakledilmiş diyor. Ehli sünnet o zaman neden nakletmemiş? Neden sahih zikirler varken şia kaynaklı bir rivayeti esas almış … Devamını Oku
Sünnilik Olmuyor, İ’tizal Verelim! Bizde Fırka Çok-2
Recm bahsinde hükmün Sünnet’le sabit olmasını meselenin “zayıf noktası” zannedip oraya abanmak, ne yaptığını bilen bir müslüman için “dinî bir tutum” olarak ne kadar mümkündür?
Böyle bir “imkân”dan ancak bir şekilde bahsedebiliriz: İlgili sünneti bize nakledenlerin güvenilirliği (zabtı ve itkanı), hatta “müslümanlığı” söz götürür olursa! Nitekim Haricîler bu konuda inkâr cihetinde saf tutanlar içinde en tutarlı davranışı sergileyenlerdir. Onlara göre “Hakem olayı”nda hakemler, onları hakem olarak tayin edenler, onların verdiği hükme razı olanlar, hatta sessiz kalanlar “mü’min” sıfatını … Devamını Oku
Sünnilik Olmuyor, İ’tizal Verelim! Bizde Fırka Çok-1
Acaba Sahabe, herhangi bir hüküm hakkında “Bu ağır bir hüküm ey Allah’ın Elçisi; sevgi, merhamet ve insanlık anlayışıyla bağdaşmaz” gibi bir itirazda bulunmuş mudur? Böyle bir örnek hatırlayan var mı?..