Herşey Ne Kadar Ucuz!!-1

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mart 2005

Bediüzzaman Said Nursi merhumun “Münazarât“ında geçen bir mesele üzerine kaleme aldığım yazı (24 Şubat), Yeni Asya‘dan Hakan Yalman ile Vakit‘ten Mustafa Kaplan‘ın cevabî yazılarına muhatap oldu.
Savunma psikolojisiyle birbiri ardına sıralanan “seviyesizlik”, “edepsizlik”, “cehalet” vb. ithamlar günümüzde bir tavrı “tenkit” yapmaya yeten unsurlar olarak telakki edildiğinden, böyle yaparak beni tenkit ve Bediüzzaman merhumu müdafaa ettiğini düşünen, böylece doyuma ulaşan bu muhteremlere, “Aradan uzun yıllar geçtikten sonra bizzat müellifi tarafından “hatîât ve kusurât” ihtiva ettiği söylenmiş ve bu yüzden … Devamını Oku

Ehl-i Kitap İle Aramızdaki “Ortak Kelime”

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mart 2005

Pek çok ayetinde Ehl-i Kitab‘ı “şirk” ile vasıflandırmış bulunan Kur’an‘ın, 3/Âl-i İmrân, 64. ayette onlarla aramızda “ortak” bir kelime/söz/ilkeden bahsetmesini nasıl anlamalı?
Öncelikle bu ayette geçen ve tırnak içinde verdiğim “ortak” kelimesiyle ifade edilen “sevâun”dan başlayalım. Bunun, “ortak” diye çevrilmesi, Müslümanlar ile Ehl-i Kitap arasında müştereken kabul edilmiş bir iman umdesi çağrışımı yaptığı için sakıncalıdır. Gerek tefsir, gerekse lugat kaynaklarının ağırlıklı olarak bu kelimeyi “adl” ile karşılamış ve İbn Mes’ûd (r.a) mushafında “sevâ” yerine “adl” kelimesinin zikredilmiş olması, … Devamını Oku

Niçin “Muhammedun Resulullah” Yok?

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Şubat 2005

Kütüphanemde uzun zamandır eksikliğini derinden hissettiğim iki kaynak esere kısa bir zaman önce hamdolsun kavuştum. Başta M.Muhlis kardeşim olmak üzere vesile olanlardan Rabbim razı olsun.
Bugüne kadar türlü zorluklarla DİB kütüphanesindeki nüshasından istifade ettiğim “Feydu’l-Bârî” bunlardan birisi. (Diğeri de Şebbîr Ahmed el-Osmânî merhumun “Fethu’l-Mülhim“i ile Muhammed Takî el-Osmânî‘nin bu esere yazdığı “Tekmile.”)
Elime geçer geçmez mümkün olduğunca diğer şerhlerle karşılaştırmalı bir şekilde okumaya gayret ettiğim “Feydu’l-Bârî“de el-Keşmîrî merhumun ortaya koyduğu nefis tahkik örneklerinden, bugün için “mezillet-i akdam” (ayakların kaydığı … Devamını Oku

İnkişaf

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, İhsan Şenocak, Mart 2005, Şahıslar

Dergi tanıtımı ile ilgili yazıların bu köşede sık denebilecek periyotlarla yer aldığını biliyorsunuz. Özellikle “Marife” ve “Hadis Tetkikleri Dergisi” gibi ciddi akademik dergilerin her yeni sayısı elime geçtiğinde bir günle sınırlı olmayan, birkaç yazıya yayılan tanıtım, eleştiri ve tavsiyelerle oldukça hareketli ve renkli gündemler oluşuyor.
HTD‘nin son sayısından henüz haberdar olamadım. “Marife“nin son sayısı ise eğer yanılmıyorsam, geçtiğimiz günlerde Konya‘da gerçekleştirilen “Ehl-i Beyt” konulu ilmî sempozyumu dosya konusu yaptı. Elime geçtiğinde üzerinde geniş bir şekilde durmaya çalışacağım.
Bugün bahse … Devamını Oku

Hristiyanlık Ahir Zamanda Tasaffi Edecek Mi?

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Şubat 2005

Said Nursî merhumun, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü ile birlikte Hristiyanlığın, bünyesine arız olan batıl inanç ve kabullerden arınarak İslam ile bir noktada buluşacağı fikrini eserlerinde sıkça işlemesi, günümüzde dinlerarası diyalog faaliyetini yürütenler tarafından bu sürece bir “temel” ittihaz edilmiştir.
Said Nursi merhum bu fikri, Efendimiz (s.a.v) tarafından kendisine Allah Teala‘nın bildirmesiyle haber verilmiş, vukuu kesin bir hakikat olarak değerlendirmekte ve mesela bir yerde şöyle demektedir:
“İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Tarihselcilik

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Gazete Yazıları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2005, Tarihsellik ve Hermenötik

Esas meseleye geçmeden önce bir noktayı tasrih edeyim: Dinlerarası diyalog konusunu işleyen bir önceki yazımda Fethullah Gülen hocaefendinin “Fasıldan Fasıla“sından yaptığım alıntıyı yanlış değerlendiren bazı okuyuculardan, bağlamdaki “ilzam” üslubuna dikkat etmediklerini izhar eden mesajlar aldım. Konuyla ilgili olarak bu köşede kaleme aldığım onlarca yazı ortadayken hiçbir anlam veremediğim bu mesajların sahiplerini dikkat ve ciddiyete çağırıyorum…
Gelelim maksada.
Bilindiği gibi Kur’an, Mü’minler‘e hitaben, “Ey iman edenler! Yahudiler’i ve Hristiyanlar’ı dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar…” (5/el-Mâide, 51) buyurur.
Said Nursî merhum, … Devamını Oku

Diyalog Eleştirileri Hangi Maksada Matuf?

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Şubat 2005

 
Dinlerarası diyalog faaliyetlerinin “esastan” ve “usulden” yanlış olduğunu dile getiren yazılar yazdıkça, Fethullah Gülen hocaefendinin sevenlerinden –”cemaatinden” demiyorum; çünkü Hocaefendi‘nin böyle bir tesmiyeyi kabul etmediğini biliyorum–, “sen de mi?” ya da “ahirette görüşürüz” içerikli mesajlar alıyorum.
Zaman darlığından ve kişisel polemiğe girmeyi doğru bulmadığımdan bu mesajların hemen hiçbirine cevap yazmıyorum. Gerek bu türlü mesajlar gönderen kardeşlerimin, gerekse genel olarak bu köşenin okuyucularının bir şeyi bilmelerini istiyorum: Herhangi bir yazı kaleme almak için bilgisayarın başına oturduğumda, ortaya çıkacak ürünün … Devamını Oku

Gassal Metaforu ve Dinlerarası Diyalog

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Şubat 2005

Perşembe günkü yazım üzerine bir okuyucumdan, önemli bir noktaya neşter vuran bir e-posta iletisi aldım. Şöyle diyor adını vermeyen okuyucum:
“(…) Bir kişi birilerini kendisine şeyh edindi mi hoca edindi mi mürşit edindi mi, ona ne derece bağlanmalı? Şâh-ı Nakşibend ile talebesi Molla Necmeddin arasında geçen kıssa mürşide bağlanmanın bir ölçüsü müdür?…”
Burada yer kaplamaması için zikretmediğim kıssada Şah-ı Nakşibend hz.leri ile Molla Necmeddin arasında, Menakıb kitaplarında örneğine sıkça rastlanabilecek bir olay anlatılıyor: Zahiren İslam’ın emirlerine aykırı gibi görünse … Devamını Oku

Müdârât

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Şubat 2005

Bundan bir süre önce İstanbul’dan arayan bir okuyucum, “İslam ve Modern Çağ”da (II, 163) geçen bir ifademe takıldığını ve kimi kasdettiğimi sordu. Ben kimi kasdettiğimi söyleyince de aramızda tatlı-sert bir konuşma başladı. Cep telefonumun şarjı bittiği için yarıda kalan konuşmamız esnasında muhatabım, “İslam’da müdârât” yok mudur?” dedi ve birkaç örnek zikretti. Ben de İslam’da elbette müdârât olduğunu, ancak takıldığı ifademin öznesinin yaptığı işin müdârât sayılamayacağını ve verdiği örneklerin buna uymadığını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ancak konuşmamız yarıda … Devamını Oku

Sünnet’in Kur’an’ı Beyan Fonksiyonu ve Bir Usul Problemi

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Şubat 2005

Sünnet’in Din’deki temel konumu, Modern Din telakkisi mimarlarının hedef tahtasındaki temel birkaç meseleden biri olması dolayısıyla sık denebilecek periyotlarla bu köşede mevzu-i bahs ediliyor. Meselenin ehemmiyeti ve gündemdeki değişmez yerini muhafaza etme özelliği sebebiyle, üzerinde ne kadar durulsa sezadır.
Bugün meseleye “bizim penceremizden” bakıldığında “problem” görüntüsü veren bir noktaya değineceğim.
Önce soruyu soralım:
Madem ki Sünnet Kur’an’ın “beyan edicisi”dir ve madem ki Sünnet’i bize aktaran en önemli vasıta “hadis rivayetleri”dir; öyleyse büyük çoğunluğu “haber-i vahid” kategorisinde bulunan bu rivayetlerin Kitab’a … Devamını Oku