“Kutsal” kavramını hayatın dışına itmeye azmetmiş olan Modernistler’in, “feslefî aklı” kutsamak suretiyle merkeze yerleştirmesi başlı başına bir garabet…Bu garabetin doğal bir uzantısı da –hadislerin sıhhati ve bağlayıcılığı konusunda ortaya atılan şüphelerle de bağlantılı olarak– Hz. Peygamber (s.a.v)’in mucizelerinin inkârı.
Bu yaklaşımı, diğer konularda yaptıkları gibi Kur’an’dan refere etmeye çabalamaları da alışık olduğumuz bir tavır.
Önce başvurdukları ayetlerden bazılarını görelim:
- “Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin. Allah dileseydi onları elbette hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi. O halde sakın cahillerden olma.” (6/el-En’âm, 35)
- “Hayır” dediler, “(bunlar) saçma sapan rüyalardır. Bilakis onu kendisi uydurmuştur. Belki de o, şairdir. (Eğer öyle değilse) bize hemen, öncekilerin benzeri bir ayet (mucize) getirsin.” Bunlardan önce helak ettiğimiz hiçbir belde (halkı) iman etmemişti, şimdi bunlar mı iman edecek?” (21/el-Enbiyâ, 5-6)
- “Kâfirler diyorlar ki: “O’na Rabb’inden bir mucize indirilseydi ya!” Halbuki sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.” (13/er-Ra’d, 7)
- “Bizi ayetler (mucizeler) göndermekten alıkoyan tek şey, öncekilerin bu ayetleri yalanlamış olmasıdır.” (17/el-İsrâ, 59)
- “(Ey Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin. Biz dilesek onların üzerine gökten bir mucize indiririz de ona boyunları eğilip kalır.” (26/eş-Şu’arâ, 3-4)
- “Fakat onlara tarafımızdan o hak (peygamber) gelince, “Musa’ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli değil miydi?” dediler. (28/el-Kasas, 48)
- “Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı. “O’na Rabb’inden başka mucizeler indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” Kendilerine okunmakta olan apaçık Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.” (29/el-Ankebût, 48-51)
Modernistler, bu ayetlere ve benzerlerine dayanarak, Hz. Peygamber (s.a.v)’e mucize verilmediğini, O’nun tek mucizesinin Kur’an olduğunu iddia etmektedir. Hatta bir kısmı daha da ileriye giderek şöyle demektedir: İnsanlığın takip ettiği “tekâmül” seyri Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde artık zirve noktasına ulaşmıştır. Dolayısıyla bu noktada insanlığa mucizeler vasıtasıyla hitap etmek gereksiz, anlamsız ve yararsızdır. Mucize ancak tekâmülünü tamamlamamış (geri) insanlar üzerinde etkili olabilir…
Biyolojik anlamdaki “evrim” düşüncesinden ilham aldığında kuşku bulunmayan bu (sosyolojik) evrim anlayışının “gülünçlüğü” belki başka bir yazının konusu olarak işlenebilir. Dolayısıyla burada işin bu boyutu üzerinde durmayacağım.
Gelecek yazıda bu ayetler üzerinde kısaca duralım; sonra da Kur’an’da Hz. Peygamber (s.a.v)’e mucize verildiğini gösteren ayet(ler) bulunup bulunmadığını irdeleyelim…
Şubat 2002 – Milli Gazete