Mâturîdî Paneli

Ebubekir Sifil2015, Gazete Yazıları, Nisan 2015

Ecdadımızın, yeni nesilleri bilginin içine yedirilmiş kimlik şuuruyla yetiştirmek amacıyla formüle ettiği kalıplar vardır. Hem hem özlü bilgi ihtiva eder ve ezberlemesi kolaydır, hem de her biri birer “kimlik kodu” niteliğindedir. 32 Farz, 54 Farz bunlardandır mesela. Sıbyan mektebine (ilkokul) gitme çağına gelen çocuklara karşılıklı soru-cevap tarzında belletilen bir formülasyon daha vardır:

  • Kimin kulusun?
  • Allah’ın.
  • Kimin ümmetisin?
  • Muhammed Mustafa (s.a.v)’in.
  • Kimin zürriyetisin?
  • Adem (a.s)’ın.
  • Kimin milletisin?
  • İbrahim (a.s)’ın.
  • İtikatta mezhebin ne?
  • Mâturîdî (veya Eş’arî)
  • Amelde mezhebin?
  • Hanefî (veya Şâfiî)

Basit gibi görünen bu tarz, çocuğun kalbine yerleştirilen ilk bilgiler olması dolayısıyla son derece önemlidir. Bu kodlarla yetişen çocuk, hayatının ilerleyen safhalarında başka mecralara sapsa bile, sonunda dönüp dolaşıp geleceği yer bu şuurun mayaladığı kimliktir.

Modern zamanlarda ne yazık ki bu şuurun hayli uzağına düştük. Müslümanlığımızı bu şekilde ifade etmeyi şanımıza yakıştıramıyor, başka tanımlar, başka mecralar arıyoruz. Vardığımız nokta ise tam bir “kimlik krizi” durumu…

IGMG (Avrupa Milli Görüş Teşkilatı) bu gerçeğin özellikle Avrupa’da yaşayan insanımız için daha büyük bir aciliyet arz ettiğini büyük bir isabetle fark etmiş. Oradaki insanımızın, özellikle de gençlerimizin aidiyet bilincini tazelemek maksadıyla birkaç yıldır paneller düzenliyor. Bir önceki yıl İmam Ebû Hanîfe’yi konu alan bir panel düzenlediler. Bu yılki panelin konusuysa “İmam Mâturîdî” olarak tesbit edilmiş.

Siirt Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Erdemci, Abant İzzet Baysal Ü. İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Cağfer Karadaş ve Isparta SDÜ İlahiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Salih Aydın‘la birlikte gerçekleştirdiğimiz panele katılımın yüksekliğini ve katılımcıların yoğun ilgisini vurgulamadan geçemeyeceğim.

Cemalettin bey “İlm-i Kelam’ın Doğuşu-Tarihsel Süreç”, Cağfer bey “İmam Mâturîdî’nin Hayatı” ve Salih beyin “İlm-i Kelam’a Giriş” başlıklarıyla sundular tebliğlerini. Ben de “İmam Mâturîdî’nin Mezhebi ve Görüşleri” başlığı altında İmam el-Mâturîdî’nin Te’vîlât ve Tevhîd‘de ortaya koyduğu görüşleri özetlemeye çalıştım. Bilhassa bir kısım Selefî çevrelerin, İmam el-Mâturîdî’nin İmam Ebû Hanîfe çizgisinden koptuğu, dolayısıyla bu iki imamın itikadî kabullerinin birbirinden farklı olduğu yolundaki yoğun propagandasının ilmî kıymetine de –kısaca da olsa– değindim.

IGMG, panellerde yapılan sunumları kitaplaştırmayı da ihmal etmemiş. Bu panelin tebliğleri de kitaplaştırılacak. En geç önümüzdeki dönemin başlarında okuyucuya arz edileceğini sanıyorum.

Bu vesileyle Ehl-i Sünnet çizginin önemi konusunda farkındalık oluşturma gayretleri sebebiyle IGMG Genel Başkanı Kemal Özer ve İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç hocalara ve emeği geçen herkese bir kere de buradan kocaman bir teşekkür göndermiş olalım.

Bu hassasiyetin IGMG’nin diğer faaliyet alanlarıda da en temel motivasyon unsuru haline gelmesi, Batı’da yaşayan insanımızın değer erozyonuna ve kimlik krizine maruz kalmasının önlemenin en etkili yoludur. Cenab-ı Hak sa’ylerini meşkûr eylesin.

13 Nisan 2015 – Vahdet Gazetesi