Mana Önderlerimizden

Ebubekir Sifil2006, Gazete Yazıları, Mart 2006

İnanç ve kültürümüz bize, yaşadığımız toprağı sadece üstündekiler sebebiyle değil, aynı zamanda altındakiler sebebiyle aziz bilmeyi telkin eder. Toprağın altındakilerle üstündekileri birbirine bağlayan rabıtadan habersiz olanlara “şerefu’l-mekân bi’l-mekîn” (mekânın kıymeti orayı mekân tutmuş olandan gelir) sözünü –anlasalar da– dirilere tahsis etme kısırlığıyla maluldürler…

Musa b. Ukbe‘lere, İbn İshak‘lara kadar uzanan genel maksatlı kronolojik tarih yanında, İbn Sa’d‘dan bu yana muntazaman devam edegelmiş bulunan tabakat ve teracim yazma geleneğimiz, branşları, meşrepleri, mekânları ve zamanları çok yönlü çalışmalarla kesintisiz biçimde birbirine bağlamasını bilmişti…

Osmanlı‘da da bu şekilde devam etmiş bulunan “geçmişi geleceğe taşıma” hassasiyeti, modern zamanlarla birlikte ne yazık ki bir dönem kesintiye uğramıştır…

Bu ülkenin her karışı gibi Erzurum havalisinin de müşahede ettiği sayısız alim, abid ve mürşid gelip geçmiş, bunlar arasında son zamanlarda istisna teşkil edenler dışında kalanların hayatı, az önce ifade ettiğim kesinti sürecinde şifahi menkıbeler halinde ağızdan ağza nakledilerek bir anlamda azaltılmaya, unutulmaya terk edilmiştir.

İstisnalardan birisi olarak Erzurum civarının mana önderlerinden “Alvar İmamı” diye bilinen Muhammed Lütfi Efe Hz.’ni (1956) insanımız, Ahmet Ersöz imzalı bir çalışma (Nil yay., İzmir-1991) ile tanıma fırsatı bulmuştu. Şimdi aynı yörenin mana önderlerinden ve Efendimiz (s.a.v)’in 27. kuşak pak neslinden Seyyid Hacı Ahmed Baba (1912), oğlu Seyyid Şehid Yakup Baba (1915) ve onun oğlu Seyyid Hacı Mevlüt Baba‘nın (1994) hayatları da, torunları muhterem Abdülbaki Çınar beyefendinin gayretli çalışması sonucunda kayda geçirilmiş bulunuyor.

Gönül Sultanlarımız üst başlığıyla neşredilmiş bulunan hacimli kitap belli ki ciddi bir emek mahsulü. Her üç biyografi de çeşitli menkıbeler, kerametler ve şiirlerle süslenmiş; görgü tanıklarının naklettiği hatıralarla tekmil edilmiş. Tasavvuf ve Tarikat hakkında bilgi vermeyi de ihmal etmeyen muhterem yazar, Seyyid Hacı Mevlüt Baba Hz.’nin büyük oğlu Seyyid Mustafa Baba‘nın şiirlerine ve Rıfai ilahilerine de yer vermiş. Fotoğraflar bölümüyle son bulan çalışmada Seyyid Hacı Mevlüt Baba Hz.’nin “siyadet şeceresi”nin de fotoğrafı yer alıyor.

İnsanımız adına, inancımız ve kültürümüz adına ortaya konan bu çalışmayı şükranla karşılarken şu notu düşmekten kendimi alamıyorum: Bizi biz yapan bu büyük insanların ve daha birçok benzerlerinin manevî, sosyal, edebî yönleri hakkında ilgili yüksek öğretim kurumlarında Yüksek Lisanslar, Doktoralar yaptırılması bu ülke adına kazanç hanesine kaydedilecek çalışmalar olacaktır. Onlar Milli Mücadele‘nin ön saflarında yer alan mücahidler, toplumun dinî ve ilmî hayatını düzende, dengede tutan önderler olarak bu toplumun aidiyet ve mensubiyet duygularının sahici kaynaklarıdır. Onların adını yaşatmak için atılacak her adım, bu ülkenin geleceğinin sağlıklı temeller üzerindea inşası anlamına gelmektedir…

İletişim için:

www.rifaiye.com, www.errifai.com, www.rifailer.org;

[email protected], [email protected]

Milli Gazete – 27 Mart 2006