“Levlâke” Rivayeti ve “Nur-u Muhammedî” Meselesi–10

Ebubekir Sifil"Levlâke" Rivayeti ve "Nur-u Muhammedî", [dosya], 2013, Gazete Yazıları, Mart 2013

Serinin bu bölümünde, meseleye “inkâr etmek/reddetmek” gibi bir önyargıyla değil, gerçekten “anlamak için” bakıldığında ortaya farklı bir neticenin çıkacağını çarpıcı biçimde gösteren bazı alıntılara yer vereceğim:

“… Rivayet edildiğine göre Allah Teala O’nun (Efendimizin) ismini Arş’ın üzerine ve Cennet’in kapılarının, kubbelerinin, (ağaçların) yapraklarının üzerine yazmıştır. O zaman (Hz. Âdem yaratılış sürecinde ruh ve beden arasındayken, E.S) O’nun şanının yükseltildiğini,  zikrinin yüceltildiğini anlatan ve bu konudaki sahih hadislere uygun düşen pek çok hadis rivayet edilmiştir.

el-Müsned’de yer alan şu Meysere el-Fecr hadisi daha önce geçmişti: O’na, ‘Ne zaman peygamber oldun?’ diye sorulduğunda, ‘Âdem ruh ile beden arasındayken’ buyurmuştur.

Bunu Ebu’l-Hüseyin b. Bişrân, Şeyh Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî yoluyla –onun el-Vefâ bi Fedâili’l-Mustafâ’sından naklen– (…) Abdullah b. Savfân-Meysere tarikiyle Meysere (R.A.)’ın, ‘Ya Resullallah! Ne zaman peygamber oldun?’ diye sordum, şöyle buyurdu: ‘Allah Teala arzı yarattığında, göğe yönelip, göğü yedi kat olarak tesviye ettiğinde ve Arş’ı yarattığında, Arş’ın kaidesine ‘Muhammed Allah’ın resulüdür; enbiyanın sonuncusudur’ diye yazdı. Allah, Âdem ve Havva’yı iskân ettiği Cennet’i yarattı ve ismimi kapılara, yapraklara, kubbelere, köşklere yazdı. O vakit Âdem ruh ile beden arasındaydı. Allah ona can verip dirilttiği zaman Arş’a baktı ve ismimi gördü. Allah ona, ‘O senin çocuklarının/neslinin seyyididir’ diye haber verdi. Şeytan onları aldatınca tevbe ettiler ve benim ismimle istişfa’da bulundular (benim vasıtamla bağışlanma talep ettiler).’

Hafız Ebu Nu’aym da Delâilu’n-Nübüvve isimli eserinde yine Şeyh Ebu’l-Ferec yoluyla (…) Ömer b. el-Hattâb’dan şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurdu: ‘Âdem o hatayı işleyince başını kaldırdı ve Ya Rabbi! Muhammed hakkı için beni bağışla dedi. Kendisine, Muhammed nedir? Muhammed kimdir? diye vahyedildi. Şöyle cevap verdi: Ya Rabbi! Sen benim hilkatimi tamam edince başımı Arş’ına doğru kaldırdım ve orada, Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun resulüdür cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki O, senin yarattıklarının içinde senin katında en değerli olanıdır. Zira O’nun ismini kendi isminle birlikte yazmıştın. Allah Teala şöyle buyurdu: Evet. Seni bağışladım. O, senin soyundandır ve peygamberlerin sonuncusudur. O olmasaydı, seni yaratmazdım.’

Bu hadis, bir önceki rivayeti teyit eder ve bu iki rivayet, konuyla ilgili sahih hadislerin tefsiri gibidir.

… Âdem’in bedeninin yaratılmasıyla kendisine ruh üflenmesi arasında Allah Teala O’nun zikrini yüceltmiş ve kendisini mele-i a’lada ilan etmiştir. Nitekim Meysere el-Fecr (…) ve el-Irbâd b. Sâriye (…) hadislerinde de bu husus nakledilmiştir…

… Hz. Muhammed (S.A.V.), Âdemoğullarının seyyidi ve Allah Teala nezdinde mahlûkatın en efdali, değerlisidir. Allah Teala’nın âlemi O’nun için/O’nun hürmetine yarattığını veya O olmasaydı Arş’ın da Kürsi’nin de semanın da arzın da güneşin de ayın da yaratılmayacak olduğunu söyleyenler de bu sebeple söylemişlerdir. Ancak bu, Hz. Peygamber (S.A.V.)’den ne sahih ne de zayıf olarak nakledilmiş bir hadis değildir. (…) Ancak bu sözün şu suretle sahih bir tefsirini yapmak mümkündür.”

Devam edecek.

Milli Gazete – 2 Mart 2013