Tarih boyunca olduğu gibi bugün de Şia İslam Ümmet’inin “azınlık” bir kesimini teşkil ediyor. Dinden çıktığı sadece Ehl-i Sünnet tarafından değil, diğer şiiler tarafından da itiraf edilen Batınî fırkaları da hesaptan düşersek Şia’nın gerçek ağırlığının, bugünün dünyasında sahip olduğu özgül ağırlıktan çok daha az olduğu görülecektir. Öte yandan özellikle gençler arasında etkisini gittikçe artırdığı gözlenen Vehhabi propagandası da denklemin diğer kısmını oluşturuyor. Bu fırkanın da –Kerrâmiyye gibi fırkaların devamı olduğunu dikkate alarak söylersek– özgül ağırlığıyla gerçek ağırlığı … Devamını Oku
Kabir Meselesinde İtiraza Cevap-3
Bu meseleyi hak ettiğinden fazla uzatmak istemediğim için son bir mülahazayla kapatacağım. “Allahu Teala’nın huzurunda, Resulü’nün s.a.s. hadislerini olduğu gibi alıp uygulayan, veya en azından, uygulayamasa bile, onlara aykırı uygulamaları haram veya mekruh olarak görmeye devam edenler mi kendilerini daha rahat savunabilirler, yoksa, “Hadisler böyleydi ama sonradan bunlar yapıldı, biz de onayladık, bize bu uygulama faydalı göründü” diyenler mi?” Okuyucu mesajı bu sözlerle sona eriyordu. Evet aslında mesele bu noktada düğümleniyor. Herkesçe malumdur ki bu algı sadece … Devamını Oku
Kabir Meselesinde İtiraza Cevap-1
Öncelikle itiraz sahibine katkısı için teşekkür ederek başlayayım. İtiraz sahibi kardeşimin meseleyi “türbeler” üzerinden ele alınmayı tercih ettiği dikkat çekiyor. Evet, “kabir üzerine bina yapma” olgusu türbeyi de içine alır, ama ondan ibaret değildir. Bugün herhangi bir kabristanda binlercesini gördüğümüz, hatta görmesek garipseyeceğimiz, “mezar böyle mi olmalı” diyeceğimiz mezar stilidir aslında söz konusu olan. Vehhabilerin bu mezar stiline dahi tahammülleri olmadığı malumdur. “İllet-hikmet” meselesi tam da burada devreye giriyor. Vehhabilere bakarsanız, mezarların “belki” en fazla yerden bir … Devamını Oku
Madalyonun Öbür Yüzü – I
Şimdi sıra madalyonun öbür yüzünde. İbnu’l-Kayyım, “Hâdi’l-Ervâh”da (380 vd.) 25 dereden su getirerek cehennem hayatının ebedi olmadığını, kâfir ve müşrikler burada bir süre azap gördükten sonra cehennemin yok olacağını söylerken Ehl-i Sünnet’in dışına kaymaktadır. Bu böyledir de, ebedî olarak cehennemde kalacakları Kur’an ve Sünnet tarafından haber verilenlerin, bir süre sonra bu azaptan lezzet alacaklarını ve hatta cennet hayatının onlar için bir azap mesabesinde olacağını söyleyen Muhyiddin İbn Arabî’nin (mesela bkz. “el-Futûhâtu’l-Mekkiyye”, 410. bab) bu yaklaşımı hakkında nasıl … Devamını Oku