Kadının İmamlığı-2

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mart 2005

Amina Wadud olayı üzerine başlayan tartışmada kadının erkeklere namaz kıldırmasının caiz olduğunu söyleyenlerin iki noktadan hareket ettiği görülüyor:

  1. Kur’an‘da bu hususu yasaklayan bir ayet olmaması.
  2. Hz. Peygamber (s.a.v)’in Ümm-ü Varaka (ra.anha) isimli sahabiye hanıma böyle bir izin vermesi.

Birinci maddede zikredilen argüman, tek başına bir hususun Kur’an‘da yer almamış olmasının cevaza delalet ettiği varsayımına dayanmaktadır. Oysa Kur’an‘da “Cuma namazı” diye bir namazın yer almaması, bu argümanı baştan geçersiz kılmaktadır. Dolayısıyla bu argümanı kullananların, inandırıcı ve tutarlı olabilmek için, kadının erkeğe imametinden önce “Cuma namazı“nın meşruiyetini tartışma konusu yapması gerekir. Şu halde bu istidlal tarzı sakıttır.

İkinci argümana gelince, evet Ebû Dâvûd (“Salât”, 61), Ahmed b. Hanbel (VI, 405), İbn Huzeyme (III, 89), el-Hâkim (I, 203) ve daha başkalarının naklettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v), Ümm-ü Varaka isimli sahabiye hanıma, ev halkına namaz kıldırması için izin vermiş, ayrıca yaşlı bir erkeği de kendisine müezzin olarak tayin etmiştir.

Ancak bu rivayetin ihticaca (delil olarak kullanılmaya) elverişli olabilmesi için açıklığa kavuşturulması gereken bazı noktalar mevcuttur:

  1. Rivayetin muttali olabildiğim bütün varyantlarında, Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın “ev halkı”na imamlık yaptığı zikredilmektedir. Bu “ev halkı” ifadesinin ne anlattığı ve burada kimlerin kastedildiği son derece önemlidir. Konuyla ilgili güncel tartışmalarda Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın ev halkı olarak bir kölesi, bir cariyesi ve bir de müezzini zikredilmektedir.

Oysa “ev halkı” ifadesinden bu sayılanların kastedildiğinin söylenebilmesi için şu hususların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir:

  1. Ümm-ü Varaka (ra.anha)’nın kölesi ve cariyesi, Efendimiz (s.a.v)’in ona ev halkına imamlık yapma izni verdiğinin anlatıldığı bağlamda değil, ölümünün nasıl olduğunun anlatıldığı bağlamda zikredilmektedir. Efendimiz (s.a.v), Bedir savaşına katılmak için izin isteyen ve şehit olma arzusunu dile getiren Ümm-ü Varaka (r.anha)’ya, evinde kalmasını, zira Allah Teala‘nın kendisine şehitlik ihsan edeceğini söylemiş, o andan sonra da Ümm-ü Varaka (r.anha) “şehîde” olarak anılmaya başlamıştır. Nihayet Hz. Ömer (r.a) döneminde kölesi ve cariyesi tarafından evinde saldırıya uğramış ve şehit olmuştur.

Şu halde Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın kendilerine namaz kıldırdığı “ev halkı” arasında, bilahare kendisine sui kast düzenleyecek olan kölenin bulunup bulunmadığının, ilgili bağlamda hiçbir şekilde tasrih edilmediğini söylemek durumundayız.

  1. Efendimiz (s.a.v)’in Ümm-ü Varaka (r.anha)’ya müezzin olarak tayin ettiği yaşlı sahabînin de “ev halkı” arasında bulunduğunu gösteren bir tasrihat mevcut değildir. İlgili rivayetlerin tümünde bu zatın sadece ezan okuduğu, Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın ise “ev halkına” namaz kıldırdığı zikredilmektedir. Dolayısıyla “el-Menhel” yazarının (IV, 314) da belirttiği gibi, bu müezzinin, ezan okuduktan sonra Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın evinde ve onun arkasında değil, mescide giderek oradaki cemaatle namaz kılmış olması mümkündür.
  2. ed-Dârekutnî (I, 279) ve İbnu’l-Cevzî‘nin (“et-Tahkîk“, I, 313) zikrettiği bir varyantta Ümm-ü Varaka (r.anha)’nın, “kadınlara” namaz kıldırdığı açık bir şekilde kaydedilmektedir ki böylece diğer rivayetlerde geçen “ev halkı”nın kimler olduğu böylece vuzuha kavuşmuş olmaktadır.
  3. Konuyla ilgili muttali olabildiğim rivayetlerin tamamının senedinde Abdurrahman b. Hallâd isimli ravi bulunmaktadır. Rical kitapları (mesela bkz. “Tehzîbu’t-Tehzîb“, VI, 153) bu zatın durumunun bilinmediğini ittifakla kaydeder. İbn Hibbân‘ın bu zatı “es-Sikât“da zikretmesi tek başına onu “meçhûlu’l-hal” olmaktan çıkarmaz. Zira İbn Hibbân‘ın tevsikteki (ravilerin güvenilir olduğuna hükmetmedeki) tesahülü (gevşekliği) konuyla ilgilenenlerin malumudur.
  4. Söz konusu rivayet, mezkûr Abdurrahman b. Hallâd yanında, Leylâ bt. Mâlik isimli kadından da rivayet edilmiştir. Bu kadın da meçhul (durumu bilinmeyen birisidir. (Bkz. “Takrîbu’t-Tehzîb“, 763.)

Bütün bu hususlar, kadının erkek cemaate (veya kadın-erkek karışık cemaate) imamlık yapmasına Ümm-ü Varaka (r.anha) hakkındaki rivayet ile istidlal edilmesinin son derece tartışmalı olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Müçtehid ulemanın kahir ekseriyeti bunun caiz olmadığını söylemiştir.

Milli Gazete – 24 Mart 2005