Gazlı İçecekler, Kefir ve Alkol-1

Ebubekir Sifil2006, Gazete Yazıları, Kasım 2006

Bir yandan gazlı içeceklerde alkol bulunduğunun tesbit edilmesiyle başlayan tartışma, bir yandan da kefirin kullanımının gittikçe yaygınlaşması, içerdiği az miktardaki alkolün başka şeylerle karıştığı içeceklerin haram olup olmadığı hakkındaki soruların çoğalmasına sebep oldu.

Konu hakkında kendisine soru sorulan isimlerden bir kısmı mezkûr özellikteki içeceklerin haram olduğunu söylerken, bir kısmı da tam tersini ileri sürüyor. Bu durum, hassasiyet sahibi insanımızın aklını iyice karıştırmış durumda. Konu hakkında bana da birçok soru geldi. Bunların hepsine ortak bir cevap vermeye çalışacağım.

Meseleyi netleştirmek adına önce tarafların ne dediğine bakalım:

Bu içeceklerin haram olmadığı söyleyenler şu noktalardan hareket ediyor:

  1. Çok miktardaki su, içine necaset (pislik) karışmasıyla rengi, tadı ve kokusu değişmedikçe pis olmaz. (Suyun “çok” sayılması için mezheplere göre değişen kıstaslar vardır. Burada ayrıntısına girmeyeceğim.) Gazoz ve kolalar (hacmi fıkhen “çok su” miktarında sıvı alabilen) büyük kazanlarda hazırlanmaktadır. Dolayısıyla bu büyük kazanlarda hazırlanan temiz sıvının içine bir miktar alkol karışması, rengini, tadını ve kokusunu değiştirmedikçe onu “pis” yapmaz. Gazoz veya kolanın şişesi koklandığında alkol kokusu gelmiyorsa, rengi ve tadı da bozuk değilse helaldir, içilebilir.
  2. Sirkede, hamurda, bozada, yoğurtta, pek çok meyve ve sebzede de alkol vardır. Ancak bunların haram olduğunu söyleyen kimse olmamıştır.
  3. Az miktardaki necis (pis) olan sıvı, çok miktardaki temiz sıvıyla karıştırıldığı zaman, içeriklerin birbirine karışması sonucu, pis sıvıdaki necaset özelliğini kaybediyorsa, böyle bir karışımı kullanmakta bir sakınca yoktur.
  4. Herhangi bir içecek, bir seferde içilebilecek en fazla miktarda içildiği halde sarhoş etmiyorsa haram değildir. Çok fazla miktarda gazoz, kola veya kefir içerek sarhoş olana rastlanmamıştır. Dolayısıyla bu içecekler, “çoğu sarhoş ettiği için azı da haram olan” içeceklerden değildir. Bunların içeriğindeki alkolün şu veya bu miktarda olması bir şeyi değiştirmez.

Tartışmanın taraflarından birini oluşturanların görüşleri özetle böyle. Diğer tarafın görüşlerini de şöylece özetlemek mümkün:

  1. “Çok su”yun, rengi, tadı ve kokusu değişmedikçe içine düşen az bir miktar necaset sebebiyle “pis” sayılmaması, suyun temizlik, abdest, gusül vs. de kullanımının yaygın olması ve içine hiçbir surette pislik karışmamış su bulmanın her zaman mümkün/kolay olmaması sebebiyledir. Dolayısıyla içecek meselesiyle bu husus birbirine karıştırılmamalı, kıyas edilmemelidir. Birinde “zazuret” veya “ihtiyaç” bahis konusu iken diğeri böyle değildir.
  2. Sirke, boza, yoğurt ve birtakım sebze ve meyvelerde bulunan alkol, onlara sonradan ilave edilmiş olmayıp, muhtevalarında tabii olarak mevcuttur. Ancak kola, gazoz vs. nin muhtevasındaki alkol sonradan ilave edilmekte ve karışım sebebiyle özelliğini kaybetmemektedir.
  3. “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” Eğer gazozdaki alkol miktarı mevcuttan daha fazla artırıldığı zaman sarhoş edici özelliğe kavuşması söz konusu ise, mevcut durumda da haram olmalıdır.

Bu görüşlerin tartışmasını bir sonraki yazıda yapmaya çalışacağım.

Milli Gazete – 4 Kasım 2006