Ramazan Yazıları
Bir Ramazana daha kavuştuk elhamdülillah. Gündüzlerin ayrı, gecelerin ayrı ihya edildiği bir feyiz ve bereket mevsimindeyiz. Gündüzü oruç, geceyi teravih coşkusuyla yaşayacağız hep birlikte.
Zekâtların hesaplanıp gerekli yerlere ulaştırıldığı, yetimlerin, fakirlerin, kimsesizlerin yüzünün güldüğü, toplumsal dayanışmanın zirvelere ulaştığı bir birlik ve bütünlük iklimindeyiz.
Her zaman olduğu gibi yine sokaklara iftar çadırları kurulacak, muhtaç insanlar sıcak bir çorbanın buğusunda hatırlanmanın tadına varacak. Besmelelerle oruçlar açılacak; bizi yedirip içirene, barındırıp yaşatana hamdederek kalkacağız sofralarımızdan.
Aklı ermeye başlayan çocuklara oruç temrinleri yaptıracağız yine. Sabra dokunacaklar minik yürekleriyle böylece. Anneler babalar, uzun yaz günlerinde bir türlü gelmek bilmeyen iftar vaktine kadar onları oyalamayı iş edinecek; küçük uğraşlarla açlıklarını unutturmayı deneyecekler…
Bizi huzur içinde, birlik beraberlik içinde bu mübarek arınma iklimine ulaştıran Cenab-ı Hakk’a arz-ı ubudiyet ederken, mensubu bulunduğumuz “büyük aileyi”, Ümmet’i de elbette unutmamak durumundayız.
Yanıbaşımızda, dünyanın gözünün içine baka baka masum ve mazlum bir halka “canavarlık” tabirinin bile ifadede yetersiz kaldığı muameleleri reva gören Suriye yönetimi… İnsanlar diri diri yakılıyor, diri diri gömülüyor; yaşlılar, kadınlar, çocuklar akla hayale gelmedik işkencelerden geçiriliyor. Ramazan’dan bir gün önce Şam’da patlayan bomba, Suriye’de artık geri dönülmez noktaya gelindiğinin ilanı oldu. Bundan sonra vahşet daha bir ivme kazanacak gibi.
Bu Ramazan onlara da huzur ve barış getirsin, hak ettikleri insanca ve İslamca hayatı yaşama imkânına kavuşmaları müyesser olsun diye dua edelim ve aynı duayı yeryüzünün dört bir yanındaki mazlum, mağdur Müslüman topluluklar için de tekrar edelim.
24 Temmuz 2012 – Milli Gazete