İsrail’in Gazze Saldırısı Ve Suriye Meselesi Üzerine

Ebubekir Sifil2012, Filistin, Gazete Yazıları, Kasım 2012, Konularına Göre, Suriye

Suriye'de yaşananlar konusunda ne düşündüğümü daha önce muhtelif yazılarda ifade etmeye çalıştım. Genetik katil İsrail'in Gazze'ye düzenlemekte olduğu son saldırılar dolayımında mesele bir kere daha ve farklı bir veçhesiyle gündeme geldi.

Suriye’de yaşananlar konusunda ne düşündüğümü daha önce muhtelif yazılarda ifade etmeye çalıştım. Genetik katil İsrail’in Gazze’ye düzenlemekte olduğu son saldırılar dolayımında mesele bir kere daha ve farklı bir veçhesiyle gündeme geldi.

İddia şu: 

“Eğer Suriye’de Beşşar Esed yönetimine karşı yürütülen silahlı direniş olmasaydı, İsrail Gazze’ye saldırma cesaret ve imkânını bulamazdı.”

Bir kere şunu hatırlatalım: İsrail 1967 savaşında sınırlarını hayli genişletti ve bu cümleden olarak Golan tepelerini de işgal etti. 1970’ten bugüne kadar 40 küsür yıldır Suriye’yi yöneten Esed ailesi bu işgali sona erdirmek ve kaybettikleri vatan toprağını geri almak için hiçbir şey yapmamıştır.

İkinci olarak İsrail 2008 yılında “Dökme Kurşun” adıyla düzenlediği, hafızalarımızda hala canlılığını koruyan kanlı Gazze saldırısında 1000 Filistinliyi şehid etti. Binlerce Filistinlinin de yaralandığı o saldırılarda, Gazze şeridi baştanbaşa yıkıldı. Suriye’de herhangi bir iç karışıklığın olmadığı o tarihte iktidarda bulunan Beşşar Esed Filistin için, Gazze için kılını dahi kıpırdatmadı.

Bu gerçekler gün gibi ortadayken bize ne oluyor böyle?

Suriye’de olup bitenler hakkında bizi sağlıklı analiz yapmaktan mahrum bırakan ve “saflık” sınırlarına varan iyi niyet, Müslümanda bulunması gereken “firaset”le asla bağdaşmıyor!

İran’ın yürüttüğü propagandanın gücüne bakın: Bütün liderlik kadrosu ve mücahidleriyle Hamas ve diğer örgütler Amerikancı, Yusuf el-Karadâvî ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Amerikancı, Suriye’de el-Bûtî dışındaki bütün ulema Amerikancı, bütünüyle Suriye muhalefeti ve –laik kesimlerle Hristiyanlar dışında– bütünüyle Suriye halkı Amerikancı, hatta kendi halkına kurşun sıkmayı reddederek Beşşar’ın ordusundan kaçan askerler de Amerikancı; buna mukabil Beşşar ve sırtını dayadığı İran İslam Ümmeti’ni temsil ediyor!!!

Bunun adı nedir Allah aşkına?!

Suriye’de yönetime karşı silahlı mücadele yürüten muhalefetin Batı ve ABD tarafından desteklendiği iddiası, muhalefeti karalamaya dönük İran propagandasıdır ve kocaman bir yalandır. Bunun en büyük delili de Suriye’de muhalefetin silahlı mücadele aşamasına geçmesinin üzerinden 1 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen Beşşar Esed yönetiminin hala ayakta durabiliyor olmasıdır.

Libya’yı hatırlayın: Batı’nın resmen Libya muhalefetini destekleme kararının üzerinden sadece 6 ay geçtikten sonra Kaddafi feci bir şekilde öldürülmekten kurtulamamıştı. Ancak Suriye’de aradan 1 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen Beşşar halkını bombalamaya, kan akıtmaya, can almaya devam ediyor.

Bir an için farz edelim ki, Batı Suriye muhalefetini destekliyor ve muhalefetin elindeki silahları ABD’nin sağladığı doğru! Beşşar Esed Rus yapımı ağır silahlar, uçaklar, tanklar ve daha bilmem neler kullanırken bu insanlar kendilerini nasıl savunacak?

Suriye’de işler bu aşamaya gelmeden önce muhalefet silah kullanmama kararında ısrarlıydı ve sadece reform istiyordu. Beşşar maskesini çıkarıp gerçek yüzünü gösterdiğinde ve gözü dönmüş psikopat şebbihaları vasıtasıyla sivil insanların üzerine ölüm kusmaya başladığında muhalefetin elinde nasıl bir seçenek kalmıştı?

Bir kere daha tekrar edeyim: ABD’nin de canı cehenneme, İsrail’in de, Batı’nın da! Benim mazlumun yanında olmaktan başka bir derdim yok. Suriye ve Filistin’de kaybedilen canlar, bomba seslerine karışan kadın ve çocuk feryatları canımı yakıyor! Bu kıyımların altında her kimin imzası varsa Allah’ın, meleklerin ve lanet edicilerin laneti onlara…

20 Kasım 2012 – Milli Gazete