Sözün bittiği yer demeyeceğim. Söylenmesi gereken çok şey var… O bir söz söyledi. Eğip bükmeden söyledi; sözü namus bilerek, sözün namusunu bilerek söyledi. Hakk’a verdiği sözü tutup, söze hakkını vererek söyledi. Hak bildiğini söyledi, hak olanı söyledi. O bir söz söyledi. “Kadim söz”ü hatırlattı unutanlara. Unutanları unutmadı, unutulanları unutmadı. Unutmamak ve unutturmamak için söyledi. Söylediği, “sözler içinde bir söz” değildi; “sözlere karşı bir söz” söyledi. “Kadim söz”e karşı duranlara karşı sözler söyledi. Tarihin hükmünün geçmediği “Söz”ü söyledi. … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-27
S–32) Nur cemaatleri siyaset konusunda şerdir deyip bu alanda nötr olmaları gerekirken neden o şerri işleyen siyasi partilerin yanında yer almaktalar? 23 numaralı soruya cevap olarak ifade etmeye çalıştığım hususlar hatırlanacak olursa Nur cemaatinin siyaseti “şer” olarak gördüğünü söylemenin doğru olmadığı kolayca anlaşılacaktır. “Şer” nitelemesini Bediüzzaman, oy verme noktasında CHP veya DP’den birini tercih bağlamında kullanmıştır. İkisini de “şer” olarak nitelendirdiği bu partilerden birinin (DP) diğerine göre “daha hafif/az şer” olduğunu ifade maksadıyla “ehven-i şerreyn” ıstılahını kullanmıştır. … Devamını Oku
Taciz Meselesi Dolayısıyla
Gerek kendi alanıyla, gerekse genel olarak İslamî hassasiyet sahibi kitlelerin gündemleriyle ilgili gerçekten kıymetli çalışmaların altına imza atan/atmakta olan bir isim Prof. Dr. Orhan Çeker hoca. Son günlerde köpürtülerek ve amacından saptırılarak gündem yapılan açıklamaları, kendi bağlamı içinde ve bir bütün olarak alındığında son derece tutarlı ve isabetli. Daha sonra yaptığı açıklamalarla kasdını bir kere daha ortaya koyduğu halde “muhafazakâr/İslamcı” bir kısım yazarların, özellikle de bu vadideki bir kısım kadın yazarların “istismar” kokan üsluplarla meselenin üstüne gitmesi, … Devamını Oku
Tavzihat-2
Daha evvelki bir seri yazıda, ele aldığı birtakım meselelerde Usul zemininde hareket etmediğini söylediğimden olsa gerek, son tartışmada hoca, “kelamın zahiri” hakkında söylediklerimi Usul-i Fıkıh’taki “zâhir” terimine çekerek bu vadide bazı açıklamalarda bulundu. Oysa et-Teftâzânî’nin “yedullu bi zâhirihî” şeklindeki sözü doğrudan Usul-i Fıkıh’taki “zâhir” anlamında olmayıp, günlük dildeki kullanımı yansıtmaktadır. Bir başka deyişle orada geçen “zâhir”den kasıt, “sözün ilk akla gelen anlamı”, “okuyanda/dinleyende ilk anda çağrıştırdığı anlam”dır ve Usul-i Fıkıh’taki “zâhir”le doğrudan bir ilgisi yoktur. Bir an … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-26
S–31) “Bugün kaç çeşit nur cemaati vardır ve anlayışları hakkında bilgi verebilir misiniz?” “Nurculuk” diye ifade edilen yapı içinde gerek Risale-i Nur’a ve siyasete bakışları, gerekse “hizmet” anlayışları, etkinlik… bakımından birbirinden farklı 40 kadar grubun bulunduğu ifade edilmektedir. Bediüzzaman merhum Nurculuk olarak ifade edilen hareketin başına kendisinden sonra kimin geçeceği konusunda herhangi bir yönlendirmede bulunmadığı için onun 1960 yılındaki vefatından kısa bir süre sonra ilk bölünme yaşandı. “Yerine birisini bıraksaydı bölünme olmazdı” demenin çok kolay olmadığını da … Devamını Oku
Tavzihat-1
Mu’âviye (r.a)’ı sevmediğini deklare eden yazıları üzerine kaleme aldığım iki yazıya cevabında Prof. Dr. Hayreddin Karaman hoca birkaç hususu dermeyan etti. Hocaya göre, Kendisine yönelik yazılarıma hakim olan üslup, beni “kurtarıcı” gibi gören bazı kimselerin kendisine aşırı tepki göstermesine sebep olmuştur. “Zâhir”in delaleti konusunda söylediklerim yanlıştır. et-Teftâzânî’nin Mu’âviye (r.a) konusunda nötr olduğunu söylemişim. Oysa o nötr değildir, tam aksine, onun tavrı hocanın tavrından daha keskindir. Bu hususlar hakkında, aynı sırayla ve kısaca şunları söyleyeceğim: Kendimi hiçbir zaman … Devamını Oku
Meal Sahiden Yeterli Mi?
Kur’an-ı Kerim insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve onlara yolun doğrusunu göstermek için inzal buyurulmuştur. Nazil olduğu dönemden bugüne kadar bu maksadı gerçekleştirmiştir, bundan sonra da gerçekleştirecektir. Bu cümleler kesin bir hakikati dile getiriyor olmakla birlikte, bugün bizim için gündem konusu olan bir meseleye açıklık getirmiyor. Nedir o gündem? Kur’an bir taraftan “bütün insanlığa” hidayet rehberi olduğunu söylerken, bir taraftan da “mü”minlere/müttakilere/muhsinlere” hidayet rehberi olduğunu vurguluyor. Onun bütün insanlığa hidayet rehberi oluşuyla mü’minlere/müttakilere/muhsinlere –hatta bu sonuncuların her birine– … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-25
S–28) Risalelerin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda böyle zorlu bir ortamda örneğin cehennem nerede, cennet nerede, Hızır, İlyas ve İsa aleyhimusselamların makamları nerde gibi sorularla meşgul olması ne kadar gerekli bir durumdur? Ve gerçekten bu meseleler önemli meseleler mi ve nasıl değerlendirilmelidir? Risalelerin belli bir konjonktürde kaleme alınmış olması, soruda zikredilen türden konuların işlenmesine mani değildir. Daha önce de ifade ettiğim gibi Risale-i Nur’da İslamî ilimlerin hemen her dalına taalluk eden bahisler vardır. Yine bilindiği gibi bu … Devamını Oku
Meal Yerine Ne Öneriyoruz?
Selçuk isimli okuyucu sormuş: “Ebu Bekir Bey, “Düşüncelerinizden etkilenen bazı insanların, insanları Kur’an ve meallerini okumaya davet eden bizleri sapkın düşünceli olarak ilan edip iftira ettiklerini bilmenizi istedim. Ve sorumlu olduğunuzu düşünüp bu maili size göndermeye karar verdim. Samimiyetime inanıp inanmamanız sizin meselenizdir. “Meal, insanların Kur’an’ın kendi mesajlarında anlayabilmesi için yapılmış bir eylemdir ve bir alimin Kur’an’ı arapça okuyup dinleyenin kendi diline çevirerek izah etmesi de mealdir. “Meal okunmasını önerenler dışlandığına göre ortaya koyduğunuz çözüm nedir? Bu … Devamını Oku
et-Teftâzânî Ve Sahabe
“Mu’âviye’yi sevmiyorum” diyen Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın, bu tavrını et-Teftâzânî ile desteklemek amacıyla ondan naklettiği bir pasaja 31 Ocak tarihli yazımda yer vermiştim. et-Teftâzânî’nin genel olarak Sahabe ve özel olarak da Hz. Mu’âviye hakkındaki görüşünü yine aynı yazıda özetle aktarmıştım. Acaba et-Teftâzânî’nin konu hakkındaki tavrını hangi iktibas gerçek olarak yansıtıyor? “Zahiriyle onlara ta’n etmeyi gerektiren hususları da güzelce tevil etmek ve uygun anlamlara yormak gerekir…”, “Hz. Ali’ye muhalif olanlar, hak imama bir şüpheye -Hz. Osman’ın katillerine … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2