İlk defa bir çevirisiyle tanımıştım hocayı. Hayatımın dönüm noktalarından birini oluşturan bir eserin çevirisiydi o. İ’lâu’s-Sünen’in üç mukaddimesinden Hadis Usûlü’ne dair olanı: Kavâ’id fî Ulûmi’l-Hadîs. Allame Abdülfettâh Ebû Gudde merhumun o nefis ta’likleri ile müstakil olarak da basılan bu eseri Canan hoca Yeni Usûl-i Hadîs adıyla dilimize kazandırmıştı. Dili nisbeten ağır bulunmuş olsa da, insanı hemen sarıveren ve eserin mana ve maksadıyla örtüşen bir üslup tutturmuştu hoca bu çevirisinde. Bu eseri okuyup da tesirini üzerinde hissetmeyen olmuş … Devamını Oku
Evlilikte Gençlerin Onayını Almak-1
Soru Selamun Aleykum Hocam Size daha önce Talak – 4 ile ilgili bir soru göndermiştim.[1]http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=802 Bu konu ile alaklı ufak bir ek sorum olacak. İnternette rastladığım bir yazıda şöyle denmiş: “Kızların evlendirilmesine gelince, İmam Malik ve Şafiî’ye göre, ergenlik çağındaki kızı, babası cebren evlendirme hakkına sahiptir. Bu fakihler, nikâhla ilgili âyet ve hadislerde geçen “evlendirin” ifadelerini ve kızların tedbirsiz davranıp kendilerine ve ailelerine zarar getirebileceklerini dikkate almışlardır. Yine onlara göre, büluğ çağına gelmiş de olsa, kız ve kadınlar, … Devamını Oku
Büyük Bir İmtihan Günü
Siz bu satırları okuduğunuzda ya Mescid-i Aksa’nın mübarek toprağı, bütün Ümmet’in harim-i ismetini müdafaa adına nöbet tutan yiğit mücahitlerin mübarek kanı ile buluşmuş, ya da Siyonist işgal güçlerinin iğrenç emelleri bir kere daha kursaklarında kalmış olacak. Ümmet için çetin imtihan günlerinden birini daha yaşıyoruz. Coğrafî olarak bizden “uzak” bulunmaları; iniltilerinin, yardım çağrılarının ve sitemlerinin televizyon ekranlarının sanallığını aşarak her birimizin yüreğinde gerçek anlamda karşılık bulması “ihtimal”inin zayıflığı insanın belini büküyor. Onlar gerçekten bizden “uzak” mı, ya da … Devamını Oku
Halku’l-Kur’an Fitnesi ve Emeviler-2
Halku’l-Kur’an tartışmalarının arkasında, geçen hazfa zikrettiğim iki husus dışında başka saikler tesbit edenler de olmuştur.[1]Bkz. DİA, XV, 371 vd. Sebep her ne olursa olsun, bu iddiayı “siyasî” olarak nitelendirip Emevîler’le irtibatlandırmaktan daha anlamsız ve “uçuk” bir tez olamaz. Zira Mu’tezile’nin bu tezi siyasî planda Emevîler’e muhalefet maksadıyla ortaya attığına ve kullandığına dair en küçük bir veri yoktur! Söz konusu tartışmanın ve tarihî gerçeklerin az-buçuk farkında olan herkes bilir ki, Mu’tezile, ne Emevîler dönemindeki muhalefet konumunda, ne de 218-234 … Devamını Oku
Ehl-i Sünnet’in İçini Boşaltmak
Dikkatinizi çekiyor mu, bilmiyorum; son zamanlarda bazı kişiler kendilerini veya başkalarını “Ehl-i Sünnet” olarak tavsif etmeye özel bir itina gösteriyor sanki. Elbette bir “meşruiyet sağlama” aracı olarak başvurulan bu yöntemi birkaç açıdan okumak mümkün: “Ehl-i Sünnet”, vasfen olmasa da ismen hala bu topraklarda temel belirleyicilerden birisidir. Ehl-i Sünnet’in ne olduğu, kişinin hangi durumda Ehl-i Sünnet olarak tavsif edilebileceği ve hangi durumlarda bu sıfatla anılamayacağı konusu netliğini kaybetmektedir. Bu durum böyle devam ederse, “Ehl-i Sünnet” kavramının dönüşmesine veya … Devamını Oku
Halku’l-Kur’an Fitnesi ve Emeviler-1
Soru Es Selamu aleyküm. Sayın hocam, Kur’an mahluk mudur değil midir tartışması az çok herkesin malumu. M. İslamoğlu hocanın sitesinde bu konuyla ilgili değişik bir yorum okudum. Herhangi bir yanlış aktarım olmaması için hocaya sorulmuş soruyu ve hocanın cevabını aynen aktarıyorum. Bu meselenin, okuyacağınız cevaptaki gibi bir arka planı var mıdır gerçekten? Varsa bu arka planı nasıl tahkik edebiliriz? Aydınlatırsanız sevinirim. Selamlar. Soru ve cevap şöyle: SORU: Ben felsefeye giriş dersini anlatırken konu tasavvufa oradan da nasılsa … Devamını Oku
Öztürk’ün Derdi Ne?
Meseleyi, “eğer bu ülkede “dini siyasete alet etmek” ithamıyla yüzlerce insanın canı yakılmışsa ve bu bir suçsa Yaşar Nuri Öztürk’ün de bu bu suçu –hem de onlarca kez– işlediğini söylememiz lazım” gibi bir tesbit üzerinden işlemek ve mezkûr şahsın son dönemde yapmaya çalıştığı şeyi bu çerçevede değerlendirmek doğrusu haksızlık olur. Zira Yaşar Nuri Öztürk bunu siyasete girdikten sonra yapıyor değil; daha öncesinden beri yaptığı bir şey bu. Dolayısıyla 20 yıldır devam eden bir vakıayı bugünün konjonktürüne bağlamak, … Devamını Oku
Hadis Kitaplarının Musannıflarına Aidiyeti-3
İmam el-Buhârî’nin Sahîh’inin iki nüshasının bulunduğu ve bunlardan birinde mevcut olan yüzlerce hadisin diğerinde olmadığı iddiası üzerinde duruyorduk. Sahîhu’l-Buhârî’nin belli başlı nüshaları Ebû Abdillah Muhammed b. Yusuf el-Firebrî, Ebû İshak İbrahim b. Ma’kıl en-Nesefî, Ebû Muhammed Hammâd b. Şâkir en-Nesevî ve Ebû Talha Mansûr b. Muhammed el-Pezdevî’ye aittir. İmam el-Buhârî’den es-Sahîh’i en son nakleden kişi el-Pezdevî’dir. Bu nüshalar içinde en ekmeli el-Firebrî’ye ait olandır. O, es-Sahîh’i İmam el-Buhârî’den iki kere dinlemiştir. İbnu’s-Salâh, Sahîhu’l-Buhârî’deki hadislerin toplam adedinin –tekrarlar … Devamını Oku
Mürtedin Katli
Önceki yıllarda, öteden beri süregelen bilinçli bir uygulama olarak Ramazan ayında Ümmet-i Muhammed’in kafasını karıştıracak, gönlünü bulandıracak hususları birer “problem” formatında gündeme getiren isimlerden geçilmezdi. Televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde boy gösteren “malum zevat”, yarım-yamalak bilgileri ve artık kimsenin gizlisi olmayan “samimiyet”lerinden gelen “hüsn-i niyet”le kitapları karıştırır, “malzeme” olarak ele geçirebildikleri hususları vakit geçirmeden ekranlara, gazete köşelerine taşırdı. Ne yazık ki Ümmet’in dinî bilinci de büyük ölçüde dumura uğratıldığından, ertesi gün herkesin dilinde aynı “problem”: “Meğer biz yanlış … Devamını Oku
Hadis Kitaplarının Musannıflarına Aidiyeti-2
Soruda, Almanya’ya giden yazarın, “Buhari’ye atfedilen iki nüsha ortaya çıktığını” ve “bunlardan birisinde olan yüzlerce hadisin diğerinde olmadığını” söylediği zikredilmişti. Bu yazar her kimse, ya boyundan büyük işlere kalkışmayı seven safderun, ya da bilerek tahripkârlık yapan kasıtlı birisi olmalı! Bizim ilim usulümüzde nakil konusu olan şey (rivayet, kitap vb.) birkaç yolla alınır ve aktarılır. Hadis Usulü eserlerinde alabildiğine detaylı olarak incelenmiş olan bu “nakil usulleri”, aynı zamanda kendi aralarında belli bir tasnife tabi tutulmuştur. “Kıraat, sema, münavele, … Devamını Oku