Efendimiz (s.a.v)’in, “Cüzzamlıdan, aslandan kaçar gibi kaç” ifadesinin, bulaşıcılığın bizatihi hastalık sebebi olmadığını anlatan rivayet zımnında geçmesi calib-i dikkattir. Şarihlerin üzerinde en fazla durduğu nokta şudur: Efendimiz (s.a.v) bulaşıcılığın olmadığını söylerken, “Allah Teala’nın dilemesi ve izni olmadan” bulaşıcılığın vaki olmayacağını anlatmaktadır. Bulaşıcılık bizatihi hastalık sebebi olsaydı, bulaşıcı hastalığa ilk yakalananın niçin hasta olduğunu açıklamak mümkün olmazdı. Bu rivayetler arasındaki zahiri tearuzun nasıl giderileceği konusu üzerinde rivayet cihetinden en detaylı şekilde duranlardan birisi İmam et-Taberî’dir. Tehzîbu’l-Âsâr isimli eserinde[1]Müsnedu … Devamını Oku
Zekâtta Temlik ve “Sebîlullah” Meselesi 1
Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın zekât konulu yazılarından biri[1]http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?i=18241&y=HayrettinKaraman. başlıkta yer alan iki konuda o bildiğimiz “açılım”ı tekrarladı geçen hafta. Zekâtın fertlere temlik suretiyle verilmesi ve “sebîlullah” tabirinin yalnızca fiilen savaşan gazilere hasrı, hocanın fetvasında yerini, “hedefi İslâm’ın yaşaması, yayılması ve korunması, İslâm yurdunun muhâfazası ve kurtarılması, İslâm’a yönelen her nevi tehlikenin önlenmesi olan askerî, fikrî, siyasî, iktisadî, mücâdele ve faaliyetler”e bıraktı. Zekâtın –hatta sadece zekâtın değil, hacca, kurbana verilecek paraların da– hal itibariyle “maslahata daha uygun” düştüğü … Devamını Oku
Ramazanda İhya Olmak
Ramazanla birlikte içine bereket, feyiz, kültür, gelenek… kelimelerinin bolca serpiştirildiği yazılar da artıyor haliyle. Bu da Ramazanın bereketindendir diyerek biz de bu kervana katılalım katılmasına da, dikkat etmemiz gereken hususlar da var. Özellikle son yıllarda “Ramazan etkinlikleri” adı altında hızla artan faaliyetlerde olsun, yazılı ve görsel medyanın takdim tarzında olsun Ramazan, büyük ölçüde “kültürel bir olgu”ya indirgenmiş durumda. Hayatımızdaki en temel nirengi noktası olarak Ramazan elbette bizi çepeçevre kuşatmalı, sadece dış dünyayı, cadde ve sokakları değil, ruhumuzun … Devamını Oku
Cüzzamlıdan Kaçmak
Soru “Kıymetli Hocam, zaman zaman suallerime cevap veriyorsunuz, Allah razı olsun. Efendimizin “Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçın” biçiminde bir hadisi olduğu ve kendisinin de bazı cüzzamlılardan biatları uzaktan aldığı biçiminde rivayetler var. Türkan Saylan ile ilgili “en çok cüzzamın bulaşıcı olmadığını ve korkmamak gerektiğini topluma öğretti” biçiminde medya çok haber yaptı. Bazı doktor akrabalarım ve internetten yaptığım araştırmada da oldukça zor bulaşan bir hastalık olduğunun anlaşıldığı yorumu hakim oldu. 1) Biz Efendimize tabi isek, 2) Onun hadisleri … Devamını Oku
İnsanlığın Ortak Değerleri?! – 2
Batılı değerlerin Batılı olmayan toplumlara ne sağladığı sorusunu sorarak bitirmiştik bir önceki yazıyı. Kasdettiğimizin eşitlik, özgürlük, adalet, kalkınma, gelişme, ilerleme… kelimeleriyle ifade edilen değerler olduğunu bir kere daha belirtmiş olalım. “Bu değerlere “Batılı” demek ne kadar doğrudur?” sorusunun cevabını vererek başlayalım. Bu kelimelerin, doğrusu artık onlara “kavram” demeliyiz, Batı’yı/Batı’ya ait olanı ifade etmediğini söyleme hakkını bir şartla elimizde bulundurabiliriz: Onların muhtevasını kendimiz belirlemiş, anlam çerçevesini kendimiz çizmiş olursak… Durumun böyle olup olmadığını test etmenin de tek yolu … Devamını Oku
İnsanlığın Ortak Değerleri?!
İnsanlığın tamamını kucaklayan “ortak değerler”den söz etmek ne kadar mümkündür? Sahiden hiç kimsenin itiraz edip şerh düşmediği, herkesin kabulüne aynı ölçüde mazhar olmuş değerler mevcut mudur? Son dönemde herkesin –müslümanların da!– diline pelesenk olan bu söylem nedir, ne ifade etmektedir? Şu bir hakikat ki, insanlık tarihi boyunca her inanç ve kültür havzasının, her meslek ve meşrebin ayrı değerleri, kabul ve reddleri oldu. “Küllü hizbin bimâ ledeyehim ferihûn” (Her grup kendi sahip olduklarıyla mutlu ve mutmain).[1]23/el-Mü’minûn, 53. İnsanlık alemi … Devamını Oku
Bir Hadis
Soru “Bir hadsi şerifle ilgili yorumlarınızı istirham etmek istiyorum. “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah günah işleyecek bir kavim getirir, onlar da tevbe eder ve Allah da onlara mağfiret ederdi” hadis-i şerifinin bir tefsiri var mıdır? Bir insan bu hadisten hareketle; “Allah bizim günah işlememizi istiyor” deyip türlü günahlar mı işlemelidir? Böyle yapak isteyen olabilir. Bu hadisi nasıl anlamalıyız?” Cevap Soruda zikredilen rivayet, başta Ahmed b. Hanbel, Müslim, et-Tirmizî olmak üzere pek çok Hadis imamı tarafından Ebû Eyyûb … Devamını Oku
Batı: “İslam”dan “Müslümanlar”a
Yahudi-Hristiyan köklerden beslenerek gelen Batı dünyasının İslam ve Müslümanlarla fikrî düzeydeki ilişkilerini 3 safhada değerlendirmek mümkün görünüyor. 1. Müslümanlarla çatışma, münazara, münakaşa üzerine kurulu bir iletişim süreci. Batı’nın uzun ortaçağları boyunca bu süreç devam etmiştir. 2. Yeni keşf edilen ilmî metot ve imkânlarla İslam’ı kendi kaynaklarından öğrenme, bu suretle müslümanları epistemolojik zeminde “çözümleme” aşaması. Bu aşamada başat rol Oryantalist faaliyetlerindir. 3. Müslümanlar üzerinde yürütülen faaliyetlerin kültürel, antropolojik, sosyolojik zemine kaydırıldığı son dönem. Burada bir not kabilinden belirtilmesi … Devamını Oku
Zekâtla İlgili Bir Husus
İHH için hazırladığım, zekât konusunda pratik bilgiler ihtiva eden bir broşürde geçen bir paragrafa itiraz edilmiş. Gazete yazılarına verdiğimiz aranın ardından ilk yazıyı bu meselenin tavzihine ayırmayı elzem gördüm. Durum aşağıdaki gibidir: Söz konusu broşürde yer alan ifade şöyle: “Ev veya araba almak için ya da kötü günler için biriktirilen paraya zekat düşer mi? “Ev ve araba “aslî ihtiyaçlar” kapsamında olduğu için, bunları satın almak için biriktirilen paraya zekât düşmez…” Bu ifadeye gelen itirazlarda, “ev veya araba … Devamını Oku
İmam el-Kevserî’yi Anmak
Geçtiğimiz hafta Düzce’deydik. Daru’l-Hikme’nin tam kadro hazır bulunduğu İmam Muhammed Zâhid el-Kevserî’nin 57. vefat yıldönümünü anma programı için tutulan salon, onun ve davasının büyüklüğünün farkında olanlarla doluydu. Talha Hakan Alp hocanın takdim konuşması, Zâhid Efendi merhumun, ifade ettiği bütün ağırlık ve ciddiyetiyle “alim” kelimesinin içini hakkıyla doldurduğunu vurguladı ve onun, “peygamber varisi” alimlerden olduğuna dikkat çekti. Gerek ilmî kişiliği, gerekse bireysel hayatı, Selef-i salihin bakiyesi bir alimden bahsettiğimizi en açık şekilde ortaya koyuyordu. Daru’l-Hikme’den Mahmut kardeşimizin fem-i … Devamını Oku