Ve nihayet Kur’an’ın “Sen, sana bu Kitab’ın verileceğini ummazdın. O ancak Rabbinin bir rahmetidir…”(28 Kasas/86) “İşte sana da buyruğumuzla Cebrail’i gönderdik; sen önceden Kitap nedir, iman nedir bilmezdin…”(42 Şura/52) gibi ayetler, Hz. Muhammed’in böyle bir olayı yaşadığını yalanlamaktadır. Çünkü böyle bir olayı yaşasaydı, en azından peygamber olacağına ilişkin bilgisi ve beklentisi olurdu. Kur’an ise, böyle bir bilgisinin ve beklentisinin olmadığını söylemektedir. Önce Efendimiz (s.a.v)’in Kitap ve iman nedir bilmediğini ifade eden ayetten başlayalım: Bu ayet, Efendimiz (s.a.v)’in, … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-6
Bu kadar olağanüstü halleri yaşayan ve bilgi sahibi olan Hz. Peygamber Hira’da ilk vahye muhatab olduğunda neden şok oldu? Önceden bu halleri yaşayıp bazı bilgilere sahip birisi olarak bunu soğukkanlılıkla karşılaması gerekmez miydi? Efendimiz (s.a.v)’in Hira’da yaşadığı hadisenin etkisini uzun süre üzerinden atamaması, bir beşer olarak böyle olağanüstü bir durumu ilk kez yaşamış olmasındandı. Yoksa Efendimiz (s.a.v)’in Hira’da Cebrail (a.s) ile karşılaşmadan önce, sadık rüyalar vasıtasıyla vahiy olgusuna bir nevi hazırlık süreci giçirdiğini biliyoruz. Başta el-Buhârî ve … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-5
Rahip Bahira olayının detaylarıyla ilgili itirazlara devam ediyoruz. En son “Ebû Tâlib bu olayı müşahede ettiği halde neden İslam’a girmedi?” sorusunda kalmıştık. Evet, sadece bu olayı değil, Efendimiz (s.a.v)’in hak peygamber olduğunu gösteren daha başka hususları da müşahede ettiği ve O’nun tebliğinin hak olduğunu bildiği halde Ebû Tâlib’e İslam’la şereflenmek nasip olmamıştır. Meselenin detayları Hadis ve Siyer kaynaklarından okunabilir. Burada sadece şu kadarını söyleyelim: Ebû Tâlib’in iman etmemesi Efendimiz (s.a.v)’in davetinin hakikatinden şüphe duymasından değil, gururundan ve … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-4
Rahip Bahira olayının detaylarıyla ilgili itirazlara gelince; Efendimiz (s.a.v) niçin daha sonra bu olaydan hiç bahsetmemiştir? Efendimiz (s.a.v)’in mucizeleriyle ilgili rivayetlerin genel karakterine baktığımız zaman bu sorunun cevabını görürüz. Şöyle ki: Onun mucizelerini bize nakleden rivayetler hemen tamamen Sahabe gözlemi tarzında gelmiştir. Acaba doğrudan Efendimiz (s.a.v)’in mübarek ağzından menkul kaç adet mucize rivayeti bulabiliriz? Dolayısıyla Rahip Bahira olayının da sahabî gözlemi olarak nakledilmiş olmasında şaşılacak bir taraf olmadığı gibi, bu durumun, olayı nakleden rivayetlerin sıhhatine halel getirici … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-3
Bir önceki yazıda ez-Zehebî’nin, hadisenin kaynaklarından olan el-Hâkim’in el-Müstedrek’indeki rivayet hakkında (metnindeki nekaret sebebiyle) “mevzu” ve “batıl” ifadelerini kullandığını belirtmiştim. Bilebildiğim kadarıyla ulemadan bu rivayet hakkında böyle bir ifade kullanan başka birisi yoktur. ez-Zehebî’nin söz konusu hükmü de ağırlıklı olarak rivayetin bir önceki yazıda belirttiğim münker kısmından kaynaklanıyor olmalıdır. Nitekim o, Târîhu’l-İslâm’da bu rivayete yer verdikten sonra, “Cidden münkerdir” der ve ardından, bu yazının konusunu teşkil eden itirazları –hemen hemen aynen– sıralar. İlerleyen yazılarda ele alacağım tenkitlerinden … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-2
Mukaddime kabilinden olmak üzere konuya şu kaideyi hatırlatarak başlayalım: Herhangi bir rivayet tenkit konusu yapılacaksa önce senedine bakılır. Eğer sened itimada şayan ise metne geçilir. Sened itimada şayan değilse metin üzerinde durmaya da gerek yoktur. Zira metin bize ne kadar makul, doğru ve kabule şayan gelirse gelsin, şayet itimat edilecek bir senedden mahrum ise, ona “hadis” değeri atfetmek doğru değildir. Rahip Bahira hadisesi özeline gelince, bu konuda daha önce Arap aleminde de itirazcı yaklaşımlar bulunduğunu biliyoruz. Bunların … Devamını Oku
“Liberal İslam”
İslam’ın tahriften masun tek din olması, İslam’la beşer ürünü sistem ve ideolojiler arasında kıyaslama, karşılaştırma ya da benzetme yapanların kaçınılmaz olarak yanlışa düşmesine sebep oluyor. Hristiyanlığın dünya ile ilişkisi –teoride– birey ve topluma ahlakî ilkelere riayeti öğütlemekten öte geçmez. Bu bakımdan toplumun siyasî örgütlenme biçiminin liberal ya da sosyalist bir zemine oturması Hristiyanlık açısından çok fazla bir şeyi değiştirmez. Yahudilik bağlamında ilk bakışta durum farklı gibi görünse de, münhasıran Yahudiler için var olan bir dinin, Yahudi olmayan … Devamını Oku
“Nesh Teorisi”-2
Bir önceki yazıda Efendimiz (s.a.v)’den sarih bir ifade olmadığı halde Sahabe’nin nesh konusunda ortak bir tavır içinde olduğunu söylemiş ve ilgili nakilleri bugüne bırakmıştım. Hz. Ali (r.a), halka kıssa nakleden birisine rastladığında, “Nasih ve mensuhu biliyor musun?” diye sormuş, adam “Hayır” deyince, “O zaman hem kendin helak oldun, hem de halkı helak ettin” cevabını vermiştir.[1]Abdürrezzâk, el-Musannef, III, 220. Aynı anekdot İbn Abbâs (r.a)’dan da nakledilmiştir.[2]et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, X, 259. Yine İbn Abbâs (r.a), “Kime hikmet (r.a) verilmişse ona … Devamını Oku
Rahip Bahira Olayı-1
Soru Bir okuyucu, hepimizin bildiği Rahip Bahîra rivayetiyle ilgili olarak bir ilahiyat profesörünün yönelttiği aşağıdaki tenkitlerin durumunu soruyor: Peygamber ölünceye kadar bu yolculuk sırasında karşılaştığı olaylardan ve rahipten niçin hiç söz etmemiştir. Tüm bu bilgiler Hz. Muhammed’in son peygamber olacağını açıkça ortaya koyar ve Yahudisi, Rum’u, Papazı herkes bunu görüp kendisini teşhis ederken, onun çevresi, büyükleri, Mekke ve Medine’deki Kitap Ehli’nin neden hiç ilgisi ve bilgisi olmamıştır? Rivayette anlatılan olaylar ve durumlar kafilede bulunan insanların hiç mi … Devamını Oku
“Nesh Teorisi”-1
“Allah fikri” ve “İslam düşüncesi”, aralarında nesep birliği bulunan iki kavram. Bir Müslüman için zaruriyyat/kat’iyyat’tan olan hususlar hakkında sübjektivite/izafilik ifade eden bu tarz anlatım biçimlerinin kullanılması ancak tamamı beşer inisiyatifiyle belirlenmiş sistemlerin şekillendirdiği ya da etkilediği zihin yapısı için söz konusu olabilir. Maksadım burada bu teknik meseleyi işlemek değil. Nesh meselesinin Din tasavvurumuzla ilgisi üzerine dikkatinizi çekmek için yaptım bu girizgâhı. Mantuku “ayetler arasında” nesh cereyan edebileceğini gösteren ve umum ifadelerinin tahsisini gerektiren bir delil olmadığı için … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2