Bugünden başlayarak birkaç yazı halinde, bir internet sitesinde Sünnet/Hadis konusunda ileri sürülen bazı iddiaları kısaca mercek altına alacağım. “Kur’an İslamı” sloganının bizi nereye çağırdığı meselesi, dinî, siyasî, kültürel nokta-i nazardan ciddi analizler gerektiriyor olmakla birlikte, burada meselenin sadece ilmî veçhesi üzerinde duracağım. Konuyla ilgili olarak elektronik posta adresime iletilen mesajlardan, sitede ileri sürülen görüşlerin, –İslam Modernizmi‘nin yabancısı olmadığımız argümanlarından beslenmekle birlikte– insanımızın bir kesimi üzerinde ciddi etkiler bıraktığı anlaşılıyor. Ancak birlikte göreceğimiz gibi, söz konusu iddiaların –ilmî … Devamını Oku
Cemaatin Toplu Tesbihat ve Dua Yapması
Soru: “(…) Sizden Allah rızası için ve bilerek veya bilmeyerek yaptığınız ilmi hatalarınızın afvı için namaz konusunu çok net olarak yazmanızı istiyorum. Madem ki Allah bizi kendine ibadet-kulluk edelim diye yaratmış, o halde ibadetlerimizi de AYNEN Resulullah SAV efendimizin yaptığı ve bizlere öğrettiği şekilde yapmamız gerek. Geçenlerde bir yazınızda toplu halde tespihat yapılması ve toplu dua bid’attir dediniz. Ama ben şunu anlamıyorum, bunu yalnız siz mi biliyorsunuz? O kadar bilgili imamlar varken halen neden bu gibi bid’atları … Devamını Oku
Dışarısı Zulmet Çünkü İçimiz Bulanık
Önce kendimizi kurtarmamız gerektiğini unutup, dünyayı kurtarmaya soyunalı beri, dünyayı da kendimizi de kaybettiğimizin farkına varamıyoruz. İçimizin “harabat”ına bakmaksızın dışımızı mamur kılma cehdinde ömür tüketirken, dışımızı aydınlatacak ışığın öncelikle içimizde ışıması gerektiğini bir türlü kavrayamıyoruz. “Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede.” İbrahim b. Edhem hazretleri, Abbasî halifesi Ebû Ca’fer el-Mansûr‘un “Ne var ne yok?” sorusuna o hikmet dolu mukabelede bulunurken aslında temel bir hayat düstürunu ifadeye döküyordu:”Dünyayı yamamak için parçalarız dini biz”Sonra ne … Devamını Oku
Yeni Hadis Metodolojisi Arayışlarına “Taze” Bir Katkı Denemesi Üzerine-5
Muhammed Zâhid el-Kevserî merhumun –daha önce de bir vesileyle naklettiğim– şu sözü, Özemre hocanın “otoriteye rücu” hakkında söylediklerinden nasıl bir netice çıkarılması gerektiği konusunda bize yol gösterici olacaktır: “Bir ilim dalında otorite olmuş nice kimseler vardır ki, başka ilim dallarında “avam” mertebesindedirler. “Otoriteye rücu ile herhangi bir otoriteyi “lâ yuhti” (hatasız) kabul etmek arasında elbette fark gözetilmelidir. Ancak birkaç günden beri bu köşede ortaya koymaya çalıştığım hususlar açık biçimde göstermektedir ki, özellikle “naklî ilimler”de otoriteyi devre dışı … Devamını Oku
Yeni Hadis Metodolojisi Arayışlarına “Taze” Bir Katkı Denemesi Üzerine-4
Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre‘nin “yeni metodoloji” talebine gerekçe olarak ileri sürdüğü bir diğer rivayet de şöyle: “Âişe (radıyallâhu anhâ)’dan: Şöyle demiştir: “Andolsun ki recm etme âyeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikâhlanmasının haramlığı) âyeti indi ve andolsun ki bu âyetler tahtımın (oturduğum yerin) altındaki bir yaprakta (yazılı) idi. Resûlullâh (sallallâhu aleyhi ve selem) vefât edip biz O’nun ölümü ile meşgûl olunca evde beslenen bir koyun (veyâ bir keçi) girip o yaprağı yedi. “Hocanın, … Devamını Oku
Yeni Hadis Metodolojisi Arayışlarına “Taze” Bir Katkı Denemesi Üzerine-3
Özemre hocanın yine doğrudan Hz. Peygamber (s.a.v)’e atfen zikrettiği bir diğer rivayet daha var: “İlim kazanmak her müslümana farzdır; fakat ehil olmayana bir şey öğreten kimse: mücevherleri, incileri, altınları domuzların boyunlarına takan kişiye benzer. “Kaynak olarak da es-Süyûtî‘nin “el-Câmi’u’s-Sağîr“inin muhtasar tercümesi ve şerhini vermiş.Ne var ki es-Süyûtî bu rivayetin sonuna da “zaaf alameti” olan “dat” harfini koymuş [1]”el-Câmi’u’s-Sağîr“, “Feydu’l-Kadîr” ile birlikte, IV, 267. el-Münâvî‘nin de birçok Hadis aliminden naklen belirttiği gibi bu rivayetin bütün tarikleri zayıftır. Onun … Devamını Oku
Yeni Hadis Metodolojisi Arayışlarına “Taze” Bir Katkı Denemesi Üzerine-2
Hocanın zikrettiği ikinci rivayet şöyle: “Cebrail’e insanlarda ululuğun, önderliğin neyle olduğunu sordum: ‘Akılla’ dedi.”Bu rivayete kaynak olarak el-Münâvî‘nin “Künûzu’l-Hakâik“ini gösteren Hocanın bu rivayetin durumu hakkında da uyarılması gerekiyor. Zira “Firdevsu’l-Ahbâr” sahibinin senetsiz olarak zikrettiği (II, 443) ve aslı Dâvûd b. el-Muhabber‘in “Kitâbu’l-Akl“ında geçen bu rivayet “uydurma“dır. İbn Arrâk, bu rivayetin daha uzun bir varyantını şöyle zikreder: “Ömer b. el-Hattâb, Temîm ed-Dârî‘ye, “Sü’düd (şeref ve şan yüceliği, önderlik) nedir?” diye sordu. O, “Akıldır” diye cevap verdi. Bunun üzerine … Devamını Oku
Yeni Hadis Metodolojisi Arayışlarına “Taze” Bir Katkı Denemesi Üzerine-1
Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocanın, “Umran” dergisinin Haziran-2004 sayısında yer alan “Taklîdî Îmândan Tahkîkî Îmâna Geçişin Dramı” başlıklı makalesi, Pınar Yayınları arasında neşredilen “Din İlim Medeniyet (düşünceler)” adlı kitabında (99 vd.) yer alan bir makalenin (“Hadislerin Sıhhati” Meselesine “Objektif Bir Metodoloji” Çerçevesinde Bakış) bir miktar tasarrufa uğramış halinden ibaret.Daha önce (2 Eylül 2003’te) bu köşede “Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh” üzerine yaptığı çalışma dolayısıyla konuğumuz olan muhterem Abdullah Feyzi Kocaer‘in, mezkûr kitaptaki varyantı tenkit eden bir … Devamını Oku
Sünnet’in Korunmuşluğu
Soru: (…) Abonesi olduğum Umran dergisinin Haziran 2004 sayısında, kıymetli hocamız Ahmed Yüksel Özemre’nin “Taklidi İmandan Tahkiki İmana Geçişin Dramı” başlıklı yazısında bildiklerimle çelişen ve kafamı karıştıran bazı hususları sizinle paylaşmak istedim. Kıymetli hocamız yazısının sünnetle ilgili kısmında; Hadis rivayetlerinin Vahy gibi korunamadığı ve Kütüb-ü Sitte’den verdiği bazı hadis örnekleriyle Kur’an’a, Efendimiz (s.a.v)’in ahlakına, akla ve mantığa, kevni düzene ve birbirleriyle çelişen rivayetlere atıfta bulunmakta ve 10 numaralı dipnotunda Hz. Aişe validemizin Ebu Hureyre (r.a) ile ilgili … Devamını Oku
“Elfaz-ı Küfür Listesi” Neyin Göstergesi?
Soru: Elfaz-ı küfr bahsi ile ilgili olarak çeşitli kaynakları tetkik ettim. Bazı kitaplarda uzun listeler veriliyor. Verilen misaller arasında günümüzde halkın diline yerleşmiş ve hiç düşünmeden kullanılan bir takım cümleler de var. Hatta beş vakit namazlı, mütedeyyin insanlardan dahi bu tarz sözler sadır olabiliyor. (Meselâ; “yüzünü gören cennetlik” demek, “yürü Allah yürü, git Allah git” vs. demek, “bu adam Allahlık” demek, “yukarıda Allah var” demek gibi.) Gerçekten böylesine ciddi sonuçlar doğuran; insanı küfre düşüren, nikâhını bozan, amelini … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2