Kur’an’ın tarihselliğini savunanların, iddialarını, “Kur’an’da şu konu şöyle yer almış; öyleyse Kur’an tarihsel olmalıdır” mantığına dayandırması son derece anlamlıdır. Onlar da gayet iyi biliyor ki, tarihsellik davasına doğrudan, açık ve kesin biçimde delalet eden bir Kur’an nassı yoktur. Olmayınca ne yapıyorlar? Atı arabanın arkasına koşuyorlar! Bu davanın “butlanı”, önce tesbiti yapıp/kararı verip, ardından bu tesbite/karara delil tedarikine bakmak şeklinde kendini gösteren hareket tarzından belli. Daha evvel Tevrat ve İncil metinlerinin tarihselliği konusunda modernist Yahudi ve Hristiyan araştırmacılar … Devamını Oku
Tarihsellik Mi, Tahrif Mi?
Modern çağda karşı karşıya bulunduğumuz en önemli handikap, “Eskiler dini yanlış/eksik anlamış; doğrusu şudur”, tarzındaki takdim biçimleridir. Hem itikadî hem de amelî sahada yaygın olarak görülen bu tavra vücut verenin de, onu cazip kılanın da “modernite” olduğunda şüphe yok.
Bediüzzaman ve Tarihselcilik
Esas meseleye geçmeden önce bir noktayı tasrih edeyim: Dinlerarası diyalog konusunu işleyen bir önceki yazımda Fethullah Gülen hocaefendinin “Fasıldan Fasıla“sından yaptığım alıntıyı yanlış değerlendiren bazı okuyuculardan, bağlamdaki “ilzam” üslubuna dikkat etmediklerini izhar eden mesajlar aldım. Konuyla ilgili olarak bu köşede kaleme aldığım onlarca yazı ortadayken hiçbir anlam veremediğim bu mesajların sahiplerini dikkat ve ciddiyete çağırıyorum… Gelelim maksada. Bilindiği gibi Kur’an, Mü’minler‘e hitaben, “Ey iman edenler! Yahudiler’i ve Hristiyanlar’ı dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar…” (5/el-Mâide, 51) buyurur. … Devamını Oku
Tarihsellik ve Hermenötik
Geçen yazıda hermenötik ve tarihselciliğin Kur’an bağlamında kaçınılmaz olarak şu iki sonuçtan birine varacağını söylemiştim: 1) Kişi kendisini Allah Teala’nın yerine koyabilir, 2) Kur’an Allah kelamı değildir. Bu hususlardan ilki, Kur’an’ın Allah kelamı olduğunun kabul edilmesi halinde söz konusu olacaktır. Böyle bir kabul ise, kişinin vahye “iman” ettiğinin ifadesi olacağından, hermenötik ile temel bir çatışma oluşturur. Zira vahye inanan insan, Kur’an’ın –haşa– her türlü müdahaleye açık ve maruz bir “kadavra” değil, varlığın tümü için bir “hidayet” kaynağı, … Devamını Oku
Kur’an ve Tarihsellik
Kur’an “vahiy” midir, insan ürünü müdür? Böyle bir sorunun bir Müslüman için “saçma” olmaktan öte, “hakaret” olarak algılanmasının doğal olduğunu belirtmeye gerek yoktur. Çünkü mesele temelde bir “iman” meselesidir ve vahiy kaynaklı olduğuna iman eden bir kimse için Kur’an ile herhangi beşerî bir metin arasındaki fark –teşbihte hata görülmesin–, insan ile Allah Teala arasındaki fark gibidir. Burada ikinci bir soru daha sorarak, başlığın yazı ile tektabukunu biraz daha açık hale getirelim: Kur’an’ın vahiy olduğuna iman eden bir … Devamını Oku