Nüzul-i İsa (as) Meselesi Ve Kelam Alimleri-3

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2006, Nisan Ayı 2006 OS, Nüzûl-i İsâ, Okuyucu Soruları

“Nüzul-i İsa (a.s)” meselesinde Kelam alimlerinin ne dediğini görmeden ikna olmayanların içine düştüğü çelişki anlaşılır gibi değil. Ayet veya hadislerin sarahaten delalet etmediği ve fakat Kelam alimlerinin kabul edip savunduğu bir mesele getirilse “naklî delil isterim” ısrarında olmayı anlamak mümkün. Ancak burada durum tam tersi bir mahiyet arz ediyor. Diyelim ki ortada bazı Kelam alimlerinin “Nüzul-i İsa (a.s)” ile ilgili bir tasrihatı yok. Öyle de olsa Ehl-i Sünnet akaidi konusundaki otoritesi müsellem bulunan İmam Ebû Hanîfe‘nin bu … Devamını Oku

Nüzul-i İsa (as) Meselesi ve Kelam Alimleri-2

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2006, Nisan Ayı 2006 OS, Nüzûl-i İsâ, Okuyucu Soruları

Kelam kitaplarını nasıl okumalıyız? Herhangi bir meselenin herhangi bir Kelam aliminin herhangi bir eserinde yer almamasını nasıl değerlendirmeliyiz? Hatta herhangi bir meselenin herhangi bir Kelam aliminin herhangi bir eserinde bir şekilde yer almış olması, o meselenin o alim tarafından nihaî olarak o şekilde değerlendirildiği anlamına gelir mi? Küçük bir örnek: Modern zamanların hakim kanaatine göre, İmam el-Eş’arî, insanda bir kesb kudreti bulunduğu ve fakat bu kudretin, fiillerin meydana gelmesine herhangi bir surette tesirinin söz konusu olmadığı görüşündedir. … Devamını Oku

Nüzul-i İsa (as) Meselesi ve Kelam Alimleri – 1

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2006, Nisan Ayı 2006 OS, Nüzûl-i İsâ, Okuyucu Soruları

Bundan bir süre önce TV5‘te katıldığım bir programda kısmen de olsa “Nüzul-i İsa (a.s)” meselesini konuşmuştuk. Diyalog konusuyla aynı programa “sıkıştırdığımız” bu mesele hakkında söylenmesi gerekenler elbette o kısa süre içinde tam anlamıyla söylenemezdi. Başlıklar halinde değinip geçmek zorunda kaldık. Ardından Dâru’l-Hikme‘de bu konu hakkında geniş bir söyleşi yaptık. Nüzul-i İsa (a.s) meselesinin hemen her veçhesiyle ele alındığı o söyleşinin metni www.ebubekirsifil.com ve www.darulhikme.org.tr adreslerinde mevcut. Sözünü ettiğim programdan önce bir başka televizyon kanalında Prof. Dr. Y.N. … Devamını Oku

Diyalogculuk Versus Ulusalcılık

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Mart 2006

Arada bir “Okuyucu Soruları” serisine virgül koyup nefeslenmek istememi anormal karşılamazsınız umarım. Bugün de öyle yapacak ve fırsatını bulmuşken son zamanlarda hayli tutulan bir söylem üzerinde duracağım. Dinlerarası (buna artık “Medeniyetler arası” yahut “Kültürler arası” dememiz gerekiyormuş!) diyalog söylemini en geniş anlamıyla “siyaset”in, hatta din tasavvurunun temeline yerleştirenlerin, diyaloğun hiçbir sakıncası olmadığını, “sakıncası olmamak” ne demek, “faydalı ve gerekli olduğunu savunmalarına alışmıştık. Ancak son zamanlarda “diyaloğa itirazı olan ulusalcıdır” demeye gelen söylemleri öne çıkarmalarına bakıp da şaşırmamak … Devamını Oku

Diyalog Faslında Kitab-ı Mukaddes Eleştirisi – 2 (Bir İbn Hazm Çalışması)

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Şubat 2006

İbn Hazm ismi anıldığında zihnimizde ilk anda genellikle iki husus canlanır: İlki Zahiriyye‘dir. Kurucusu Dâvûd b. Ali olduğu halde, bu mezhebe katkıları sebebiyle İbn Hazm, onu çok aşan bir şöhrete ulaşmış, “Zâhiriyye” denince akla ilk gelen isim olmuştur. İkincisi ise onun “sivri dili”dir. Pek çok büyük imamı cerh etmesi, Fıkhî ihtilaflar sahasında bile keskin bir tavır takınışı gibi sebeplerle, kalemi, Haccac‘ın kılıcıyla birlikte anılmıştır. Ne var ki İbn Hazm‘ın mahareti Hadis ve Fıkıh sahalarıyla sınırlı değildir. Dinler … Devamını Oku

Diyalog Faslında Kitab-ı Mukaddes Eleştirisi (İzhâru’l-Hakk Çevirisi)

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, 2006 Yılı, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Ocak 2006, Ocak Ayı 2006 OS, Okuyucu Soruları

  “Okuyucu Soruları” serisini geçen yıl biraz geç başlatmıştık; zorunlu olarak 2006’ya sarktı. Şu anda cevaplandırılmayı bekleyen sorular, daha fazlasını cevaplandırmaya zaman bırakmayacak nicelik ve nitelikte olduğundan, artık bu köşede cevaplandırılmak üzere –bu sene için– soru alamayacağımı belirtmek istiyorum. Zira böyle giderse bütün bir yılı sorulara cevap vererek geçirmem gerekecek. Bu durum bu köşenin karakter değiştirmesi anlamına gelir ki, sanırım bunu sizler de istemezsiniz… Bu mülahazalarla “Okuyucu Soruları” serisine kısa bir ara verip, en azından masamın üzerinde … Devamını Oku

Tasavvuf-2

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, 2005 Yılı, Aralık 2005, Aralık Ayı 2005 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Tasavvuf Dosyası

Bir önceki yazıdan devam. Rabıta’yı, müridin, yeni girdiği seyr-ü sülûk sürecinde, her haliyle örnek aldığı üstadını tahayyül ve tasavvuruna yerleştirmek, kendisini ona benzetmeye çalışmak ve onu yokluğundayken yanındaymış gibi düşünerek tavr-u ahvaline ve düşüncelerine çeki düzen vermek olarak anlıyor ve bunda da bir sakınca bulunmadığını düşünüyorum. Fena fi’ş-şeyh de yine bu çerçevede düşünülebilecek bir durumu ifade eder. Kalbî ve zahirî ahvaline çeki-düzen vermek için şeyhinde yok olma ya da rabıta ile onun murakabesi altında bulunduğunu hissetme ihtiyacı … Devamını Oku

Tasavvuf-1

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, 2005 Yılı, Aralık 2005, Aralık Ayı 2005 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Tasavvuf Dosyası

Soru: Tasavvuf konusunda ne diyorsunuz? Rabıta, fenafil şeyh, şeyhten şefaat veya himmet talep etme, başı sıkıştığında vefat etmiş bir şeyhin ruhaniyetinden yardım talep etme gibi mevzularda şirk tehlikesi var mıdır? Cevap: Ne yazık ki genellikle Tasavvuf denince akla ilk olarak soruda zikredilen hususlar geliyor. Tasavvuf’un bir “ruh disiplini” ve bir “ahlak eğitimi” olduğu ve bu yönüyle insana ve topluma tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de çok büyük faydalar sağladığı vakıası ihmale uğruyor. Din’in temel hedefi olan “insan-ı … Devamını Oku

Dinlerarası Diyalog ve Misyonerlik Faaliyetleri

Ebubekir Sifil[dosya], 2005 Yılı, Dergi Yazıları, Dergilere Göre, Dinler Arası Diyalog, İnkişâf Dergisi, Yıllara Göre

Özellikle son yıllarda ülkemizin değişmez gündem maddeleri arasında kendisine sağlam bir yer edinen dinlerarası diyalog ve misyonerlik faaliyetleri, orta ve uzun vadede ülkenin geleceği üzerinde kalıcı ciddi etkiler yapabilecek tabiatı dolayısıyla, karşı karşıya bulunduğumuz handikaplar listesinin başlarına, hatta en başına yerleştirilmelidir. Zira söz konusu faaliyetler, ülkemizi ve insanımızı “din” ve “kültür” gibi temel varoluş alanlarında zayıflatmayı, kuşatmayı ve son tahlilde teslim almayı hedeflemekte, bu hedefe ulaşabilmek için başta siyaset ve ekonomi olmak üzere birçok enstrümanı etkin biçimde … Devamını Oku

Yeni Papa ve Diyalog

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Ağustos 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları

Katolik dünyasının yeni “ruhanî” liderliğine seçilişi münasebetiyle yazdığım yazıda, muhafazakâr kişiliğiyle tanınan yeni Papa XVI. Benedict‘in Dinlerarası diyalog sürecini kesintiye uğratacak politikalar izleyeceğini söyleyenlerin acelecilik ettiğini, diyalog konusunda onun da selefi gibi hareket edeceğini beklemenin daha akıllıca olduğunu vurgulamıştım. İşte o yazıdan bazı pasajlar: “2000 yılında yayımlanan “Dominus Jesus” belgesi, sadece İslam hakkında değil, diğer dinler ve hatta “tam Hristiyan” kabul edilmeyen Protestanlar hakkında dışlayıcı bir tavrı öne çıkarıyordu ve bu belgenin arkasındaki isim Ratzinger‘den başkası değildi. … Devamını Oku