Müslümanlar olarak özellikle son bir iki yüzyıldır din-dünya ilişkisine bakışımızda temelli değişiklikler meydana geldi. Önceleri dünyaya ancak “ahiretin tarlası” olduğu için kıymet verirken, şimdilerde dünyayı ahiretin önüne geçirdiğimizi gösteren tavır ve davranışlar içindeyiz. Müslüman elbette dünyaya hükmetmeli, güzel yaşamalı, güzel yaşatmalı. Ama nereden gelip nereye gittiğini, yanında ne götürdüğünü asla hatırdan çıkarmamalı. Dilimiz “lehü’l-mülk” diyor. Yani mülk O’nun. Bir de dönüp kalbimize soralım, o ne diyor? “Gelişme ve kalkınma yolunda ilerlemek”, “dünya ile bütünleşmek”, “evrensel standartları yakalamak” … Devamını Oku