Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-3

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Gerek Yahudiler’in gerekse Hristiyanlar’ın, erken dönemlerden beri Kur’an’ın Allah Teala tarafından indirilmiş bir kitap olmayıp, Efendimiz (s.a.v) tarafından yazıldığı iddiasını tekrar edip durmakta olduğunu biliyoruz. Münhasıran modern zamanlarda bu iddianın tekrarından öte bir anlam ifade etmeyen tesbitlerin Müslüman kökenli kimselerden sadır olması bir tesadüf değil elbette. İslam’ı modern değerlerle çatışmayan bir din olarak takdim etme gayretkeşliği, varlığı, hayatı ve o arada moderniteyi İslam merkezli olarak değil, İslam’ı modernite merkezli değerlendirmeye tabi tutma, yani atı arabanın arkasına koşma … Devamını Oku

Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-2

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Efendimiz (s.a.v), “Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuştu. Sahabe’nin, “(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu, “Onlar değilse kim?” cevabını alacaktı.[1]el-Buhârî, “Enbiyâ”, 51; Müslim, “İlim”, 6; Ahmed b. Hanbel, II, 327, 450, 511… Modernist Yahudilik ve Hristiyanlık telakkisine hakim olan “kutsal metinlerin tarihselliği” anlayışının bu hadisin anlam sahası içine girdiğini söylemek yanlış olmasa gerek. Dolayısıyla hadise şudur: Nebevî ihbar gerçekleşiyor … Devamını Oku

Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-1

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Ülkemizde İlerici Gericilik, Aydınlık ve Dindarlık, Dinî Düşüncenin Yeniden Kurulması… vd. eserleriyle tanınıyor İranlı düşünür Abdülkerim Süruş. İran’da 1979 devriminden sonra Humeynî’nin danışmanlığını yapan, ancak ilerleyen zaman içinde fikrî değişiklikler yaşayan bir sima. İlk aşamada “İslam demokrasisi” fikrini savundu. Bugün geldiği noktada ise “İslamî devlet” söylemini terk etmiş durumda. Şu anda bazı Batı üniversitelerinde dersler vermekte olan Süruş, Hollanda’nın en yüksek bilim ödülü “Praemium Erasmianum”a layık görülmüş. Her yıl farklı temalardaki çalışmalara verilen bu ödül, 2004 yılında … Devamını Oku

Dinde Reform Dindarlıkta Revizyon

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlatmakta olduğu eser, dinde reform kapsamında değerlendirilebilir mi? Doğrusu çalışma tamamlanıp neşredilmedikçe bu konuda net bir şey söylemek mümkün ve doğru değil. Ancak özellikle Batı basınında yer alan haber-yorumlar ve oradan Türk basınına yansıyan değerlendirmeler karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinin yaptığı açıklamalar üzerinden bazı şeyler söylemek durumundayız. Açıklamalar, Diyanet’in maksadı, dolayısıyla yapılan işin mahiyeti açısından üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir aşamada bulunduğumuzu işaret ediyor. Başkan Prof. Dr. Bardakoğlu, yapmaya çalıştıkları şeyin “dinde reform değil, … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-7

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

İbn Abdilberr, hepsi de senedli olarak Nûh b. Ebî Meryem, Yahya b. Nasr, Abdurrahman b. el-Müsennâ ve Hammâd b. Ebî Hanîfe’den, İmam’ın Sahabe’nin efdaliyeti konusunda yaptığı sıralamada önce Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer’i zikrettiğini nakletmiştir. Hz. Osman ve Hz. Ali’ye gelince, yukarıdaki zatların ilk ikisinin naklinde Hz. Ali ve Hz. Osman’ı sevdiği, üçüncüsünde, ilk iki halifenin zikrinden sonra “Ali ve Osman” dediği, dördüncüde de “Ebû Bekr, Ömer, Ali ve Osman’ı (diğer sahabilerden) üstün tutma” ifadesini kullandığı … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-6

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

İmam Ebû Ca’fer et-Tahâvî’nin, Hanefî mezhebinin üç büyük imamının itikadî çizgisini zikrettiği el-Akîdetu’t-Tahâviyye’sinde “Evliyanın kerametine inanırız” ifadesinin yer aldığını bu bahiste son bir not olarak ekledikten sonra “cevher” ve “araz” kavramları üzerinde durmaya devam edelim. Bu noktaya giriş mahiyetindeki 25 Şubat tarihli yazıda, bu iki kavramın İmam Ebû Hanîfe döneminde kullanıldığını söylemiş ve Vâsıl b. Atâ örneğini vermiştim. Vâsıl b. Atâ ile aynı dönemde yaşamış –dolayısıyla İmam Ebû Hanîfe ile çağdaş– olan Dırâr b. Amr da “araz” … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-5

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Önemine binaen, “Keramet ve istidrac konularının Ebû Hanîfe döneminde veya daha önce tartışılmış olmasının makul gerekçesi ne olabilir?” diyen okuyucu sorusu üzerinde duracağım bugün Mu’tezile’nin, Vâsıl b. Atâ’nın, İmam el-Hasenu’l-Basrî’nin meclisinden i’tizal edip kendi halkasını kurmasıyla tarih sahnesine çıktığını düşünmek yanıltıcıdır. Bu olay Mu’tezile’nin müstakil bir fırka olarak varlığını deklare etmesi olarak görülmelidir. Mantıken Vâsıl b. Atâ’nın el-Hasenu’l-Basrî’ye muhalefetini doğuran fikrî/itikadî bir ihtilaf zemininin daha önceden mevcut olması gerekir. Mu’tezile’nin cedelci karakteri sadece İslam fırkalarıyla değil, gayrimüslimlerle … Devamını Oku

Özgürlük ve Allah’ın Çizdiği Sınırlar

Ebubekir Sifil2008, Dergi Yazıları, Dergilere Göre, Semerkand Dergisi, Yıllara Göre

Bizi insan olarak var eden kudret sahibi, insanlığımızı koruyarak yaşamanın yollarını da göstermiştir. İslâm’ın insanı “sorumlu varlık” olarak görmesi, bu çerçevede temel bir öneme sahiptir. İslâm dışı inanç ve düşünce sistemleri ise, özellikle modern kültür insanı “özgür varlık” olarak tarif eder. Modernitenin hayatın temeline yerleştirdiği en temel kavramlardan birisidir “özgürlük.” İslâm’ı bugünün modern değerler ekseninde anlama ısrarında olanların yaygın olarak düştüğü hatalardan birisi, diğer inanç ve düşünce sistemleri gibi İslâm’ın da insanı “özgür varlık” olarak gördüğünü söylemeleridir. … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-4

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Şubat 2008

Elimizdeki risalelerin İmam Ebû Hanîfe’ye aidiyeti konusunda, muhteva tenkidi yaparak olumsuz görüş bildirenlerin bir kısmını bir önceki yazıda görmüştük. Bahse konu tenkitler hakkında detaylı değerlendirmelere geçmeden önce, mukaddime kabilinden birkaç noktayı tebarüz ettirelim: İmam Ebû Hanîfe, hicrî II. yüzyılın ortasında (150 yılında) vefat etmiştir. Bu tarihte en azından Irak coğrafyasında ve Kûfe/Bağdat bölgesinde hangi meselelerin konuşulup tartışıldığını kesin bir şekilde tesbit etmek için elde yeterli doküman mevcut değildir. Bir diğer husus da İmam’ın eserlerinin çoğunun imlâ suretiyle … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-3

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Şubat 2008

Muhammed Ebû Zehra merhum, Ebû Hanîfe adlı eserinde, el-Fıkhu’l-Ekber hakkında bir muhteva tahlili yapar ve ez cümle şunları söyler: Bu eserde, Ebû Hanîfe döneminde veya ondan önce söz konusu edilmemiş meseleler yer almaktadır. Kaynaklarda, Ebû Hanîfe’nin çağdaşlarından veya daha öncekilerden, mucize, keramet ve istidrac arasındaki farka değindiğini nakleden herhangi bir bilgi yoktur. O asırlarda cereyan eden tartışmalarda bu konular yer almaz. Bunlar, Tasavvuf ortaya çıktıktan sonra Kelam alimlerince bahis mevzuu edilmiş meselelerdir. Bir de bu eserde İmam’ın, … Devamını Oku