Soru: “Neden Mevlana, Bâyezid-i Bistâmî, Cüneyd-i Bağdâdî, Bişr el Hafî, Yunus Emre, İbrahim b. Edhem, İbrahim Havvas v.s. zevat-ı aliyeye evliya deniyor da alim denmiyor? Bu zatlar fıkıh bilmiyor mu, müçtehit değil mi, medrese tahsili almamışlar mı, tefsir, hadis bilmiyorlar mı? Neden bir hüküm beyan edilirken “Gazalî şöyle dedi, Merginanî’de böyledir, Suyutî’de şöyledir” v.s. deniyor da, “Mevlana veya Yunus vesaire şöyle buyurmuş” denmiyor? Said bin Müseyyeb ve Hasenul Basrî, sanırım ikisi de tabiin; Veysel Karanî de tabiin … Devamını Oku
Ali Şeriati
Soru: Ali Şeriati’ye pek çok cemaatin negatif yönde bakmasını ve eserlerinin tehlike arz etmesi söylemlerini nasıl irdeliyorsunuz? Ali Şeriati’nin eserlerine nasıl yaklaşmalıyız? 300’e yakın muhtelif eserlerini okumalı mıyız? Neden bu yazara böyle negatif yönden bakılıyor? Cevap: Ali Şeraiti (1933-1977) ilk eğitimini babası Muhammed Taki‘den aldıktan sonra Meşhed Öğretmen Okulu‘nu bitirdi (1952). 1956’da Meşhed Üniversitesi‘ne girdi. Buradaki direniş hareketine katıldığı için babasıyla birlikte tutuklandı; 6 ay tutuklu kaldı. 1960’ta Doktora için Fransa‘ya gitti. Sorbon‘da Din Sosyolojisi ve Dinler … Devamını Oku
Kalıbımıza Değil, Kalbimize Bakılacak
Bizi yol almaktan, yükselmekten alıkoyan engelin bedenimizde olmadığını biliyoruz. Bir bacağımız yürürken aksıyor olsa da, zaten yürüyerek gidilemeyecek yere gidiyoruz. Sırat’tan geçişimize bunlar engel olmayacak. Bedenimizi burada bırakıp gideceğiz. Mallarımızı ve biriktirdiklerimizi de… O gün orada, yanımızda sadece kalbimiz ve amellerimiz olacak. O halde çabamız, bizi ‘yol almak’tan alıkoyan gerçek engelleri aşmaya yönelik olmalı. Kalıbımızdaki değil, kalbimizdeki engelleri… Dünya hayatını elden geldiğince uzatmak ve konforlu kılmak, modern varlık anlayışının en önemli hedefleri arasında bulunuyor. Bu hedefi gerçekleştirmenin … Devamını Oku
Said Nursi-Mehdi-2
Bir önceki yazıda yer alan soruyla bağlantılı olarak iki ayrı okuyucumdan gelen soruyu birleştirerek aşağıya alıyorum: Soru: Bediüzzaman Said Nursi‘nin Mehdi olduğu söyleniyor. Bu mümkün müdür? Onun Mehdi olma ihtimali var mıdır? Cevap: “Mehdi” kelimesi sözlükte “Kendisi hidayete ermiş bulunan, başkasının hidayete vesile olan” anlamlarına gelir. Kelimenin sözlük alamı esas alınacak olursa, insanların hidayetine vesile olan herkes bir anlamda “mehdi“dir. Dolayısıyla Said Nursi merhum da tıpkı diğer bütün İslam alimleri gibi –kelimenin sözlük anlamıyla– bir “mehdi“dir. Ancak … Devamını Oku
- Page 2 of 2
- 1
- 2