el-Münâvî’nin Feydu’l-Kadîr‘inde okumuştum: [arabic-font] الظلم لا يدوم، وإن دام دمر؛ والعدل لا يدوم، وإن دام عمر. [/arabic-font] ez-Zulmü lâ yedûmu, ve in dâme demmere, Ve’l-adlu lâ yedûmu, ve in dâme ammere. Zulüm berdevâm olmaz; olsa târumâr eyler; Adl dahî dâim olmaz; ger olsa i’mâr eyler.[1]Ancak Osmanlı Türkçesi ile tercümenin hakkı verilebilirdi. Ben de öyle yapmaya çalıştım. Gençler biraz zorlanacak ama… Bu ümmet ne badireler atlattı uzun tarihi boyunca.. Ne ihanetler, kahpelikler gördü; ne zulümler yaşadı.. Hicret’e zorlanan … Devamını Oku
İmamiyye Şiası, Akaid, Ümmetin Birliği, Mezhepçilik Vesaire-3
Sorular İran’ın İslam Dünyası’yla ilişkisinin “mezhebe dayalı devrim ihracı” politikası üzerine oturduğu gün gibi aşikâr iken, bu gerçeği görmeyenlerin kendilerine şu soruları sorup cevabını “hakikati rencide etmemeye özen göstererek vermeleri gerekir: Devrim sonrası İran’da Sünnî kesim ne durumdadır? Devrimin ölüm cezasına çarptırıp infaz ettiği sünnî alimlerin suçu neydi, sayıları kaçtı? Şu andaki ahvalleri nedir? İran Şiiliğinin Sünnîliğe bakışında devrim öncesiyle devrim sonrası arasında herhangi bir farklılık var mıdır, varsa nedir? Bu sorunun “söylemden öte”, somut hadise ve … Devamını Oku