İslam Coğrafyası’nın Batı’nın işgal ve istilasına maruz kaldığı –bilhassa 19 ve 20.– yüzyıllarda, Ümmeti uyandırmak ve işgale örgütlü biçimde karşı durmak için pek çok bağımsızlık hareketi ortaya çıkmıştır. Bu hareketlerde ulema ve üdebanın hiç şüphesiz ayrı bir yeri ve ağırlığı olmuştur. Söz gelimi İngilizlerin Hindistan’ı işgali sonrası 1857’de gerçekleşen büyük ayaklanmada Hint ulemasının ağırlığı tartışılmazdır. Bu ulemanın Hanefî-Mâturîdî çizgiyle Tasavvufî karakteri mezc eden Diyobend ekolünden geliyor olması, üzerinde ayrıca durulması gereken son derece önemli bir noktadır. (Hiç … Devamını Oku
“Müçtehit” Muhammed Abduh ve “Sir” Muhammed İkbal
70’li ve 80’li yılların, bu coğrafyanın İslam’la irtibatını yeniden keşif “macerasında” önemli bir yeri vardır. Bu, kimi artıları yanında, telafisi hayli zor bir “savrulma”yı da beraberinde getirmiştir. Keskin bir “redd-i miras” anlamına gelen Cumhuriyet’le birlikte kendi köklerimizle irtibatımızın kesildiği bir vaka. Ama bütün sorumluluğu Kemalist ideolojiye yükleyip hedef saptırmanın da bir anlamı yok. Tercüme furyasının son derece kontrolsüz biçimde alıp başını gittiği o dönemlerde bu toprakların müktesebatının Risale-i Nur’dan ibaret olduğu gibi bir kanaatin oluşmasına kimler vesile … Devamını Oku
Bazı İsimler
Bir okuyucumun oldukça uzun sorusunu özüne dokunmadan aşağıya alıyorum: Soru: “İhlas yayın grubu Seyyid Kutup, Efgani, Abduh, Elbani vs. gibilerini mezhebsizlikle itham ediyorlar. Delillerini de kaynaklarından vererek gösteriyorlar, biz de kabul ediyoruz. (…).Bakalım sıra kimde. Vallahi korkuyorum sizin aleyhinizde de Ehl-i Sünnet olmadığınıza dair bir iddia çıkacak diye. (…) grubunun sitesini tetkik ederken bir de ne göreyim, Muhammed Ebu Zehra, Ebul Hasan Ali en-Nedvi, Seyyid Sabık, Mustafa İslamoğlu v.s. gibileri mezhebsiz ilan edilmiş. (…) Biz kimi okuyacağız, … Devamını Oku