Bir önceki yazıda değindiğim Amr b. Hazm (r.a) rivayetinin, zayıf bir ravi olan Süleyman b. Erkam‘ın yer almadığı birçok senedi mevcuttur. el-Muvatta (“Kur’an”, 1), Abdürrezzâk‘ın el-Musannef‘i (I, 342), ed-Dârekutnî‘nin es–Sünen‘i (I, 121-2), Nasbu’r-Râye (III, 197-8), Ebû Dâvûd‘un el-Merâsîl‘i (121-2) ve daha başka eserlerde bu senetler görülebilir. Efendimiz (s.a.v) tarafından yazdırılarak Amr b. Hazm (r.a)’a verilen vesikanın mürsel bir senetle rivayet edilmiş olması, şöhretini gölgeleyecek bir nakisa değildir. Zira bir önceki yazıda da değinildiği gibi Müçtehid İmamlar ve fukaha onu kabul ve içindekilerle amel etmişlerdir. Yine orada İmam Ahmed bu rivayetin sıhhatine meylettiğini ve “Sahih olduğunu umuyorum” dediğini belirtmiştim. Hatta ez-Zeyla’î‘nin (Nasbu’r-Râye, II, 342) naklettiğine göre İbnu’l-Cevzî et-Tahkîk‘te, İmam Ahmed‘in, “Amr b. Hazm’ın sadakalar konusundaki vesikası sahihtir” tarzında kesin bir ifade kullandığını nakletmiştir.
(Bir önceki yazıda en-Nesâî‘nin, Süleyman b. Dâvûd‘un yer aldığı senet hakkında “doğruya daha yakın” dediğini nakletmiştim. Doğrusu, en-Nesâî‘nin bu sözü Süleyman b. Erkam‘ın yer aldığı senet hakkında söylediğidir. Düzeltir, özür dilerim.)
- Kur’an‘a abdestsiz dokunmayı yasaklayan rivayetin sahabî ravilerinden birisi de Abdullah b. Ömer (r.a)’dir. Onun rivayetini et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr (XII, 242) ve el-Mu’cemu’s-Sağîr‘de (408), ed-Dârekutnî, es-Sünen‘de (I, 121) ve el-Beyhakî es-Sünenu’l-Kübrâ‘da (I, 128) aktarmışlardır. el-Heysemî Mecmau’z-Zevâid‘de (I, 276) bu senet hakkında “Ravileri güvenilir bulunmuş kimselerdir” demiştir.
- Aynı doğrultudaki Hakîm b. Hizâm (r.a) rivayetini et-Taberânî el-Mu’cemu’l-Evsat‘da (IV, 181-2), el-Hâkim el-Müstedrek‘de (III, 485) ve ed-Dârekutnî es-Sünen‘de (I, 122) aktarmışlardır. el-Hâkim, belirttiğim yerde bu hadisin isnadının sahih olduğunu söylemiş, ez-Zehebî de Telhîs‘inde bu hükmü onaylamıştır.
- Osman b. Ebi’l-Âs (r.a) hadisini İbn Ebî Dâvûd Kitâbu’l-Mesâhif‘te (185) –kesintili (münkatı) bir senetle– ve et-Taberânî el-Mu’cemu’l-Kebîr‘de (IX, 44) rivayet etmiştir. Senedinde bulunan Hişâm b. Süleyman hakkında ihtilaf edilmiş olmakla birlikte el-Buhârî‘nin bu zatın güvenilir olduğunu söylemesi yeterli olsa gerektir. (Bkz, el-Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 74.)
- Bu babdaki Sevbân (r.a) rivayeti ise zayıftır. (Bkz. Nasbu’r-Râye, I, 199; İbn Hacer, et-Telhîsu’l-Habîr, I, 228.)
Bu merfu rivayetler dışında konuyla ilgili olarak Sahabe‘den ve Tabiun‘dan gelen rivayetler de mevcuttur. Özellikle İbn Ebî Şeybe ve Abdürrezzâk‘ın el-Musannef‘lerinde görülebilecek bu rivayetleri, yazıyı uzatmış olmamak için zikretmiyorum.
İbn Abdilberr şöyle der: “Bu (Kur’an’a abdestsiz olarak el sürülemeyeceği hükmü) Mâlik, eş-Şâfi’î, Ebû Hanîfe, es-Sevrî, el-Evzâ’î, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhûye, Ebû Sevr ve Ebû Ubeyd’in de görüşüdür ki bunlar, dönemlerinin Fıkıh ve Hadis imamlarıdır. Yine bu görüş (Sahabe ve Tabiun’dan) Sa’d b. Ebî Vakkâs, Abdullah b. Ömer, Tâvus, el-Hasen(ul-Basrî), eş-Şa’bî, el-Kasım b. Muhammed ve Atâ’dan da rivayet edilmiştir.” (et-Temhîd, XVII, 397) el-İstizkâr‘da ise (VIII, 10) İslam merkezlerinde fetva makamında bulunan fukahanın ve onların öğrencilerinin bu konuda icma ettiğini söyler.
Milli Gazete – 9 Aralık 2003