Okuyucu Soruları-28 Kur’an’a Abdestsiz Dokunmak-1

Ebubekir Sifil2003, 2003 Yılı, Aralık 2003, Aralık Ayı 2003 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları

Soru: “…Abdestsiz Kur’an’a dokunma meselesi günümüzde epey tartışılmış olsa da bu konuda da sahih bir rivayet bulamadım. Sahih olmayan (rivayet ve delalet yönünden kat’i olmayan) bu iki üç rivayetle nasıl olur da bir şeyin haramlığına hükmedilir?…”

Cevap: Kur’an‘a ancak abdestli olarak dokunulabileceğini bildiren hadis Amr b. Hazm, İbn Ömer, Hakîm b. Hizâm, Osman b. Ebi’l-Âs ve Sevbân (Allah hepsinden razı olsun) kanalıyla nakledilmiştir. Bu rivayetlerin durumunu maddeler halinde ele alacak olursak:

  1. Amr b. Hazm (r.a) hadisi, Efendimiz (s.a.v) kendisini Yemen‘e görevli olarak gönderdiğinde kendisine yazdırdığı vesikada mevcuttur. Pek çok fıkhî meseleyi ihtiva eden –ve el-Hâkim‘in de dediği gibi– Ömer b. Abdilazîz ve ez-Zührî‘nin, sıhhatine şahitlik ettiği bu vesika, İslam’ın temellerinden birisidir.

Teknik detaylara girmeden şu kadarını söyleyelim: Bu vesikada yer alan hükümler meyanında “Kur’an’a ancak temiz olan dokunur” buyurulmuştur. İbn Abdilberr şöyle der: “Bu, ilim ehli indinde meşhur olmuş, tanınan bilinen bir kitap (mektup)tır ve şöhreti dolayısıyla isnattan müstağnidir. (…) Amr b. Hazm’a verilen bu vesikanın sıhhatinin delili, ulemanın çoğunluğunun onu hüsn-i kabul ile karşılamış olmasıdır.” (et-Temhîd, XVII, 396-7)

İmam Mâlik, İmam Ahmed, et-Taberânî, en-Nesâî, ed-Dârekutnî, (el-Merâsîl‘inde) Ebû Dâvûd, Abdürrezzâk, el-Hâkim, İbn Hibbân, et-Tayâlisî, el-Beyhakî ve daha başkaları tarafından nakledilen bu vesika hakkında es-Süheylî, “Mürseldir; delil olarak kullanılamaz” demiştir.

Ancak yukarıda da geçtiği gibi ulema tarafından kabul ve içindekilerle amel edilmiş olmasının onu isnattan müstağni kılan bir özellik olarak görülmüş olması bir yana, el-Albânî‘nin de belirttiği gibi (İrvâu’l-Ğalîl, I, 158) bu rivayetin ed-Dârekutnî ve el-Esrem tarafından nakledilen varyantı muttasıldır.

Belirttiğim yerde el-Albânî, bu hadisin ravilerinden birisinin kimliği üzerindeki ihtilafa işaret ederek, söz konusu kişinin, zayıf bir ravi olan Süleyman b. Erkam olduğunu söyler. Ancak en-Nesâî, onun güvenilir bir ravi olan Süleyman b. Dâvûd adlı kişi olmasını doğruya daha yakın bulduğunu söylemiştir. (Bkz. Nasbu’r-Râye, I, 197.) Kaldı ki, mezkûr eserinde 2 sayfa sonra el-Albânî şöyle demektedir: “Yukarıdaki satırları yazdıktan uzun bir zaman sonra Amr b. Hazm hadisini, “Fevâidu Ebî Şu’ayb” adlı eserde Süleyman b. Dâvûd rivayeti olarak buldum. (…) Sonra el-Beğavî’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Ahmed b. Hanbel’in, kendisine bu hadisin durumu sorulduğunda şöyle dediğini işittim: “Onun sahih olduğunu umarım.” Nitekim İmam Ahmed‘in bu babdaki –ileride üzerinde duracağım– İbn Ömer (r.a) rivayetiyle ihticac ettiğini İbn Hacer de et-Telhlîsu’l-Habîr‘de (I; 228) zikretmiştir.

Devam edecek.

Milli Gazete – 6 Aralık 2003