Okuyucu Soruları serisine uzun bir zaman ara verdik. Milli Gazete’nin görsel bakımdan yeniden yapılandırılması ve daha başka hususlar sebebiyle meydana gelen bu durum dolayısıyla okuyucu soruları da hayli birikmiş durumda. Bu süreçte yazı günleri değişti, bir ara yazı sayısı haftada ikiye indi…
Gerek e-posta yoluyla, gerek başka kanallarla iletilen sorular arasında bu köşeye taşıdıklarımı kısa cevaplarla geçiştirmek istemiyorum. Cevapların delilleri/gerekçeleri ile birlikte zikredilmesi hem benim için, hem de okuyucu için önemli. Ancak bu durum, bir yandan seri yazılar oluşmasına sebebiyet veriyor, bir yandan da sırada bekleyen soruların sahiplerinin “unutulduk mu” sitemlerine yol açıyor. Neylersiniz ki daha iyisi elden gelmiyor. Ya Milli Gazete’de haftanın yedi günü yazacağım –ki bu mümkün değil–, ya da bu durumu bu şekilde kabulleneceğiz.
Sözü daha fazla uzatmadan bu senenin ilk okuyucu sorusuyla “Bismillah” diyelim:
Aslında bu soru iki maddeden oluşuyor; ilk maddesini geçen sene cevaplandırmıştım.[1]http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=1163 O yazıdan sonra bugüne kadar Okuyucu Soruları faslını açmak –yukarıda özetlediğim sebeplerle– bir daha müyesser olmamıştı. Sorunun ikinci kısmı şöyle:
Soru
(…) Kertenkele hadisi varmış: “Kertenkele şerrlidir, çünkü Hz. İbrahim aleyhisselamın ateşine daha iyi yanması için üfürdü”, ya da “Kertenkeleyi nerede bulursanız öldürün.” Bu şekilde hadisler var. Simdi bu konu bir kavga konusu oldu. Birileri başkalarının kalblerini kırdı. Bir kardeş Biyolojiyle çok uğraşıyor; dedi ki, “Kertenkele ne üfürebiliyor, ne zehirli, ne de pis bir varlık. Nasıl olur ki bu böyle olur?” Bu kardeş İsmailağa’da okumuş bir hocaya sormuş, bu hoca kendisi aslen Amerikalı, İsmailağa’dan sonra İngiltere’ye gitmiş, oradan da geri vatanına dönmüş. Bu Hoca Biyoloji gibi bir şey okumuş, ama daha çok haşere/böcekler üzerine. Bu hoca dedi ki, “Bu hadislerde kullanılan kelime Arabistan’a has olan bir kertenkeleyi anlatır. Hadiste her türlü kertenkele kasd edilmemişdir.” Kendisi yoğun araştırma yapmış bu konuda. Zikri geçen kardeş bunu bizlere ve başka kardeşlere anlattı. Şimdi bazı kardeşler bunu duydu, hocaya modernist vesaire diyorlar, hakaret ediyorlar ve bu kardeşe de “Hadisin üstüne tükürüyor”, “Hadis inkârcısı” vs. diyerek çok büyük hakaretler etdiler:
Ben de düşündüm taşındım, sizin her iki taifeden sevildiğinizi düşündüm ve dedim ki, bunu bir Hocamıza sorayım.
Bu hadislerde her kertenkele mi kasd edilmişdir? Edilmişse, kertenkele bir kötü varlık mıdır? Kertenkele üfüremiyor ve bugün bildiklerimize göre zehirli bir varlık da değil. Bize bu konuları açıklarsanız, sevinirim.
Cevap
Soruda “kertenkele hadisi” olarak ifade edilen rivayet, teknik tabiriyle “müşkil” hadislerdendir. Yine soruda “kertenkele” olarak ifade edilen hayvan “el-Vezağ”dır ki, esasen dilimize “kertenkele” olarak tercüme edilmesi yanlıştır. Ya da bu hayvan, “bir tür kertenkele” olmalıdır.
Mütercim Âsım Efendi’nin bu kelime hakkında verdiği bilgi şöyle: “el-Vezeğa: (…) Sâmm-ı Ebrâs ismidir ki, Alaca keler ve Ağulu keler dedikleri kelerdir. Cist-ü (veya cüst-ü?) çalak (seri hareketli, kapıp kaçan) olduğu için (böyle) isimlendirildi.”[2]Mütercim Âsım Efendi, Kamus Tercemesi Okyanus, II, 722.
Söz konusu hadisi “müşkil” olarak nitelendirmemin sebebi, kimi rivayetlerde bu hayvanın öldürülmesi emredilirken, kimi rivayetlerde öldürülmesiyle ilgili bir kayıt yoktur veya sahabî ravi, Efendimiz (s.a.v)’in, onun öldürülmesini emir buyurduğunu bilmediğini söylemektedir.
Haftaya devam edelim.
Milli Gazete – 11 Şubat 2012