Soru
“Size sık sık rastladığım bir konuyla alakalı bir soru sormak istiyorum. Bu konuda benim birikimim pek fazla olmadığı için karşı tarafı çok tatmin edecek cevaplar veremeyebiliyorum. Sözünü ettiğim konu, Peygamberimizin (sav) çok evliliğiyle alakalı. Malum soru, Hz. Muhammed (sav) niye çok evlendi (bildiğim kadarıyla 12 evliliği var), (haşa) o kadın düşkünü biri miydi vs.. Bu soruyu, “Bana dünyanızdan 3 şey sevdirildi: güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz” mealindeki hadis-i şerif bağlamında da değerlendirecek olursak nasıl bir cevap vermeli, nasıl bir savunma yapmalıyız? Aslında belki şunu sormak lazım öncelikle: Peygamberimizin çok evlenmesiyle, sözü geçen hadisin bir alakası var mı gerçekten de? Eğer yoksa Efendimize kadının sevdirilmesini nasıl anlamalıyız?”
Cevap
Soruda yer alan hususları maddeleştirecek olursak:
- Efendimiz (s.a.v) neden çok kadınla evlenmiştir?
- “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi…” rivayetiyle bu durumun bağlantısı nedir?
Aynı sırayla cevaplandıracak olursak:
- Efendimiz (s.a.v)’in evliliklerinin 13’ünde ittifak vardır. Efendimiz bu hanımların hepsiyle aynı anda evlilik bağı kurmuş değildir. R’efik-i A’la’ya intikal ettiğinde 9 hanımla evli bulunuyordu.
Efendimiz (s.a.v), ilk evliliğini Hz. Hatice (r.anha) validemizle yapmış ve onun üzerine evlenmemiştir. O vefat ettikten sonra Hz. Aişe (r.anha) validemizle evlenmiştir. Arkasından Sevde bt. Zem’a (r.anha) validemizle evlilik yapmıştır. Diğer eşleri Zeyneb bt. Cahş, Ümmü Seleme, Hafsa bt. Ömer b. el-Hattâb, Ümmü Habîbe bt. Ebî Süfyân, Cüveyriye bt. el-Hâris, Safiyye bt. Huyey, Meymûne bt. el-Hâris, Zeyneb bt. Huzeyme, Mâriye bt. Şem’ûn ve Reyhâne bt. Zeyd (Allah hepsinden razı osun). Ezvac-ı tahiratın (Allah hepsinden razı olsun) tamamını dul hanımlar oluşturmaktadır. Sadece Hz. Aişe (r.anha) validemiz bunun istisnasıdır.
Adı Ümmehat-ı Mü’minin arasında zikredilen diğer hanımlar ise şunlardır: Ümmü Şerîk, Havle bt. el-Hüzeyl, Amre bt. Yezîd, Esmâ bt. en-Nu’mân, Müleyke bt. Ka’b, Fâtıma bt. ed-Dahhâk, Ğâliye bt. Zabyân, Kuteyle (veya Kayle yahut Kubeyliye) bt. Kays, Senâ (veya Sebâ) bt. Esmâ (veya es-Salt), Şurâfe bt. Halîfe, Leylâ bt. Hatîm (veya Hakîm), Ğifar’lı bir kadın.
Bunlardan bir kısmının Efendimiz (s.a.v)’le nikâhlanıp gerdeğe girdiği ihtilaflıdır. Bir kısmı gerdeğe girmeden Efendimiz (s.a.v) tarafından boşanmıştır. Aralarında Efendimiz (s.a.v) ile gerdeğe girmeden vefat edenler ve Efendimiz (s.a.v)’in vefatı sebebiyle gerdeğe giremeyenler vardır. Dolayısıyla bunlar ezvac-ı tahirat arasında sayılmamıştır. (Her biri hakkında detaylı bilgi ve farklı rivayetler için kaynaklara bakılmalıdır.)
Efendimiz (s.a.v)’in, sahih rivayetler kanalıyla ve ittifakla nakledilen 13 evliliğinin her birinin ayrı bir sebep ve hikmeti vardır. Her şeyden önce O bir Peygamber’dir ve risalet görevi her şeyin önünde ve üstündedir. Dolayısıyla –Kur’an’ın tabiriyle “hayatı ve ölümü Allah için olan” Efendimiz (s.a.v)’in evliliklerini de risalet görevinin tezahür alanlarından birisi olarak görmek durumundayız.
Bunun böyle olduğunun en açık delillerinden birisi, kendisi 25 yaşındayken 40 yaşındaki Hz. Hatice (r.anha) validemizle evlenen Efendimiz (s.a.v)’in, bu ilk eşi vefat edinceye kadar 25 yıl bir başka hanımla evlenmemiş olmasıdır. Hz. Hatice (r.anha) validemiz vefat ettiğinde Efendimiz (s.a.v)’in yaşının 50’nin üzerinde bulunduğunu hatırlatalım. Bu yaşa kadar kendisinden 15 yaş büyük bir hanımla sürdürdüğü evlilik hayatını başka bir hanımla paylaşmamış olması, yaptığı evliliklerin “cinsellik”e indirgenemeyecek anlam ve amaçlar taşıdığının en açık göstergesidir.
Hz. Aişe (r.anha) validemiz, keskin zekâsı, derin anlayış kabiliyeti ve genç yaşıyla Efendimiz (s.a.v)’den sonra da erkek-kadın bütün bir Sahabe neslinin başvuru kaynağı ve fetva makamı olmuştur.
Zeyneb bt. Cahş (r.anha ki halasının kızıdır) Efendimiz (s.a.v)’in evlatlığı Zeyd b. Hârise (r.a)’ın eski eşidir. Cahiliye döneminde evlatlık öz evlat gibi telakki edilir ve onun babalığı durumundaki kişi evlatlığının boşadığı kadınla evlenmezdi. Efendimiz (s.a.v), –hem de nikâhları Yüce Allah (c.c) tarafından akdedilmek suretiyle (bkz. 34/el-Ahzâb, 37)– Hz. Zeyneb (r.anha) validemizle evlenmiş, böylece asılsız bir gelenek ve telakki, kökünden kazınarak toplum hayatından atılmıştır.
Hz. Cüveyriye (r.anha), Yahudi Mustalıkoğulları kabilesinin ileri gelenlerinden birisinin kızıdır. Efendimiz (s.a.v)’le yaptığı ahdi bozan ve sözleşmeye aykırı hareket eden bu kabileyle yapılan savaşta esir alınmıştı. Efendimiz (s.a.v) tarafından serbest bırakılınca o, kendisine özgürlüğünü bahşedenle evlenerek sadece kendisi için bulunmaz bir fırsatı değerlendirmiş olmadı; onun serbest bırakılması, bütün esirlerin serbest bırakılmasıyla sonuçlandı.
Hz. Sevde (r.anha) validemiz yaşlı bir kadındı. Efendimiz (s.a.v)’le gecelemedeki sırasını Hz. Aişe (r.anha) validemize devretmişti. Rabbine. “Peygamber eşi” olarak kavuşmaktan başka bir amacı yoktu. Efendimiz (s.a.v)’in onunla evli kalmasının, “taaddüd-i zevcat”ın (çok eşlilik) anlam ve amacı konusunda mü’minlere yönelik son derece önemli bir mesaj içerdiği izahtan varestedir…
Diğer evliliklerinin her biri için bu türlyü hikmet ve incelikler saymak mümkündür. Ancak burada bunu yapmak yerine, detaylı bilgi edinmek isteyenler için ilgili monografilerden birkaçını zikredelim: İmam Muhibbuddîn et-Taberî’nin es-Simtu’s-Semîn’i, Abdülganî Abdurrahmân Muhammed’in Zevcâtu’n-Nebî Muhammed (s.a.v) ve Hikmetu Ta’addidihinne’si, Sa’îd Eyyûb’un Zevcâtu’n-Nebî’si, Bessâm Muhammed Hamâmî’nin Nisâ Havle’r-Resûl’ü, es-Seyyid el-Cemîlî’nin Nisâu’n-Nebî’si…
Devam edecek.
Milli Gazete – 21 Aralık 2008