Bir önceki yazıdan devam.
Sahabe’nin şirke düşeceği endişesiyle Hz. Ömer (r.a)’in Rıdvan ağacını kestirdiğini anlatan senedi kesintili rivayete ihtiyatla yaklaşmamızı gerektiren rivayetler mevcuttur. Üstelik bu rivayetler diğerinden daha sahihtir.
Ezcümle el-Buhârî ve Müslim tarafından nakledilen bir rivayette Tabiun’un ileri gelenlerinden Sa’îd b. el-Müseyyeb’in şöyle dediğini görüyoruz: “Babam (el-Müseyyeb b. Hazn-r.a-) Resulullah (s.a.v.)’e ağacın yanında bey’at edenlerdendi. Şöyle dedi: “Ertesi yıl hac (umre) için geldik; ancak o ağacın yeri bize gizli kaldı.”[1]el-Buhârî, “Megâzî”, 35; Müslim, “İmâre”, 77-9.
Yine el-Buhârî ve Müslim’in yer verdiği değişik lafızlar cümlesinden olarak– şu rivayet mevcuttur: “Sa’îd b. el-Müseyyeb’in babasından naklettiğine göre babası, “O ağacı (bey’at zamanı) gördüm. Sonra onu unuttum, bilemedim” demiştir.[2]el-Buhârî, a.y.; Müslim, a.y.
Sa’îd b. el-Müseyyeb’in babasından naklettiği bu rivayet, Rıdvan ağacı altında bey’at etmiş olan sahabîlerin –en azından bir kısmının– ertesi sene o ağacı bulmak için bulunduğu mevkie gittiğini, ancak bulamadığını açık bir şekilde göstermektedir.
Ağacın ertesi yıl yerinde bulunmadığı veya yerinin tesbit edilemediği haberinde İbn Ömer (r.a) de el-Müseyyeb b. Hazn (r.a)’ı teyid etmektedir. el-Buhârî’nin naklettiğine göre o şöyle demiştir: “Ertesi yıl (ağacın bulunduğu mevkie) geri döndük. Ancak bizden iki kişi bile altında bey’at ettiğimiz ağaç konusunda görüş birliğine varamadı. O ağaç Allah Teala’dan bir rahmet idi…”[3]el-Buhârî, “Cihâd”, 110.
(Her ne kadar İbn Hacer, İbn Ömer (r.a)’in bu son cümlesinin, “Onun kaybolması (veya onu bulamamamız) Allah Teala’nın bir rahmeti idi” tarzında tevil etmekte ise de[4]İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VI, 118. cümlenin gelişine ve kullanılan kelimelere bakılırsa İbn Ömer (r.a), bizzat ağacı kasdetmektedir. İbn Hacer’in “ikinci dereceden bir ihtimal” olarak işaret ettiği bu anlam İbn Ömer (r.a)’in asıl kastı olmalıdır ve maksadı şudur: Bu ağaç Allah Teala’nın rahmet ve rızasının mü’minler üzerine indiği yerdir.)
Söz konusu ağacın veya yerinin tayini, rivayetlerden anlaşıldığına göre Hz. Ömer (r.a) zamanını da aşarak Sa’îd b. el-Müseyyeb dönemine kadar insanların ilgi odağı olma özelliğini sürdürmüştür. el-Buhârî tarafından nakledilen şu rivayet bu hususta calib-i dikkat bilgi sunmaktadır: “Târık b. Abdirrahman anlatıyor: “Hac yapmak üzere yola çıkmıştım. Namaz kılmakta olan bir cemaatin yanına uğradım. “(İçinde namaz kılmakta olduğunuz) bu mescit nedir?” diye sordum, “Bu, (altında) Resulullah (s.a.v.)’in Rıdvan bey’atını yaptığı ağaçtır” dediler. Bunun üzerine Sa’îd b. el-Müseyyeb’e geldim ve durumu haber verdim. Sa’îd şöyle dedi: “Bana babamın naklettiğine göre kendisi Resulullah (s.a.v.)’e ağacın altında bey’at edenlerdenmiş. Şöyle dedi: “(Hac veya umre için) ertesi yıl yola çıktığımızda o ağacı(n yerini) unuttuk; onu bulamadık.” Sa’îd (devamla) şöyle dedi: “Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ashabı onu(n yerini) bilmiyor da sizler mi biliyorsunuz? Siz daha iyi (mi) biliyorsunuz!”[5]el-Buhârî, “Megâzî”, 35.
Devam edecek.
Milli Gazete – 19 Mart 2006