Ebû İshak’ın, biri el-Berâ (r.a)’ın altın yüzük “taktığını”, diğeri “takmadığını” anlatan iki rivayeti arasında bir zaman aralığı bulunduğunu söylemek doğruysa durumu şöyle yorumlayabiliriz: Ebû İshak, el-Berâ’nın altın yüzük taktığına önceleri kendisi de şahit olmuşken, bilahare Ebu’s-Sefer ile birlikte ziyaretine gittiklerinde yine altın yüzük göreceği beklentisiyle el-Bera (r.a)’ın parmaklarına özellikle bakmış olmalıdır. Arkadaşının el-Berâ (r.a)’ın parmağında altın yüzük gördüğünü söylemesi üzerine şiddetle itiraz etmesi de bundan ileri gelmiş olmalıdır. Eğer bu iki rivayeti bu veya benzeri bir şekilde uzlaştırmak mümkün olmazsa, tevakkuf etmek, yani herhangi birisiyle hüküm vermemek en doğrusu olmalıdır. Vallahu a’lem.
- Onun altın yüzük takmasının ve bunda bir beis görmemesinin sebebi, bizzat Efendimiz (s.a.v)’in yüzüğü takması için kendisine vermiş –hatta bazı riayetlere göre bizzat parmağına takmış[1]Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 294.– olmasıdır.
Dolayısıyla bu durumu kendisine mahsus bir ruhsat olarak değerlendirmiş olabilir.
- Suheyb (r.a)’in durumu da buna benzemektedir. en-Nesâî’nin, dipnotta belirttiğim yerde naklettiğine göre Hz. Ömer (r.a)’in, parmağındaki altın yüzüğü garipsemesi üzerine, “Bunu senden daha hayırlısı (yani Hz. Peygamber) gördü ve bir şey demedi” demiştir.
Burada da üç ihtimal söz konusudur:
- Hz. Peygamber (s.a.v) Suheyb (r.a)’in parmağındaki altın yüzüğü, erkeklere altın yüzük kullanımını yasaklamadan önce görmüş ve serbest olduğu (hatta bizzat kendisi de taktığı) için bir şey dememiş olabilir. İlgili rivayetlerde zikredildiği gibi önceleri Hz. Peygamber (s.a.v) de altın bir yüzük edinmiş ve takmıştır. Ancak bazı rivayetlerin bildirdiğine göre bu durum 3 gün devam etmiştir. Dolayısıyla Efendimiz (s.a.v) Suheyb (r.a)’in parmağındaki altın yüzüğü bu süreç içinde görüp bir şey dememiş olabilir.
- Efendimiz (s.a.v)’in altını erkeklere yasakladığından Suheyb (r.a)’in haberi olmamış olabilir. Ancak bu ihtimal zayıf görünmektedir. Zira Hz. Ömer (r.a)’in olayı garipsemesi ve Suheyb (r.a)’in verdiği cevap, yasaklamadan haberdar olduğunu ihsas etmektedir.
- Suheyb (r.a), altın yüzük konusunda kendisine özel bir ruhsat tanındığını düşünmüş olabilir. Vallahu a’lem.
- Habbâb b. el-Erett (r.a) altın yüzük takan sahabîlerden olarak rivayet edilmiştir. Ancak Abdullah b. Mes’ûd (r.a) onun altın yüzük taktığını görünce, “Hâlâ onu atmanın zamanı gelmedi mi?” diye tevbih etmiş, o da hak vererek, “Artık onu bir daha görmeyeceksin” diyerek çıkarmıştır.[2]İbn Ebî Şeybe, VI, 66. Dolayısıyla onun altın yüzük takmasıyla istidlal edilmesi doğru değildir.
Huzeyfe, Talha b. Ubeydillah, Câbir b. Semure, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Abdullah b. Yezîd, Sa’îd b. el-Âs, Ebû Üseyd[3]İbn Ebî Şeybe, VI, 67. Adı Mâlik b. Rebî’a’dır. Bedir ehlinden en son vefat eden sahabî olduğu söylenmiştir. ve Enes b. Mâlik’in[4]İbn Ebî Şeybe’nin rivayetine göre (VI, 67) kendisine altın yüzük takmanın hükmü sorulduğunda, cevaz vermiş, sadece altın ve gümüş kaptan yemek yemekten sakındırmıştır. (Allah hepsinden razı olsun) altın yüzük takmasına veya bunu tecvizine gelince, ulema bu noktaya iki şekilde cevap vermiştir:
- Efendimiz (s.a.v)’in erkeklere altın yüzük takmayı yasakladığı haberi bu sahabîlere ulaşmamış olabilir.
- Ulaşmışsa da, bu konudaki nehyi tenzihe hamletmiş, yani Efendimiz (s.a.v)’in bunu kesin haram kıldığını değil, sadece bazı sebeplerle hoş görmediğini düşünmüş olabilirler.
Altın yüzük taktığı veya takılmasına cevaz verdiği nakledilmiş olan sahabîlerin bu davranışının ulema tarafından zikredilmemiş olan muhtemel bir sebebi daha olabilir: en-Nesâî[5]en-Nesâî, “Zînet”, 43. ve daha başkaları tarafından nakledilen bir rivayette Hz. Ali (r.a), “Resulullah (s.a.v) bana şunları yasakladı” diyerek altın yüzük kullanımını da zikretmiş, bu meyanda şu cümleyi kullanmıştır: “Resulullah (s.a.v) bunları bana yasakladı; insanlara yasakladığını söylemiyorum.” Keza en-Nesâî’nin aynı yerde naklettiğine göre Hz. Ali (r.a)’a, “Hz. Peygamber (s.a.v)’in sana yasakladığı şeyleri bize (söyle ve) yasakla” diyenlere cevaben zikrettikleri arasında altın yüzük kullanımına da yer vermiştir.
Devam edecek.
Not: Mübarek Üçaylar’ın ve Regaib Kandili’nin, çetin imtihanlardan geçen Ümmet’e hayır, bereket, salah ve necat getirmesini dilerim.
Milli Gazete – 24 Temmuz 2006
Kaynakça/Dipnot
↑1 | Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 294. |
---|---|
↑2 | İbn Ebî Şeybe, VI, 66. |
↑3 | İbn Ebî Şeybe, VI, 67. Adı Mâlik b. Rebî’a’dır. Bedir ehlinden en son vefat eden sahabî olduğu söylenmiştir. |
↑4 | İbn Ebî Şeybe’nin rivayetine göre (VI, 67) kendisine altın yüzük takmanın hükmü sorulduğunda, cevaz vermiş, sadece altın ve gümüş kaptan yemek yemekten sakındırmıştır. |
↑5 | en-Nesâî, “Zînet”, 43. |