Erkeklerin Altın Zinet Kullanımı-1

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2006, Temmuz Ayı 2006 OS

Soru

“De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür.” İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”

Hocam bu ayeti göstererek, altın erkeğe helaldir diyorlar. Hatta haram diyenleri de helali haram kılmakla, yani şirk ile suçluyorlar. Kuranda altının erkeğe haram olduğuna dair bir delil yok mu? Bu noktada gelen hadisler mütevatir deniyor, doğru mu?

Cevap

Erkeğin altın yüzük kullanmasının hükmünün, son zamanlarda üzerinde hayli soru sorulan meselelerin neredeyse başında geldiği dikkat çekici bir durum. Kaynaklarda bu mesele genellikle altın-gümüş kap kullanımı konusuyla birlikte ele alındığı halde, günümüzde meselenin –yaygınlığı dolayısıyla– “altın yüzük kullanımı”na indirgenmiş olması dolayısıyla bu yazıyı bu noktaya hasredeceğim.

Yazının hemen başında belirtelim ki, mesele birebir Kur’an’da zikredilmediği için, tartışmanın zeminini daha ziyade Sünnet oluşturmaktadır.

Altının erkeğe haramlığı konusu iki cihetten tartışılabilir:

  1. “Kur’an Müslümanlığı” denen bid’at cihetinden. Dini kaynaklarından soyutlayarak kendi Kur’an anlayışlarına indirgeyenlerin ortaya attığı bid’atlerden sadece biri, belki de en hafifi, erkeğin altın yüzük kullanması meselesidir. Aslında başta Sünnet olmak üzere “Edille-i Şer’iyye”nin diğer unsurlarını devre dışı bırakmakla bu akımın temsilcileri, Kur’an’a, kendi anlayışlarını söyletmenin, bu suretle de Din’i kendi dar (yoksa alabildiğine “geniş” mi demeliydim?) anlayışlarından ibaret hale dönüştürmenin peşindedirler. Ya da daha doğrusu, aralarında bu amacı gütmeyenler varsa da sonuç buraya çıkmaktadır.

Dolayısıyla bu akımın temsilcileriyle altın yüzük meselesini tartışmadan önce “Usul” meselesinin netleştirilmesi gerekir. “Din’i Kur’an’dan başka delil/kaynak tanımaksızın yaşamak doğru ve mümkün müdür?” sorusu başlangıç noktasıdır.

Ancak yine de burada şu kadarını söyleyelim: Kur’an’da herhangi bir yasak getirilmemiş olması yanında, soruda zikredilen türden ayetlerin genel bir “ibaha” (serbestlik) zemini sağlıyor oluşu, Kur’an Müslümanlığı iddiasında bulunanların bu meselede “cevaz” hükümlerinin gerekçesini oluşturuyor.

Ancak burada önemli bir problem var: Gerek bu meselede, gerekse diğer tekil/parça konularda “hakkında Kur’an’da ayet yok” argümanını kullanarak cevaz kapısı açmak demek, hakkında Kur’an’da özel hüküm bulunmayan her meselenin aynı tarzda çözüme kavuşturulması demektir.

Oysa bu gibi hususlarda Kur’an’ın vaz ettiği genel ilkeler arasında da bir çatışma husule getirmemeye azami dikkat göstermek gerekir. Aksi halde –haşa– Kur’an’ın kendi içinde çelişki bulunduğu gibi bir açmaza sürüklenmek işten değildir.

Açacak olursak, niçin erkeğin altın kullanımı meselesinde “eşyada aslolan ibahadır” genel kaidesinden ve bu kaideye vücut veren ayetten hareket ediyoruz da, Kur’an’ın bizi Sünnet’e ve ululemr’e (bilgi ve yetki sahiplerine) yönlendiren ayet-ler-inden hareket etmiyoruz? Eğer Kur’an bizi buraya yönlendiriyor ve Hz. Peygamber (s.a.v)’de bizler için “güzel örnek” bulunduğuna dikkat çekiyorsa, yapılması gereken şey O’nun örnekliğine başvurmak değil midir?

O’nun örnekliğine başvurduğumuzda karşımıza çıkan manzarayı, konuyla ilgili “ikinci cihet”in izah ve beyanı sadedinde bir sonraki yazıda görelim.

Milli Gazete – 17 Temmuz 2006